"Çayda daha fazla ihracat için dünya tüketici tercihleri dikkate alınmalı"

Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Türkiye’nin, çay ihracatında potansiyelinin çok altında kalmasındaki ana nedenin; dünya tüketici tercihleri doğrultusunda ve tercih edilebilir özelliklerde çay üretimi gerçekleştirme ve ürün çeşitleri geliştirmede yetersiz olunmasından kaynaklandığını söyledi.
Gürdoğan, Rize’de gerçekleştirilecek Çay Çalıştayı’na ilişkin yaptığı açıklamada, çayın, Doğu Karadeniz için “yeşil altın” olduğunu ifade etti. Çayın, bölge ekonomisi açısından büyük bir öneme haiz olduğuna değinen Gürdoğan, “Ancak, bugüne kadar yürütülen politikalarla sadece iç piyasa tüketimine yönelik konumlandırılan çay sektörü, taşımış olduğu avantajlı yönleri ile ihracata yönlendirilememiştir.” dedi.

"ÇAY İHRACATIMIZ POTANSİYELİN ÇOK ALTINDA"
Bugün için Türkiye çay sektörüne bakıldığında, çay ihracatının toplam çay üretiminin yüzde 1’i düzeyinde olduğuna dikkat çeken Gürdoğan, şöyle dedi: “Gerçekleştirilen bu ihracat da daha çok Çaykur’un ihraç kayıtlı satışları çerçevesinde yapılmakta ve Türk nüfusunun yoğunlaştığı Avrupa ülkelerine yine Türk tüketicilere yönelik olarak gerçekleştirilmektedir. Çay ihracatımızın, potansiyelin çok altında kalmasındaki ana neden, dünya tüketici tercihleri doğrultusunda ve tercih edilebilir özelliklerde çay üretimi gerçekleştirme ve ürün çeşitleri geliştirmede yetersiz durumda olmamızdır. Bunun yanında, tanıtımın yetersiz olması, maliyet unsuru, çay imalatçısı firmaların kapasite ve sermaye yetersizlikleri gibi nedenler de ihracatımızın geliştirilememesindeki nedenler arasında yer almaktadır.”
Gürdoğan, Rize’de gerçekleştirilecek Çay Çalıştayı’nda belirlenecek stratejiler ve yapılacak güç birlikleri ile rakip ülke çaylarına oranla birçok üstün özellikleri bulunmakta olan Türk çayının ihracatının önemli rakamlara ulaşacağına inandığını dile getirdi. Çayın ihracatının artırılması ile kısıtlamaya gidilen üretim alanlarının da genişleyeceğini, bu sayede çayın bölge insanı için ekonomik getirisinin artacağını belirten Gürdoğan, Türk çayının hak etmiş olduğu konuma getirilmesi, çaydan daha fazla bölge ekonomisine katkı sağlanması amacıyla alınabilecek tedbirlere ilişkin önerilerini şu şekilde sıraladı:

"İHRACATTA YURT DIŞI TANITIM OLMAZSA OLMAZ"
“Çay bitkisinden, diğer bitkisel ürünlerde olduğu gibi gıda, sağlık ve kozmetik alanında ürünler geliştirilmesi sektör açısından büyük önem taşımaktadır. Bunun için de bölge sivil toplum kuruluşlarının ve özel sektörün iştiraki ile Ar-Ge çalışmalarını gerçekleştirecek ve bu çalışmalarla firmaları, ürün çeşitliliği sağlanması yönünde teşvik edecek, güç birliği veya enstitü şeklinde bir yapılanma hayata geçirilmelidir. Çayın, yurt dışı piyasalarda tanıtımına çok büyük katkısı olacağına inandığımız çıkış kapılarındaki gümrüksüz satış mağazalarında Türk çayının satışı yapılabilmelidir. İhracatta yurt dışı tanıtım olmazsa olmaz pazarlama kanallarının başında yer almaktadır. Özellikle Türk çayının var olan doğallık, organik olma gibi özellikleri, bölgenin doğal güzellikleri ile görsel olarak birleştirilerek yurt dışı piyasalarda etkin tanıtım çalışmaları yapılması ve bunun finansmanı konusunda da bir tanıtım fonu oluşturulması önem arz etmektedir. Çayın tarımsal ürünlerde ihracat iadesi destekleri kapsamına alınması konusunda gerek sayın bakanımızdan ve gerekse sayın Ekonomi Bakanlığımız yetkililerinden yardım talep etmekteyiz. Yurtiçi piyasada da çay tüketiminin arttırılmasına yönelik faaliyetler yapılması gerekmektedir. Ülkemizde bütün şehirler yabancı markalı zincir kahve mağazaları ile dolmaktadır. Çay için de tıpkı bu şekilde zincir marka mağazaları oluşturulması, bunun yanında, son yıllarda bölgemizin yoğun turist alması durumu dikkate alınarak il ve ilçelerimizin belli giriş-çıkış noktalarında, mola yerlerinde tek tip çay satış ve içecek alanlarının oluşturulması çayın tanıtımına büyük katkı sağlayacaktır.