Ondokuzmayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu, Samsun'un tarihi köklerine sahip çıkılmadığını söyledi.
Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu, Türk Ocakları Samsun Şubesi’nde 'İlkçağdan Osmanlı’ya Samsun' konulu bir konferans verdi. Konferansın açılışında konuşan Türk Ocakları Samsun Şube Başkanı Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan, Nevruz kutlamalarına dikkat çekti.
"Türklüğün bayramını istismar edenler Diyarbakır’da Türk bayrağını asmadıkları gibi terörist başına özgürlük ve Kürdistan taleplerini dile getirmiş, Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğüne karşı aleni eylem yapmışlardır.” diyen Prof. Çağlayan, Türkiye’nin çözülmesine doğru giden bu sürecin durdurulması ve terörle etkin mücadeleye yeniden başlanması gerektiğini kaydetti.
Samsun’un 'Milli Mücadele kenti' kimliğinin Amazon ve Amisos gibi kavramlarla sulandırıldığını vurgulayan Prof. Dr. Çağlayan, "Bu günkü konferansta da Samsun’un bin yıldan fazla bir Türk şehri olduğunu görmüş olduk.” dedi.
Çağlayan'ın konuşmasının ardından 'İlkçağdan Osmanlı’ya Samsun' konulu konferansına başlayan Ondokuzmayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu, kentin tarihi önemini anlattı.
Tekkeköy’deki mağara yerleşimlerine göre Samsun’un on bin yıldan fazla süredir yerleşime açılmış bir kent olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tellioğlu, kentin Karadeniz şehirleri arasında ticari bakımdan öne çıktığını hatırlattı. En eski adı Enete olan Samsun’un daha sonra Amisos, Pereira, Simisso ve Canik isimleriyle anıldığının altını çizen Tellioğlu, Osmanlı İmparatorluğu’ndan önce kentte Gaskalar, Kimmerler, İskitler, Koloniciler, Makedonyalılar, Romalılar, Selçuklular ve Canik Beylikleri’nin yaşadığı bilgisini verdi.
"SAMSUN’UN TARİHİ KÖKLERİNE SAHİP ÇIKILMADI"
Osmanlı öncesi yapılarından çok azının bugüne ulaştığını dile getiren tarihçi Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu, "Ulaşanların çoğu da ilgisizlikten harap olmuş vaziyettedir. Müslüman Samsun’un merkezi olan kaleden geriye Büyük Camii önündeki sur parçacıklarından başka hiçbir şey kalmamıştır. Samsun’un etrafında büyüyüp geliştiği bu kaleye, ne mahalli idareler ne de anıtlar kurulu sahip çıkmıştır. Yıkılan surların üzerine bina inşa ettirilmiştir. Böylesine önemli bir yapının yıkılmasına göz yumanlar tarih karşısında hesap veremeyecektir. Osmanlılardan öncesine ait bir mezar yeri bulmak da mümkün değildir. Seydi Kutbiddin Türbesi'nin olduğu mezarlığın aşağı kesimleri muhtemelen Selçuklulara aitti. Ancak bulvar yolu açma çalışmaları sırasında mezarlıklar yok edilmiştir. Aynı şekilde Vezirköprü’deki Kocakayası Hisarı'ndan eser kalmamıştır. Çarşamba’daki Gökçeli Camii restore edilip hayata kavuşturulurken Çakallı Hanı ve Bafra Çetinkaya’daki Hızırbey Türbesi de restore edilmeye başlanmıştır. Çarşamba Ordu köyündeki cami, türbe ve kale, aynı ilçedeki Şeyh Habil Camii, Bafra Türbe köyündeki Emirza Bey Türbesi, Çetinkaya’daki Hızırbey Hamamı da aslına uygun bir şekilde yaşatılmayı beklemektedir.” şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz