BURSA (İHA) - 1982 Anayasası'nın mimarlarından ve Ekinlik Adası'ndan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın komşusu olan Profesör Orhan Aldıkaçtı, hükümetin Avrupa Birliği yolunda yasalarda yaptığı değişiklikleri ve gayretleri taktirle karşıladığını belirtirken, "Ancak hükümet (AB'ye gireceğiz) diye, milletin haysiyetinde, devletin varlığından ve bütünlüğünden taviz vermemesi gerekir" dedi.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, Başbakan seçilmeden önce ortaya çıkan kasetlerinde 1982 Anayasası'nı hazırlayanlara yönelik eleştirilerinden payını alan Anayasa Profesörü Orhan Aldıkaçtı, "Başbakanın komşusuyum ama hiç karşılaşmadık. Sözlerinden dolayı kendisine kırgın değilim. Ekinlik Adası'nın Başbakan ile ünlenmesi ve canlanmasından da memnunum" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 5 günlük tatilini geçirdiği Ekinlik Adası'nda komşusu olan Profesör Orhan Aldıkaçtı, İHA muhabirinin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı.
"AB KONUSUNDA DİKKATLİ OLUNMALI" Hükümetin AB çabalarını taktirle karşıladığını anlatan Aldıkaçtı, "Daha dikkatli olunması gerektiği kanısındayım. Kişilik ve varlığımızdan fedakarlık etmemiz düşünülemez. Her türlü tavizi vermeye gerek yok. Milletin varlığı, bütünlüğü, haysiyeti ve devlet kavramı önemli. 30 asırdır Türk Devletleri'nde bu var. Dünyada Türk Milleti gibi başka bir toplum yok. 33 asırdır dünyada adı devlet olarak gelişen topluluk Türkler'dir. Avrupa'daki devletler 8 ve 9'ncu yüzyılda kurulmuştur. Elbette Avrupa ile uyum sağlamamız lazım. Ama taleplerde aşırıya gittiler. İstedikleri düzeni kurmak istiyorlar. Ama bir toplumun özünden esas bünyesinden taviz vermenin ne demek olduğunu onlar da bilirler" diye konuştu.
Hükümetin olumlu çabalarını ve 1.5 yıllık icraatını genel olarak başarılı bulduğunu da anlatan Aldıkaçtı, "Hükümet bir takım olumlu çabalar içinde girmiştir, inkar edilemez. Ama bunları yaparken kendi kafasından ustaca kabul ettiği yöntemleri uyguluyor. Bence, milleti ikna ederek bu yollara girilmeli. Anayasaya karşı, kanuna karşı hile yoluyla hedefe varmak hatalı bir yoldur. Sonu hüsranla biter" şeklinde konuştu.
AİHM'in türbanla ilgili kararını da değerlendiren Aldıkaçtı şunları söyledi:
"Ben de zamanında türbanlı öğrencileri fakülteye kabul ettim. Ama bunun hatalı yol olduğunu anladım. Türban bir hürriyet sorunu olarak değil, siyasi araç ve baskı aracı olarak kullanılıyordu. Böyle bir şeye laikliği temel alan anayasanın imkan vermesi mümkün değildi. Avrupa'da bu doğrultuda karar alıyor. Laiklik devlet ve din işlerinin ayrılması demektir. Devlet, din işlerini düzenlediği zaman laiklikten ayrılır" dedi.
"ANAYASA SIRA ÜZERİNDE NAMAZ KILIN DEMİYOR" Aldıkaçtı, 1982 Anayasası'nda din eğitiminin mecburi olduğunun ve bugünlerde Milli Eğitim Bakanlığı'nın yapacağı değişikliklerin hatırlatılması üzerine, "1982 Anayasası'nın din eğitimine imkan vermesi, din eğitimiyle okulları görevlendirmesi sıraların üzerinde namaz kılınmasını gerektirmez. Aşırı ve yanlış uygulamalar var. Yoksa bir milletin din sahibi olması, isteyenin dini eğitim yapması devlet yönetimi altında yapılması doğal bir şeydi. Avrupa'nın bir çok ülkelerinde vardır. Her devlet, her millet kendi doğrultusunda bu hususta kararlar alır" şeklinde konuştu.
Tayyip Erdoğan'ın başbakan seçilmeden önce gündeme gelen kasetlerinde, 'Kaptıkaçtı' tanımlamasında bulunduğu Prof Aldıkaçtı, bugün gelinen noktada Başbakan'a kırgın olmadığını söylüyor. Başbakanın sözlerini dikkate almıyorum diyen Aldıkaçtı, "Sayın Başbakan'la komşuyuz ama hiç karşılaşmadık. O sözleri söylediği zaman muafiyeti vardı. (İstediğini söyleyebilir, herkes istediğini değerlendirir) dedim. Bugün bir kırgınlığım yok. Şu anda devletin başbakanı, kurallara uyarak başbakan seçilmiş. Kendisini saygıyla karşılıyorum" diye konuştu.
22 yıllık Ekinlik sakinlerinden birisi olduğunu hatırlatan Aldıkaçtı, "Başbakan'ın gelmesinden çok memnunum. Onun sayesinde adamızda ıslahatlar yapılıyor. Yeni çalışmalar var. İnşallah gelmeye devam ederler. Burası da Türkiye'nin bir parçası. Ekinlik'in canlanması ve ünlenmesi beni son derece memnun ediyor" ifadelerini kullandı.