"Andıça fırsat vermeyen sistem kurulmazsa, müdahale yine olur"

HAS Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, “Türkiye’de hiçbir ferdin, sisteme demokratik yollarla değil,...

HAS Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, “Türkiye’de hiçbir ferdin, sisteme demokratik yollarla değil, olağan dışı yollarla müdahale etmeyi aklının ucundan bile geçiremeyeceği bir sistem kurmadığınız sürece, ülke daha bir çok olağanüstü müdahalelerle karşı karşıya kalır.” dedi.

Şanlıurfa’da bir programa katılmak üzere, havayoluyla Gaziantep’e gelen Kurtulmuş, burada gündemle ilgili değerlendirmelerde bulundu. 12 Eylül iddianamesinin hazırlanmasının ardından, darbe mimarlarının yargı önüne çıkacak olmalarını sevindirici bir adım olarak niteleyen Kurtulmuş, bunun 32 sene gecikmiş bir adım olduğunu kaydetti.

Reklam
Reklam

Kurtulmuş, “Çünkü Türkiye’de siyaset 12 Eylül’ün kayığına binmiş vaziyettedir. 12 Eylül’ün kayığına binerek, 12 Eylül’den hesap sormak mümkün değildir. Türkiye’de siyasal sistemi oluşturan bütün yapı, 12 Eylül’ün antidemokratik yapısı olarak kalacak ve siz 12 Eylül’le hesaplaşacaksınız. Bu mümkün değildir. 62 senedir milletin, statükoyu değiştirsin diye iktidara getirdiği partiler de maalesef, iktidara gelirken milletin dilini kullanıyorlar, iktidara geldikten sonra da devletin diliyle konuşuyorlar.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin, artık toplumsal barışını sağlamak mecburiyetinde olduğuna dikkat çeken Kurtulmuş, “Türkiye’de özellikle bölge bu kadar karışıkken, özellikle bu bölgedeki iç çatışmalar artık bölgedeki temel dinamikleri etkiliyorken, Türkiye’nin kendi içerisinde iç barışı sağlama mecburiyeti var. Başta Kürt meselesi olmak üzere, Alevi meselesi, dindar insanların sistemle olan sorunları, bütün bunların hepsini aşacak performansı Türkiye ortaya koyabilmelidir. Türkiye, kendi barışını sağlamak mecburiyetindedir. Eğer böyle olmazsa, üzülerek ifade ediyorum ki bu söylediklerimiz gerçekleşmez ve Türkiye tam manasıyla demokratikleşmezse, bugün Türkiye’de artık ihtilaller yapılması geride kalmış gibi algılanıyor. İnşallah Türkiye’ye Allah bir daha ihtilal yüzü göstermesin. Ama siz bütünüyle bu sistemle hesaplaşıp, yeniden milletin egemenliğini sağlayacak yöntem kurmadığınız sürece, yani hiçbir ferdin bir andıç hazırlamayı aklının ucundan bile geçiremediği, sisteme demokratik yollarla değil, olağan dışı yollarla müdahale etmeyi aklının ucundan geçiremeyeceği bir sistem kurmadığınız sürece, Türkiye daha birçok olağanüstü müdahalelerle karşı karşıya kalır.” değerlendirmesinde bulundu.

Reklam
Reklam

"27 NİSAN’LA İLGİLİ SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ"

Kurtulmuş, 28 Şubat’ın dört başı mamur bir darbe olduğunu, ancak bununla ilgili kimsenin bir şey konuşmadığını aktardı. Kurtulmuş, şöyle konuştu: "Kebapçılara kadar irticacı diye fişlenmiş, Başbakan’a omuz atılmış, bir subay Başbakan’a kalkıp, onu göstererek küfür etmiş. Açıkça bunlar kamuoyunda paylaşılmış. Her akşam televizyonlarda milletin dini ve diyaneti ile dalga geçilmiş, küfredilmiş. Beline kadar sakallı adamlar, ellerinde deflerle camilerde şarkı, türkü söyletilmiş. Şimdi bu dönemin üstünü kapatıp gidecek miyiz? Bu dönemin üstünün açılması lazım. Suç duyurusunda da bulunduk. Sonuna kadar da takip edeceğiz. Aynı şekilde önümüzdeki günlerde HAS Parti olarak, 27 Nisan muhtırasının hesabını sormak üzere, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda bir suç duyurusu hazırlığı içerisindeyiz. 27 Nisan da Türk siyasetini derinden etkilemiş bir muhtıradır. Faili de meçhul değildir. Açık bir şekilde Büyükanıt Paşa, ‘Evet bu muhtırayı ben yazdım’ dedi. Bunların hepsi de kayıtlara düşmüştür. O zaman bu sürecin getirdiği politik sonuçlarıyla beraber sorgulanması ve Türkiye’de bütün bu karanlık noktaların ortadan kaldırılması gerekiyor.”

Reklam
Reklam

"HRANT DİNK DAVASI İLE İLGİLİ TEPKİYİ DOĞRU BULUYORUM"

Hrant Dink davasının sonucu ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Kurtulmuş, "Maalesef, hem kurarın kendisi, hem kararın açıklanmasından sonra mahkeme heyeti, başkanı ve savcının ortaya koyduğu sözler, ne kadar vahim bit tablo ile karşı karşıya kaldığımızı gösteriyor. Hatırlayın, bu davanın başında yakalanmış olan tetikçinin yaşı büyük mü küçük mü diyerek bile yaş konusunda tartışmalar yapıldı. Biliyoruz, dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir siyasi suikast bir kişinin tek başına yapabileceği bir iş değildir. Mutlaka bunun arkasında bir örgüt vardır. Mutlaka bunların arkasında, belki başka büyük devletlerin lojistik ve istihbarat destekleri vardır. ABD’nin başkanı Kennedy’nin suikastından, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen Burhaneddin Rabbani suikastına kadar, Hrant Dink suikastına kadar hepsi için aynı şeyi söylüyoruz. Onun için bu kadar sadece milletin vicdanını yaralamakla kalmamış, halkımızın göstermiş olduğu tepkiyi fevkalade yerinde ve doğru buluyorum. İnşallah mahkeme yeniden açılacak. Zaten savcı derhal temyiz başvurusunda bulunmuş. Mahkeme başkanı, tahkikatın genişlemesi için de ayrıca bir başvuruda bulunabilir. Dolayısıyla bu dosya kapanmayacak. Bütün milletimiz bu dosyanın arkasındadır. Bunların arkasındaki esas güç kim? Bunlar ortaya çıkmadan Türkiye maalesef demokratik bir ülke olamayacak.” diye konuştu.

Reklam
Reklam

"FAİLİ MEÇHULLERLE HESAPLAŞMAK DEVLETİ KÜÇÜLTMEZ, BÜYÜTÜR"

Diyarbakır’da yapılan kazılarda çıkan ceset ve kemiklerle ilgili yorumda bulunan Kurtulmuş, “Anadolu’nun, Fırat’ın doğusundan, nereyi kazarsanız kazın, toprağın altından kemikler, toplu mezarlar çıkıyor. Demek ki bizim baştan beri söylediğimiz Fırat’ın doğusundaki faili meçhul cinayetlerin mutlaka aydınlatılması lazım. Bunlar söylenince devlet zaafa düşer zannediyorlar. Tam aksine, devlet Dersim’le, istiklal mahkemeleriyle, faili meçhul cinayetlerle, Hrant Dink davasıyla, Uğur Mumcu cinayetiyle, 28 Şubat’la, 12 Eylül’le, 27 Nisan’la hesaplaşırsa küçülmez, büyür. Ama hesaplaşmak da Ahmet’i, Mehmet’i tutup kolundan mahkemeye çıkarmak değildir. Bunlar yapılsın ama hesaplaşmak sistemi demokratikleştirmek, milleti egemen kılmaktır.” açıklamasını yaptı.

"SURİYE, BÖLGESEL MEZHEP ÇATIŞMASININ ÖNEMLİ SİNYALLERİNDEN BİRİSİNİ VERİYOR"

Son olarak Suriye’nin yaşadığı iç karışıklık ve Türkiye’nin rolü ile ilgili görüşlerini paylaşan Kurtulmuş, şunları söyledi: “Suriye, bölgesel bir mezhep çatışmasının önemli sinyallerinden birisini veriyor. Eğer Türkiye, Suriye meselesine fiilen müdahil olursa, korkarak ifade ediyorum ki bütün bölge ülkelerini kapsayacak şekilde mezhep çatışmasının kapağı açılmış olacaktır. Son 10 yıldır bu bölgede bulunan ABD başta olmak üzere, müttefik güçler, iki alanda bu bölgeyi iç kavgaya sokmak istiyor. Bunlardan birisi mezhep, diğeri de etnik kavgalardır.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz