Dünya Ekonomik ve Stratejik Araştırmalar Vakfı (DESAV) Başkanı Prof. Dr. Ünsal Ban, küresel piyasalarda ve dünyanın en büyük ekonomilerinde zayıflama eğilimi olduğunu belirterek, “Koalisyon döneminde Türkiye büyük bir kara delik içinde sürükleniyordu. Koalisyon eşittir kriz demektir” dedi.Türkiye’de ve dünyada yaşanan ekonomik gelişmeleri karşılaştırarak kriz tellallarına cevap veren DESAV Başkanı Prof. Dr. Ünsal Ban, küresel ekonominin lokomotifi olarak nitelenen ülkelerde ekonominin gidişatını pek parlak bulmadığını belirtti. Prof. Dr. Ban, “Faiz artışı tartışmalarının devam ettiği ABD’de ekonomideki iyileşme eğiliminin kemikleştiği söylenemez. Dünya ticaretini sırtlayan Çin’de ekonomik faaliyetlerdeki yavaşlama eğilimi dikkat çekiyor. Avrupa Birliği ve Japonya gibi gelişmiş ekonomilerdeki sorunlar gün geçtikçe büyüyor. Brezilya ve Rusya gibi gelişen ekonomiler de oldukça dertli. Şöyle genel tabloya baktığınızda yavaşlama eğiliminin küresel bir sorun haline geldiğini görüyorsunuz. Böylesine sıkıntılı bir ortamda herhangi bir ülkenin dünyanın geri kalanından ayrışarak daha yüksek ekonomik performans göstermesi çok da mümkün değil. Bilindiği üzere küresel ekonomik sistemde ülkeler birbiri ile doğrudan etkileşim halinde. Yani, dünya ekonomisinde önemli paya sahip olan bir ülkede herhangi bir sorun ile karşılaşılması halinde diğer ülkelerin bu durumdan etkilenme ihtimalinin yüksek olduğunu söylemek mümkün. Hatta 1973’te, 1987’de, 1994’te, 1997’de, 2001’de ve 2007’de yaşandığı üzere bir ülkede başlayan krizin kontrol altına alınamadığı takdirde tüm dünyaya yayılması bile muhtemel. Fakat şu an için böylesi bir durumdan söz etmek doğru olmaz. Yani, küresel ekonomideki yavaşlama eğilimine rağmen kriz söz konusu değil” diye konuştu.TÜRKİYE’NİN DURUMUKüresel ekonomiden örnekler veren Prof. Dr. Ünsal Ban şunları kaydetti:“Türkiye’de kriz var’ algısı oluşturmak için bir süredir yapılanları büyük bir dikkatle takip ediyoruz. Dolar kurundaki yükselişten dış ticaret hacmindeki artışın yavaşlamasına, küresel ekonomi ile doğrudan ilişkili olan her türlü değişken, içsel dinamiklerden kaynaklanıyormuş gibi lanse edilmeye çalışıyor. Hâlbuki ülkemizin ekonomik görünümüne ilişkin verilerin beklentilerin bir miktar altında kalmasının küresel nitelikte olan yavaşlama eğiliminden kaynaklandığını belirtmek gerekiyor. Dolayısıyla bugünlerde ekonomik göstergelerde yaşanmakta olan hareketliliğin geçici nitelikte olduğunu söyleyebiliyoruz. Öte yandan tüm bunların farkında olup da ‘Türkiye’de kriz var’ algısı yaratmak adına çalışanların amaçlarının ise çok farklı olduğunu gözden kaçırmamak lazım. Özellikle son günlerde bir takım basın- yayın kuruluşlarının koalisyon söylemleri ile ön plana çıkmış olmaları dikkatimizi çekiyor.”“KOALİSYON KRİZ DEMEKTİR”Türkiye’de yaşanan koalisyon dönemlerinde devamlı kriz havasının hakim olduğunu vurgulayan DESAV Başkanı Prof. Dr. Ban, “Bilindiği üzere ülkemizde 1960 ile 2000 yılları arasında her on yılda bir koalisyon hükümetleri iktidara gelmiştir. Siyasi riskin had safhaya çıktığı bu belirsizlik süreçlerinde, başta istihdam ve sanayi sektörleri olmak üzere reel ekonomiyi doğrudan ilgilendiren birçok faaliyet alanı olumsuz yönde etkilenmiştir. Özellikle 1990 sonrasında derinleşen siyasi boşluk ortamında ortaya çıkan yüksek enflasyon, dış borç, bütçe açığı ve cari açık, iç ve dış şoklara karşı dirençsiz hale gelen ekonomiyi daha da kırılgan duruma sürüklemiştir” ifadelerini kullandı.Koalisyon dönemlerinde yaşananların ekonomide büyük yaralara neden olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ünsal Ban, “Bu süreçte kamu açıklarının artması ve öngörülen bankacılık reformlarının yapılmaması ile derinleşen kırılgan yapıya, koalisyon hükümetlerinin siyasi zayıflığı nedeniyle müdahale edilememiş ve dolayısıyla ülkemiz 2000-2001 krizine girmiştir. Yaşanan krizlerin ardından ise IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşların kapısı çalınmış ve dönemin koalisyon hükümeti inisiyatifinde tarihin en yüksek miktardaki borcu alınmıştır. Uzun lafın kısası, bir tarafta koalisyon hükümetlerinin başarısızlıkları nedeniyle ortaya çıkan ekonomik krizler, yoksulluk ve darboğaz varken, diğer tarafta ise siyasi ve ekonomik istikrar ortamının getirdiği gelişmeler vardır. Duruma bu açıdan bakınca, son dönemde ortaya atılan kriz ve koalisyon söylemlerinin hedefinde Güçlü Türkiye’nin yer aldığı karşımıza çıkmaktadır” diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz