Ramazan Bayramı'nda şehit oğlunun kendisini ziyarete gelemeyeceğini anlatan acılı anne, “Benim yavrum bayrama gelemeyecek ama benim yavrum hayalimde geliyor. Kadir gecesinde yavrum geldi, kapı açılıp örtüldü, aradım kimse yok. Anladım ki yavrum gelip beni ziyaret edip gitti.” dedi.
Ramazan Bayramı'na bir gün kala her tarafta hazırlık devam ederken, bazı aileler var ki onlar için yeni yaraların kanayıp, acıların depreştiği zamanı ifade ediyor bayramlar. Bayram için Türkiye’nin dört bir yanında aileler büyüklerinin yanında bayramını geçirmek için memleketlerine doğru yola çıkarken, şehit aileleri ise bayramlaşmaya gelemeyen evlatlarını şehitliklerde ziyaret ediyor.
Şarefe ve Arife günlerinde yoğun olmak üzere şehitliklere akın eden şehit aileleri, çocukları ile gözyaşı içinde bayramlaşıyor. “Normal ölenin ailesi bir gün, biz her gün ağlıyoruz” diyen şehit aileleri, artık akan kanın durmasını istiyor.
Bursa’daki Pınarbaşı Şehitliği'ndeki tek erkek evlatlarının kabrini ziyaret eden acılı Saraç ailesi ise bunlardan sadece biri. Kendilerine bayram ziyareti için gelemeyen evlatlarını, kabri başında gözyaşları içinde ziyaret eden acılı aile, teröre lanet okudu.
Tek erkek evladını 12 yıl önce terörle mücadelede şehit veren acılı anne Mürüvvet Saraç, oğlunun mezarı başında; “Allah yaksın onları, inşallah kül olsunlar, onlar yerle bir olsun, yeter artık, akan bu kan dursun artık. Bizi kimse anlamıyor, bizim derdimizi kimse anlamıyor” diyerek ağladı.
Devamlı gözyaşı dökerek, teröre lanet okuyan Mürüvvet Saraç, “Ben ne söyleyebilirdim ki benim ciğerlerim kavrulmuş, kül olmuş, yanmış ama ıslatan yok, ferahlatan yok.” şeklinde acısını dile getirdi.
Oğlunun odasını hiç bozmadığını anlatan Acılı Anne Saraç, “Oğlumun odasına giriyorum, odanın her köşesine bakıyorum, yavrum ben buradayım diyorum. Bekle beni yavrum diyorum. Uzanan eller kırılsın, biz ağladık, başka kimse ağlamasın. Her gün şehitler var, her gün biz yıkılıyoruz. Her gün ağlıyoruz. Ölüsü olan bir gün ağlıyor ama biz her ün ağlıyoruz. Her gün ağlıyoruz ama nasıl ağlayacağımızı, ne diyeceğimizi bilemiyoruz. Televizyonda şehit haberleri çıktığında dayanamayıp ‘kapatın görmeyelim’ diyorum. Ardından dua edip Allah'ım anne babalarına sabır ver ya Rabbi diyorum.” şeklinde konuştu.
“OĞLUM BENİ KADİR GECESİ ZİYARET ETTİ”
İki yıldır rahatsız olduğu için oğlunun kabrini fazla ziyarete gelemediğini anlatan Mürüvvet Saraç, “Benim yavrum yarın bayrama gelemeyecek ama benim yavrum hayalimde geliyor. Kadir gecesinde yavrum geldi, kapı açılıp örtüldü, aradım kimse yok. Anladım ki yavrum gelip beni ziyaret edip gitti. Kapılar açılıp örtüldü dedim, belki babası geldi ama baktım kimse yok. Anladım ki yavrum gelip beni manevi olarak ziyaret etti. Ama ben onu göremedim.” şeklinde gözyaşlarına boğuldu.
“OĞLUMU SÖZLEMİŞTİM AMA NİŞAN YAPAMADIM”
Oğlu Yakup Saraç için söz kestiklerini anlatan anne Mürüvvet Saraç, şunları anlattı: “Oğlumu 9 ay olmuştu, söz kestim. 9 ay nişanlı kaldı. Nişan hazırlıklarını gördüm, altınını, incisini her şeyini aldım ki geldiğinde büyük nişan yapayım. Ama izin yerine kendi geldi, dağıttım her şeyini, götürüp altını kuyumcuya geri verdim. Ne yapacağım daha altınları dedim. Kız daha sonra evlendi, yanıma komşu geldi. İki tane çocuğu oldu, onları görünce acın daha da artıyor.” şeklinde anlattı.
“ÖNCE ASKERİN İÇİNİ TEMİZLESİNLER”
Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral Işık Koşaner’in internete düşen sözleri konusunda ise acılı anne Mürüvvet Saraç, çok kızgın olduğunu söyledi.Anne Saraç, şunları söyledi: “Oğlumun cenazesinde Ulu Cami'de o zaman başörtüsü davası vardı, dedim ki bırakın o bir metre parçayı, sandalye kavgasını da askerin içini temizleyin. Bizim içimizde dedim, kim ne biliyor benim yavrum nerede nöbette. Askeriyenin içindeler, haber veriyorlar, ispiyonculuk yapıyorlar, inşallah çoğu içeri girdi daha da girecekler. Son sözleri dinledim ama ne diyebilirim ki bile bile askeri yolluyor ve bile bile teröre ispiyonculuk yaparak evlatlarımızı şehit ettiriyorlar. İspiyonculuk yapıyorlar, terör ne biliyor ki asker nerede, nereye gidiyor. PKK askere çocuğunu gönderiyor, o askerlik yerine orada ispiyonculuk yapıyor.”
“TERÖRLE MÜCADELEDE BÜYÜK İHMALLER VAR”
Şehit çocuklarının kabri başında Kur'an okuyan acılı Baba Tevfik Saraç ise tek erkek çocuğu olan Şehit Jandarma Er Yakup Saraç’ı teröre kurban verdiğini belirterek, “Benim oğlum Diyarbakır Dicle’de 1999 Mayıs ayının 7’sinde şehit oldu. 3 kızım bir oğlum vardı, onu da teröre kurban verdim. Çatışmaya girmişler, çatışmadan dönüşte ise mayına çarpmışlar, 6 jandarma 3 subay mayınla birlikte şehit oldu.” dedi.
Terörle mücadelede büyük ihmaller olduğunun altını çizen Tevfik Saraç, şunları söyledi: “İhmal çok var, çocuğumuzu askere yolluyoruz ama benim çocuğum 70 günlük acemi birlikten sonra çatışmaya sokuluyor. Benim çocuğum 20 yaşına kadar silah bilmez, silahın rengini bilmezdi. Benim çocuğumu 70 günlük eğitimin ardından hududa sürdüler, fakat orada kurşuna kurban gitti çocuğum. Fırsatını bulsam, bu tür ihmaller konusunda dava da açarak çocuğumun kanının hakkını sormak isterim.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz