Psikologlar insanları neyin çekici yaptığını buldu

İnsanları cazip kılan şey nedir? İnsanlar nelerden etkilenir?

İnsanlar neyi çekici buluyor? Yuvarlak bir popoyu mu? Keskin bir zekayı mı? Yoksa bu sadece bir "şeytan tüyü" meselesi mi?

Cazibe; insan türünün açıklanamayan en ilginç gizemlerinden biridir.

Tüm endüstriler ve sektörler yüzyıllardır bu alanın çevresinde toplanmışlardır.

İnsanları cazip kılan şey bir parfüm, bir traş losyonu yada estetik bir müdehale olabilir ancak bu cazibenin bizi her seferine ağına düşürdüğü gerçeğini değiştiremez. Bununla beraber hepimiz öyle yada böyle fiziksel, zihinsel hatta ruhsal olarak çekici olmak isteriz.

Reklam
Reklam

Bizi başkalarına çeken şeyi ifade etmek kimi zaman zordur. Sözcükler yeterli olsa da o hissi tamamen açıklayamaz. Bu nedenle cazibe geniş ve karmaşık bir konudur, tek bir söz ile ifade edilemez. Kişiden kişiye ve kültürden kültüre farklılık gösterir. Biri için çekici olan şey başka birine göre rahatsız edici olabilir.

Konuyu bilim dünyasında enteresan yapan şey de zaten budur.

Yakın tarihte bu konu üzerinde araştırma yapan bir grup psikolog, cazibeyi bilimsel olarak çözmeye çalıştı.

Luberk Üniversitesinde toplanan bir grup araştırmacı bilim adamı ve profesör, yaklaşık 100 kişiye yakın bir grup kadın ve erkeği denek olarak inceledi. Bu araştırmada iki farklı deneme yapıldı. İlki davranışsal araştırmaydı. Diğeri ise fMRI teknolojisi kullanarak davranışın yanı sıra beyin aktivitelerini de gözlemlemekti.

Reklam
Reklam

Her iki gruba korkularını ve hüzünlerini ifade eden altı kadının videosu izletildi. Daha sonra herkese bu kadınların duygularını ve kendine güven seviyelerini değerlendirmeleri söylendi.

İlk deneyde, deneklerin her bir kadına hissettikleri çekicilik seviyelerini bildirmelerini istediler. Ayrıca çekici gelen yerlerini belirlemek için motivasyonel-davranışsal teknik kullandılar. İkincisinde, fMRI görüntüleri kullanarak çekim sırasında beyindeki "ödül sistemini" ölçmek istediler. Araştırmacılar, sonuç olarak deneklerin beyan ettiği çekim düzeyiyle beyin aktivitelerini karşılaştırmayı başardılar.

Sonuç şaşırtıcı bir şekilde insanların fiziksel görüntüden çok, duygusal çekimden etkilendikleri yönünde oldu.

Bu da demek oluyor ki bir denek karşısındaki kadının duygusal durumunu başarılı bir şekilde okuduğunda ondan çok daha fazla etkileniyordu. Bu aynı zamanda korelasyon nörolojik görüntüleme ile teyit de edildi. Araştırmanın yazarı, Sosyal ve Duygusal Sinirbilim profesörü Silke Anders'in dediği gibi; "Bulgularımızı gerçekten heyecanlandıran şey iki kişi arasındaki algı anlayışına ve kişisel çekimine dayalıdır. "

Reklam
Reklam

Anders, duygusal bir bağlantının yanı sıra birbirni çekici bulan iki kişi arasında benzer bir beyin devresi olabileceğini de belirtti. "Biri tarafından gönderilen duygusal sinyaller, örneğin yüz ifadesindeki korku ya da hüzün, karşısındaki alıcının beyni tarafından verimli bir şekilde işlenebiliyorsa, ödül sistemi çalışacak ve o kişiye karşı çekici hissedecektir."

Araştırmacılar aynı zamanda anteriyor insula korteks (duygusal farkındalık ile ilişkili beyin bölgesi) ve ventral striatum (ödül sistemi) içindeki beyin aktivitesinin çok benzer olduğunu buldular. Duygusal farkındalık alanındaki faaliyet, ödüllendirme sistemindeki faaliyetle aynı işliyordu. Birine ilgi duyduğumuzda, onun duygularını anlamaya çok hevesli oluruz ve bunu başardığımızda ise çok mutlu oluruz, gibi.

Son olarak bu araştırmaya göre, çiftler arasındaki duygusal anlayışın herşeyden önemli olduğudur. Judith Orloff'un dediği gibi: "Birisinin ne kadar akıllı veya çekici olduğu umrumda değil, enerjinizi öldürüyorsa, o sizin için uygun değildir. Gerçek kimya, entelektüel uyumdan daha fazladır. Yüzey şeylerin ötesinde, sezgiseldir."

Reklam
Reklam

Kaynaklar: unisoultheory.com

Anahtar Kelimeler: