“Nefes darlığı” olarak da bilinen astımın dünyada yaklaşık 300 milyon kişiyi etkilediği tahmin ediliyor. Türkiye geneline bakıldığında ise, erişkinlerin yaklaşık yüzde 7'sinde, çocukların ise yüzde 15'inde astım görülüyor.
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Gamze Uçar, gebelikte sigara içen annelerin bebeklerinde ilk bir yıl içinde astım gelişme riskinin 4 kat daha fazla olduğuna dikkat çekti. Uzm. Dr. Uçar, astımın çok ilerleyip geri dönüşümsüz evreye girmediği sürece kolaylıkla kontrol altına alınıp tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu söyledi.
Acıbadem Adana Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Gamze Uçar; astımın, hava yollarının daralması ile kendini gösteren, ataklar halinde seyreden kronik bir hastalık olduğunu bildirdi.
Astımda en sık görülen belirtilerin öksürük, nefes darlığı, hışıltılı solunum ve göğüste baskı hissi olduğuna dikkat çeken Dr. Uçar, “Astımda bu belirtiler nöbetler halinde görülür ve genelde gece veya sabaha karşı ortaya çıkarlar, ayrıca mevsimsel değişiklik de gösterebilirler. Belirtiler bazen kendiliğinden düzelebilmekle beraber ilaç tedavisine zaman geçirilmeden başlanması şarttır. Ataklar dışında hastanın genelde hiçbir yakınması yoktur. Hastaların birçoğunda astımla birlikte saman nezlesi (allerjik rinit), sinüzit, göz alerjisi, egzema gibi hastalık öyküleri de saptanmaktadır” diye konuştu
GENETİK FAKTÖRLER ÖNEMLİ
Allerji ile astımın karıştırıldığını da vurgulayan Uçar, astımı tetikleyen risk faktörlerini de şöyle sıraladı; “Anne veya babadan birinde astım varsa çocukta astım gelişme olasılığı 1/3 iken, her iki ebeveynin astımlı olması durumunda bu risk 2/3'e çıkmaktadır. Bunun yanı sıra, ev tozları, polenler, küf mantarları gibi hava yoluyla alınan allerjenler, tekrarlayan akciğer enfeksiyonları, mesleki uyaranlar, sigara dumanı, bazı ilaçlar, ev içi ve dışı hava kirliliği ve beslenme gibi faktörlerde kişi de astıma sebebiyet verebilir. Ayrıca unutulmamalı ki astımı olan herkesin allerjik olması ya da allerjisi olan herkesin astım olması gerekmez. Çocuklarda astımın yüzde 80'i allerjik iken, erişkinlerde bu rakam yüzde 50'dir.”
Uzm. Dr. Uçar, her hastalıkta olduğu gibi astımda da erken tanının önemine dikkat çekti. Astımın erken evresinde yakalandığında tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu da bildiren Dr. Gamze Uçar, “ Düzenli tedavi gören hastaların büyük çoğunluğunda astım yaşamı olumsuz etkilemez. Ancak düzensiz tedavi veya bilinçsiz ilaç kullanımı, hastalığın giderek ilerlemesine ve hastanın sürekli atak halindeki gibi nefes darlığı ile yaşamasına neden olur. Bu yüzden hastalığının erken tanısının konması ve tedavisinin düzenlenmesi çok önemlidir” diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz