"göç: Türkiye'nin Ve Dünyanın Gerçeği" Sempozyumu

Gaziantep Üniversitesi tarafından düzenlenen, 'Göç: Türkiye'nin ve Dünyanın Gerçeği' konulu uluslararası sempozyumda, Türkiye'nin göç haritası...

Gaziantep Üniversitesi tarafından düzenlenen, 'Göç: Türkiye'nin ve Dünyanın Gerçeği' konulu uluslararası sempozyumda, Türkiye'nin göç haritası çıkarılarak, göçü önlemek için gerekli projelere değinildi.

Gaziantep Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen ve 11-13 Mayıs tarihleri arasında yapılacak olan 'Göç Sempozyumu'nun açılış törenine, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Almanya Federal Uyum Bakanı Prof. Dr. Maria Böhmer, Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen, Gaziantep Valisi Erdal Ata, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkanı Dr. Asım Güzelbey, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, akademik personeller, öğrenciler ve yerli-yabancı sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Rektör Coşkun,"Bu sempozyumun bu kadar büyük ölçüde olabileceği tahmin etmemiştik. Konunun uzmanlarının burada toplanarak bu konuda fikir belirtmek üzere bir araya gelmesi ilimiz ve üniversitemiz için mutluluk verici" dedi.

Reklam
Reklam

Türkiye'nin göç oranı yüksek bir ülke olduğunu ve yılda 600 bin kişinin göç ettiğini ifade eden Coşkun, Türkiye'de Gaziantep'in en büyük göç alan ikinci şehir olduğunu söyledi.

Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey ise, Türkiye'nin en büyük sorunlarından başında göç konusunun geldiğini belirterek, "Gaziantep göçün olumlu ve olumsuz etkilerini bilen bir şehirdir. 1980 yılından itibaren Gaziantep'e sürekli bir göç yaşanıyor. Bu tarihten sonra Gaziantep'in nüfusu göç ile birlikte sürekli arttı. Türkiye'deki şehirleri ikiye ayırabiliriz. Birisi sürekli cazibesi kaybolan şehirler. Diğeri ise, sanayisi güçlenen, istihdamı artan, cazibesini artan şehirler. İşte bu şehirlerin başında da Gaziantep gelmektedir. Şehrimizin nüfusu giderek artıyor. Ciddi bir istihdam rakamı yaşıyoruz. Bugün sadece sanayide 100 bin kişi çalışıyor. Bu toplantının ülkemize önemli katkılar sağlayacağı inancındayım" diye konuştu.

Vali Erdal Ata da, göç olgusunun ülkemizin kanayan yarası olduğunu söyleyerek, "İnsanlığın var oluşu kadar eskiye dayanan, ana sebep olarak da daha güvenli bir yer bulma amacı taşıyan göç olgusu, insanların sürekli olarak yer değiştirme hareketidir. Göç, içinde bazen sevinci, bazen hüznü ama her zaman ayrılığı barındıran bir unsurdur. İnsanlık var olduğu sürece bu göç hareketi devam edecektir. İnsanoğlu daha iyi bir hayat sürmek için göçü her zaman en iyi sebep olarak görmüştür. Bu durum yerleşim sorunlarını da birlikte getirmiştir. Gaziantep'e göç günden güne artmaktadır. Bu sempozyumun göçün ortaya çıkardığı sorunları asgari seviyeye indirmesine vesile olmasını diliyorum" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen de, Gaziantep'in göç alan bir şehir olduğunu belirterek,"Yollar neredeyse şehirler oradadır. Gaziantep'te İpek Yolu gibi önemli bir ticaret yoluna sahip. Her geçen gün gelişen Gaziantep göç almaya devam ederken, göçün olumlu yönleri yansıtmaktadır" dedi.

"YOKSULLUKLA GÖÇ DOĞRU ORANTILI"

Göçün yoksullukla doğrudan ilgili olduğunu belirten Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ise şu ifadeleri kaydetti:

"Dünyayı iyi anlamamız lazım. Bugünü iyi anlamamız lazım. Artık tarım devrimini geçirdik. Bütün sınırların kalktığı bilginin hızla dolaştığı bir dünyadayız. Bir tarafta israfın arttığı, geliri 50-60 bin TL biri, diğer tarafta günlük 1 TL alan bir kişi. Bu şekilde göçü önleyebilirmisiniz? Biz artık 1950'lili yıllarda değiliz. O dönemde Almanya'ya gidenler var. Almanya'ya gidenler hemen döneceğiz diye gittiler. Siz imkanları koymuyorsanız, seçenek sunamıyorsanız bunu engellemeniz mümkün değil. Son 10 yılda bölgeler arası kalkınmayı sağladık. İstanbul nasılsa, diğer illerde öyle olmalı dedik. Negatifi pozitife dönüştürdük. Yoksulluğu azalttığımız zaman göçün azalacağını biliyoruz. Herkesin yaşam kalitesini yükseltmeye kararlıyız. Büyük yapısal dönüşümler yaptık. Bizim ülkemizde her doğan çocuk sigortalı doğuyor. Bizim ülkemizde eğer eğitimini yoksulluktan dolayı yarım bıraktıysa, beşeri sermayemiz insanın eğitimli olmalı dedik ve gördüğümüz fotoğrafı tersine çevirmeye çalıştık. Bu şekilde eşit eğitimi sağladık. Nüfusla beraber ekonomik değerler büyüyorsa bütün şehirleri bu modele dönüştürmemiz ve bu bakış açısını yakalamamız gerekiyor. Yapacak çok iyimiz var. Düne baktığınızda bugün çok daha iyiyiz yarınlar çok daha iyi olacak. "

Reklam
Reklam

Almanya Federal Uyum Bakanı Prof. Dr. Maria Böhmer, "Göç yeni bir olgu değil. Her zaman karşımıza çıkmış ve çıkacaktır. Ben şu an Türkiye'deyim. 51 yıl öncesine gitmek gerekiyor. 51 yıl önce Türkiye ve Almanya arasında sözleşme imzalandı. Sözleşme bir yılı kapsıyordu ama bir yıl bir ömrü kapsadı. İki ülke birbirine daha fala yakınlaştı. Bana göre jenerasyonun genç kuşağın önünü açmak ve geleceğe hazırlamak gerekiyor. Almanya göç alan bir ülke. Almanya'nın geçtiği süreci şu anda Türkiye yaşıyor. Biz de vaktiyle göç veren bir ülke konumundaydık. Almanya, Amerika ve Avusturya'ya zorunlu yaşam şartlarından dolayı göç ettiler. Yeni bir hayat daha iyi bir hayatın peşinden gidiyoruz. Benim kalbim hem Almanya hem Türkiye için atıyor. Bu çok güzel bir mesaj. Almanya'daki göç rakamlarına bakarsak 16 milyon kişi göç etmiş. Bu rakam Almanya nüfusunun yüzde 20'sini oluşturuyor. Berlin en fazla göç alan şehirlerin başını çekiyor. Gaziantep'te çok fazla göç alıyor. Elbette göç ettiğiniz bir ülkeye giderken dilini öğrenmek ve ülke hakkında bilgi sahibi olmak çok önemli" dedi.

Reklam
Reklam

"ALMANYA'YA GÖÇ EDEN VATANDAŞLARIMIZLA GURUR DUYUYORUZ"

