Robotik cerrahi alanındaki başarılarıyla tanınan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Turna, İzmir ve Edinburgh’daki çalışmalarıyla dikkatleri üzerine çekti. Turna, "Prostat ve böbrek kanseri uzmanlık gerektiriyor" dedi.
Ağırlıklı olarak prostat ve böbrek kanseriyle, böbrek taşları ve bu hastalıkların tedavilerine yoğunlaşan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Turna, parlak kariyerini öğrencilik yıllarında başlayan araştırma ve teknoloji odaklı çalışma sistemine borçlu olduğunu söylüyor.
Prostat ve böbrek kanseriyle, böbrek taşları üzerinde uzmanlaştığını kaydeden Prof. Dr. Turna, bu operasyonların uzmanlık gerektirdiğini dile getirdi.
Erken teşhis hayat kurtarıyor
Prostat kanserinin erkeklerde en çok görülen kanser türlerinden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Turna, sözlerine şöyle devam etti:
"Prostat ve böbrek kanseri uzmanlık gerektiriyor. Erken teşhis bu kanser türünde çok önemlidir. Erken teşhisin ardından gelen cerrahi prosedürlerde ise robot teknolojisi devreye giriyor. Prostat, vücudun derinliklerinde yer alan bir bez olduğu için cerrahi prosedürler sonrasında çeşitli işlev bozukluklarına yol açabiliyor. Özellikle, idrar kaçırma ve sertleşme sorunları hastalarımızın hayat kalitesini en sık etkileyen komplikasyonlar olarak ön plana çıkıyor. Deneyimli ellerde yapılan robotik cerrahi uygulamalarıyla ise bu sorunlar ciddi anlamda azalıyor. Bununla birlikte bir diğer önemli nokta da orta ve yüksek risk grubunda hastalığın doğru evrelendirilmesi için lenf bezlerinin de alınması gerekiyor Tabii en az teknoloji kadar, onu kullanan hekimin deneyimi de çok önem taşıyor. Şu anda Türkiye’nin en doğusundan batısına kadar çeşitli illerden hastalar bu tedaviyi olmak için İzmir’e geliyor."
3 binin üzerinde ameliyat
Kariyeri boyunca 3 binin üzerinde ürolojik ameliyat yaptığı bilgisini veren Prof. Dr. Turna, "Böbrek kanseri en öldürücü ürolojik kanser türü. Kapalı ameliyatlarla uygun olgularda böbreğe zarar vermeden yalnızca tümörlü bölümü alabiliyor ve hastanın iyileşme sürecini de kısaltabiliyoruz. Böbrek taşlarının görülme sıklığı ise çok yaygın. Her 10 kişiden birinde görülüyor. İklim, genetik yatkınlık ve az sıvı tüketimi bu sonuca yol açıyor. Koruyucu hekimlik bu anlamda çok önemli. Kişiselleştirilmiş yaklaşımla birlikte hastanın durumuna en uygun tanı ve tedavi süreçlerini yürütüyoruz. Hasta, böbrek ve taşa bağlı faktörleri değerlendirerek tedavi sürecini planlıyoruz" diye konuştu.