Propolisin ilk kez Yunanlılar tarafından doğal antibiyotik olarak kullanıldığını açıklayan Prof.Dr. Ateş Kara, “Günümüzde de etkisi bilimsel olarak ortaya konan propolis, düzenli tüketildiğinde bağışıklığı güçlendirerek hastalanma sıklığının azalmasına yardımcı olur. Bunun yanı sıra, propolisin solunum sistemi rahatsızlıklarında, astım, alerjik astım, bronşit, ağızda çıkan yaralar, aftlar, uçuklarda, mide bağırsak rahatsızlıklarında kullanım alanının bulunduğu ve kansere karşı etkilerinin olduğu yapılan bilimsel çalışmalar ile ortaya konulmuştur” diye konuştu.
Açıklamalarını yurt dışında yapılan araştırmalardan verilerle devam eden Kara, “Amerikan Pediatri Akademisi (American Academy of Pediatrics, AAP) tarafından yayınlanan bir bilimsel çalışmada, 1-5 yaşları arasındaki 328 sağlıklı çocuk üzerinde, günde 2 kez 12 hafta boyunca propolisli karışım uygulanmış ve solunum yolları enfeksiyonuna yakalanma sıklığı üzerindeki etkisi incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda, propolisli karışımı tüketen çocukların, tüketmeyen çocuklara göre hastalanma sıklığının yarı yarıya azaldığı ve hastalık gün sayısında da belirgin bir azalma (ort. 2,9 günden 1,6 güne düşüş) olduğu tespit edilmiştir.”dedi.
Bir başka çalışmadan bahseden Prof. Dr. Ateş Kara, “2016 yılında Turgut Özal Üniversitesi’nde yapılan randomize, plasebo kontrollü çalışmada, propolisin içeriğinde bulunan kafeik asit fenetil esterinin antimikrobiyal, antienflamatuar etkinlik gösterdiği belirlenmiştir. Ayrıca solunum sistemi rahatsızlığı bulunan çocuklarda propolis kullanımının, hastalık gün sayısında kısalmaya neden olduğu tespit edilmiştir. Bu çocuklarda hastalık semptomlarının ve antibiyotik kullanımının da daha az olduğu saptanmıştır" dedi.
Ateş Kara ayrıca, 2006 yılında Amerika’da Ohio Eyalet Üniversitesi’nde gerçekleştirilen çalışmadan da bahsetti. Kara, çocuklarda üst solunum yolları enfeksiyonuna karşı propolisli karışımın etkisinin incelendiği çalışmada, ürünün enfeksiyon vak’a sayısında, semptomların süresinde ve hastalık gün sayısında azalma meydana getirdiğinin belirlendiğini aktardı.
Dünyanın farklı yerlerinde farklı yıllarda yapılan araştırmalar, propolisin hastalıklara yakalanma sıklığı ve hastalık süresi üzerindeki olumlu etkilerini ortaya koyduğunu aktaran Kara, “ Propolisin düzenli olarak beslenmeye dahil edilmesi halinde bu etkilerden yararlanmak mümkün. Örneğin, yüzde 20 oranında propolis içeren bir damladan çocuklar günde en az 10 damla tüketebilir. Hastalık durumunda bu miktarlar çocuklarda 40 damlaya kadar çıkarılabilir. Propolisi ayrıca tablet, şurup veya ham ballı karışımlar halinde beslenmenize dahil edebilirsiniz” ifadelerine yer verdi.
Seminerde konuşan Prof. Dr. Güldane Koturoğlu ham balın faydalarından bahsetti. Koturoğlu, kovandan elde edildiği haliyle tüketilen ve yüksek derecede ısıl işleme tabi tutulmamış ham balın antienflamatuar, antioksidan, antibakteriyel, antiviral özellikler gösterdiğini ve öksürüğü azalttığına dikkat çekti. Koturoğlu, ham baldan, tonsillektomi sonrası ağrı kontrolünde, üst solunum yolları enfeksiyonu sonrası öksürük tedavisinde, kanser hastalarında oral mukozit tedavisinde yararlandıklarını kaydetti.
Seminerde ayrıca arı ürünlerinden ve faydalarından bahseden Gıda Yüksek Mühendisi Arı Ürünleri Uzmanı Aslı Elif Tanuğur Samancı, propolisin dünyada bilinen en güçlü antioksidan ve antimikrobiyal maddelerden biri olduğunu ifade etti.
Propolisin, arılar tarafından kovandaki mikropları yok etmek, kovanda arının yavrularının sağlıklı büyümesini sağlamak, koloninin bağışıklığını arttırmak ve kovanın sterilizasyonu için kullanıldığını belirten Samancı, “Propolis kovanda hangi görevi görüyorsa, doğru işlendiği takdirde insan vücudunda da aynı etkileri gösterir. Virüs ve bakterileri yok ederek, vücudun hastalıklarla savaşmasına yardımcı olur” dedi.
Anadolu propolisinin farkını anlatan Tanuğur Samancı, “Anadolu propolisi, diğer ülkelerden elde edilen propolis türleriyle karşılaştırıldığında çok özel bir antioksidan profiline sahip. İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü ve İstanbul Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü ile birlikte yürüttüğümüz çalışmada; Brezilya, Çin, Arjantin ve Türkiye’de üretilen propolislerin meme kanseri üzerine etkilerini araştırdık. Çalışmanın sonucunda Anadolu propolisi, kanser hücreleri üzerine yok edici etki gösterirken sağlıklı hücrelere hiçbir zarar vermedi. Anadolu propolisini farklı ülkelerde üretilen propolislerle karşılaştırdığımızda antimikrobiyal ve antitümör aktivitesinin de daha yüksek olduğu ortaya konuldu. Bazı fenolik ve flavonoidler dünyada sadece Anadolu propolisinde bulunuyor. Bu da Anadolu propolisini eşsiz kılıyor” diye konuştu.
Son derece sağlıklı olan propolisin maliyeti bir hayli yüksek. Kilogram fiyatı yaklaşık olarak 1000 TL civarıdır. Piyasada gramla satın alabileceğiniz propolisin 50 gramı ise ortalama olarak 60 TL civarında.
Kanserin baş düşmanı olan propolis hakkında daha fazlasını öğrenmek için tıklayın.