Farklılıkların Türkiye'nin zenginliği olduğunu ifade eden Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ise, göçün önlenemeyeceğini söyleyerek, "Göç konusunun değişik yönleriyle ve de uluslar arası boyutta ele alınarak olması ülkemize büyük anlam sağlayacaktır. İnsanlık tarihi esasınsa bir yönüyle de göçlerin tarihidir. Göç, tarihin şekillenmesinde, toplumların kültürel olarak etkileşimininde, yeni toplumların ve yeni kültürlerin oluşumunda, sanatta bilimde ve siyasette büyük başarılar ve değişimler yaşamasında her zaman en önemli güç olmuştur. Bütün değişimlerin tetikleyicisidir. İnsanlar sürekli bir göç yolunun yolcusudur. Göç sadece geçim için olmaz. Siyasi, kültürel, siyaseti ve benzeri pek çok gerekçelerle göç etmişlerdir. Hicret aynı zamanda bütün peygamberlerin birer gerçeğidir. Davaları için göçen milyonlarca insan bulunmaktadır. Bizim medeniyet anlayışımızda göç ile gelenleri dışlama değil onları sahiplenme onlara yardım etme, onlarla birlikte sahip olduklarımızı paylaşma vardır. Türkiye bir göç ülkesidir. Pek çok dine, pek çok dile, pek çok renge ev sahipliği yapmaktadır. Türkiye'nin herhangi bir yerleşim birimine gidiniz farklı kültürleri görürsünüz. Bu Türkiye'nin zenginliğidir. Halen Türkiye'de başka ülke vatandaşı, pek çok ülkeden insanlar yaşamaktadır. Ülkeler arası ve milletler arası bir ayrım söz konusu edilmemektedir. Türkiye vatandaşlar şartlarını taşıyarak yerine getiren vatandaşlar hiçbir ayrımcılığa tabi tutmadan tüm hakları onlara sağlamaktadır. Türkiye'den insanlar başka illere göç edip oralarda da yaşamaktadırlar. Türkiye aynı zamanda yurt dışına göç verende bir ülkedir. 155 ayrı ülkede 6,5 milyon Türk vatandaşı yaşamaktadır. Dün sadece işçi olarak giden Türkler bugün sanatçı, sporcu, siyasetçi gibi çok büyük başarılara imza atmaktadırlar. Bu başarılarıyla bizleri gururlandırmaktadırlar. En çok vatandaşımızın yaşadığı ülke Almanya'dır. Almanya'da 3 milyon insanımız yaşamaktadır. 50 yılı aşkın bir süredir vatandaşlarımız iki ülke arasındaki bağların pekişmesine önemli katkı sağladılar. On binlerce iş yerleri var. Kendi ayakları üzerinde durmayı başardılar. Alman ekonomisine 35 milyar euro yıllık katkı sağlıyorlar. Türkiye ile Almanya'nın birlikte alkışlayacağı insan ve olay sayısı da dün ile kıyaslanmayacak kadar fazladır. Türklerin bugün ki başarı hikayesinde elbette Alman hükümetlerinin de katkısı tartışılmaz. Onlar kapılarını ve gönüllerini açtılar. Bunun yanında her yıl 4 milyon civarında Alman vatandaşın Türkiye'mize turist olarak gelmesi iyi ilişkilerin güçlerin devam etmesi, ilişkilerin olumlu manada gelişmesine vesile olmaktadır. Gerek ülke içinde bir yerden bir yere gerekse bir ülkeden diğer ülkeye göç edenler yalnızca valizlerini götürmüyorlar. Hiçbir yük aracının alamayacağı ağırlıkta yanlarında dillerini, akıllarını, dinlerini, aşklarını, sevgilerini, rüyalarını, umutların ve pek çok manevi değerleri de beraberinde götürdüler. Göç konusuna her şeyden önce sosyal bir gözle bakmamız lazım. Dünyanın her yerinde her tür ayrımcılık, adaletsizlik yapanlar her zaman kaybetmiştir. Bundan sonrada kaybetmeye mahkumdur. Biz buna inanıyoruz. Bunun için hoş görü ve birlikte yaşama kültürü her zaman üstün olsun diye çalışıyoruz. Farklı kültürlere, farklı din ve dillere karşı olan azda olsa insanlar olabilir. Bize düşen farklı kültürlere ve her türlü farklılıklarımızla birlikte yaşamanın, insan hakları ve demokrasinin paha biçilmez bir servet olduğunu göstermektedir. Her tür bağnazlığa karşı durmaktır. Farklı kültürlerin her birisi o göç alan yerin servetine servet, gücüne güç katar. Bugün Türkiye'nin gelişmiş illerine bakın. İstanbul'a, Ankara'ya, Bursa'ya bakın hem nüfus olarak hem de ekonomi anlamda yüksek yerlerdir. Göç edenler cesur insanlar. Çünkü bilmedikleri bir diyara gidiyorlar. Umutlarını gerçekleştirmek adına bir adım atıyorlar. Bilinmez bir yola çıkmak ancak cesaretle olur. Oralarda başarılı olmakta mücadeleyle olur. Göçle gelenlere birazda bu açıdan büyük bir zenginlik ve güç olarak bakmak gerekir. Dünyanın her ülkesinden göç alıyoruz. Her milletin kültüründen, hafızasından, ürettiğinden böylelikle istifade etmiş oluyoruz. Amerika'yı asıl güçlü kılan budur. Göçle gelenler güçle geliyorlar. Bu gücü ülkemizin gücüne değiştirebiliriz. Göçleri önlemek içim önlemler alarak bunu önleme imkanı yok" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Konuşmaların ardından Rektör Coşkun katılımcılara hediye verirken, Büyükşehir Belediye Başkanı Güzelbey de Alman Bakan Bömer'e resmin işlendiği bir kilim hediye etti.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz