"Diyabetlilerin, kalp-damar hastalıklarına yakalanma riski 2-4 kat daha yüksek"

Adana İl Sağlık Müdürü Dr. Aytekin Kemik, günümüzde diyabetin (şeker) bulaşıcı olmayan kronik bir hastalık...

Adana İl Sağlık Müdürü Dr. Aytekin Kemik, günümüzde diyabetin (şeker) bulaşıcı olmayan kronik bir hastalık olarak önemli bir sağlık sorunu oluşturduğunu söyledi. Hastalığın Türkiye’de halen beş milyonun üzerinde insanı etkilediğini vurgulayan Kemik, "2009 sonu itibarı ile tüm dünyadaki diyabet nüfusu 285 milyon iken bu sayının 2030 yılında 438 milyona ulaşması beklenmektedir. Bunun başlıca nedenleri nüfus artışı, yaşlanma ve kentleşmenin getirdiği yaşam tarzı değişimi sonucu obezite ve hareketsiz yaşamın artmasıdır." dedi. Kemik, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısı ile yaptığı yazılı açıklamada, birçok ülkede ölüme neden olan hastalıklar içinde diyabetin beşinci sırada yer aldığını vurguladı. Yetişkin diyabetlilerin, diyabetli olmayan yaşıtlarına kıyasla kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskinin 2-4 kat daha yüksek olduğunu ifade eden Kemik, şöyle devam etti: "Tüm dünyada böbrek nakli uygulanan olgular ile 65 yaş altı körlük ve travma dışı ampütasyon (herhangi bir organının, özellikle de kol ve bacakların tamamen ya da kısmen cerrahi yöntemlerle kesilip alınması) olgularının en yaygın nedeni diyabettir. Bu tür komplikasyonların bireye ve topluma getirdiği maliyet çok fazladır. Çeşitli ülkelerde toplam sağlık hizmeti harcamalarının yüzde 3-12’sini diyabet giderleri oluşturmaktadır. Birçok toplumda, yeni tanı alan tip 1 diyabet olgularının da arttığı ve bu artışın özellikle küçük çocuklarda görüldüğü bildirilmektedir. Çocuklarda, hastalığın yaygın olarak görüldüğü ayların enfeksiyon salgınları ile örtüşmesi dikkat çekici niteliktedir."

Reklam
Reklam

DİYABETTİN BELİRTİLERİ
Tip 1 diyabetin ortaya çıkışı genelde ani ve dramatik olduğuna işaret eden Dr. Aytekin Kemik, rahatsızlığın aşırı susama, sık idrara çıkma, yorgunluk, beklenmeyen kilo kaybı ve tekrarlayan enfeksiyonlar gibi belirtiler veya hiçbir açık bulgu olmadan ilerleyebileceğini bildirdi. Yukarıdaki belirtilerden biri veya birkaçının görülmesi halinde vakit geçirilmeden bir sağlık kuruluşuna danışılmasını isteyen Kemik, “Bir kişinin diyabetli olup olmadığı, Açlık Kan Şekeri (AKŞ) ölçümü veya Oral Glikoz Tolerans Testi (OGTT) yapılarak saptanır. AKŞ ölçümü 100-125 mg/dl olması gizli şeker (pre-diyabet) sinyalidir. AKŞ ölçüm sonucunun 126 mg/dl veya daha fazla olması hastalığı düşündürür. Diyabeti olmayan bir bireyin kan şekeri düzeyi açlık halinde 120 mg/dl, tokluk halinde (yemeğe başladıktan iki saat sonra) 140 mg/dl’nin üstüne çıkmaz. Açlıkta veya toklukta ölçülen kan şekeri düzeyinin bu değerlerin üstünde olması diyabetin varlığını gösterir.”bilgisini verdi.

DİYABET KÜRESEL BİR TEHDİT OLARAK KABUL EDİLİYOR
BM Genel Kurulu, 20 Aralık 2006’da kabul ettiği yönergeyle tarihte ilk kez bulaşıcı olmayan bir kronik hastalığın sıtma, tüberküloz ve HIV/AIDS gibi bulaşıcı hastalıklar gibi “küresel bir tehdit” olarak kabul edildiğini vurgulayan Kemik, şunları söyledi: “Diyabet tedavisinde önemli adımlardan biri yaşam değişikliği terapisidir. Bu değişiklik, kişilerin hem aç kalmadan kilo vermelerini sağlamakta hem de kan şekeri seviyelerini dengeli takip etmelerine yardımcı olmaktadır. Yasak ya da kötü besin yoktur; önemli olan tüketilen miktar, yeme zamanı, şekli ve pişirme yöntemidir. Kan şekerini yavaş yükselten besinleri tercih edilmeli, beslenme öğünleri düzenli olmalı, bol miktarda lifli gıdalar (sebze, meyve, baklagiller-kepekli ekmek, tam tahıl ekmeği, çavdar ekmeği, kepekli pirinç, kepekli makarna, bulgur, kuru fasulye, mercimek, nohut,soya fasulyesi, iç bakla v.b.) tüketmeye gayret edilmelidir. Bitki çayları özellikle çubuk tarçın, karanfil eklenmiş elma ve/veya ıhlamur çaylarını özellikle aç karna tüketmek, ara öğünlerde siyah çay veya kahve yerine kullanmak faydalı olacaktır.”

Reklam
Reklam

DİYABET NEDİR?
Diyabet (şeker hastalığı), vücudun yada pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insülin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumun da gelişen ve ömür boyu süren bir hastalıktır. Sonuç olarak kişi, yediği besinlerden kana geçen şekeri yani glikozu kullanamaz ve kan şekeri yükselir.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz