Ankara Numune Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nurullah Zengin, Dumansız Hava Sahası uygulamasıyla, Türkiye’nin dünyada sigarayla mücadelede en iyi uygulamayı yapan beş ülkeden birisi olduğunu söyledi. Hem içilen paket açısından hem de kişi başına düşen paket sayısı açısından her geçen gün azalmalar olduğunu belirten Zengin, “Kişi başına içilen sigara sayısında bu mücadeleyle birlikte şu an yüzde 10’u, 15’i bulan bir azalma söz konusu.” dedi. Tüketime yansıyan rakamların sağlığa yansıması için sabırla beklemek gerektiğini vurgulayan Başhekim Zengin, “Sağlıktaki yansımalarını görmemiz için yaklaşık bir 10 yıl gerekiyor.” diye konuştu. Zengin, 10 yıl sonra sigaranın neden olduğu kanserlerde ulusal rakamlara yansıyacak bir azalma beklendiğini vurguladı.
Cihan Tv Network’te yayınlanan 'Anadolu’da Sabah' programına konuk olan Ankara Numune Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nurullah Zengin, kanserle ilgili sorulara cevap verdi.
“Türkiye’de her yıl 170 bin kişiye kanser teşhisi konuluyor. Bu sayı her geçen gün artıyor.” diyen Prof. Dr. Nurullah Zengin, kanserin önemli ve ciddi bir hastalık olduğunu kaydetti.
Prof. Dr. Zengin, Türkiye’de mevcut sağlık imkânları dikkate alındığında kanserden korkmamak gerektiğine dikkat çekti. Kanserden korkmamak gerektiğini söyleyen Zengin, "Kanserden korkmak değil, tam tersi üzerine gitmek ve bilinçli bir şekilde davranmak şüphesiz daha doğru bir yaklaşım olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de kanserle mücadele ve savaşmak adına alınacak önlemlerin önemli bir kısmının ideal şartlarda yapıldığına dikkatleri çeken Başhekim Zengin, Türkiye’de her yıl 170 bin kişiye kanser teşhisi konulduğunu ve bu sayının her geçen gün arttığını vurguladı. Zengin, kanserin önemli bir hastalık olmasının yanı sıra ekonomik, psikolojik, sosyal boyutları da incelendiğinde en önemli sağlık problemlerinden birisi olduğunu anlattı.
"KANSERLE MÜCADELEDE ÜÇ ÖNEMLİ ADIM"
Tüm dünyada geçerli olan kanserle mücadelede üç strateji olduğuna işaret eden Zengin, stratejileri şöyle anlattı:
“Birinci basamak dediğimiz aşama, kanser nedenlerinden uzak kalmayı ifade ediyor. Bu adım kanserle mücadelenin en önemli aşamasıdır. Kanseri genlerde başlayan bir hastalık olarak anlattık ama kanser, kalıtsal olarak anne babadan, aileden alınan genetik özelliklerle de meydana gelebilir. Çoğu genlerdeki hasar çevresel faktörlerinin hücre genlerini etkilemesiyle meydana gelir. Onun için kanser önemli ölçüde çevresel faktörlerden kaynaklanan, hava kirliliğinden tutun en önemlisi sigaraya varıncaya kadar beslenme bozukluğuna varıncaya kadar bir dizi neden hücrelerdeki genleri etkiliyor. Bunlardan uzak kalabilirsek yaklaşık kanserli vakaların yarısını önleyebiliyoruz.”
Zengin, kanserle mücadele ikinci basamağın erken tanı olduğunu söyledi. Henüz şikâyet aşamasına gelmeden kanseri teşhis etmenin mümkün olduğunu belirten Zengin, erken tanının tarama programlarıyla mümkün olduğunu anlattı. Sağlıklı kişilere kanser tarama programlarının yapıldığını ifade eden Başhekim Zengin, tarama programlarını tatbik edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca zengin tarama programlarının en büyük kanserler olarak bilinen akciğer, meme kanserinde yapıldığını hatırlattı.
Kanserde üçüncü aşamanın ise artık şikâyet vermiş kanseri başarı ile tedavi etmek olduğunu kaydeden Zengin, "Burada da tüm tedavi imkanlarını ameliyatsa ameliyat, kemoterapi ise, ışın tedavisi ise başarılı bir şekilde uygulamak. Bu üç aşamada bilinçli bir strateji geliştirmek ve bunları adım adım uygulamaktan geçiyor. Ülkemizde her üç basamakta da başarılı uygulamalar var.”
Kadın ve erkeklerde en çok görülen kanser türlerinden olan deri kanserinden kurtulmak için ne tür tedbir almak gerektiğini de anlatan Ankara Numune Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nurullah Zengin, cilt kanserinin çok yüksek sayıda olduğunu belirtti. Cilt kanserinin esas nedeninin kontrolsüz güneş ışığına maruz kalmak olduğunu söyledi. Zengin sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cilt kanseri dediğimiz olayı birkaç guruba ayırmamız lazım. Melanom ve benzeri dediğimiz cilt kanserleri cilt kanserlerinin çok az bir kısmını oluşturur. Ve güneş ışığıyla çok ilgilidir. Güneş ışığı ile ilgili olan cilt kanserlerinin tedavileri de son derece basit. Cildin kanserli kısmının bir bütün olarak ele alınması geriye herhangi bir şeyin bırakılmaması melonom dışı cilt kanserlerinin tedavisi için yeterli. Kanser, genel itibariyle önemli ve korkulan bir hastalık. Ama cilt kanseri gibilerinden gerçekten korkmaya gerek yok. Lokal anestezi ile yapılabilecek bir müdahale ile tedavisi tamamlanacak tam şifaya kavuşabilecek bir hastalık. Hastalarımız, hasta yakınlarımız kanseri tek bir hastalık olmadığı konusunu bilmeleri gerekiyor. Her birisinin tedavileri ve sonuçları farklı.”
"KANSERE YAKALANAN KADINLARIN ÜÇTE BİRİ MEME KANSERİ"
“Kansere yakalan kadınların üçte biri meme kanseri.” diyen Zengin, meme kanserinin gittikçe arttığını söyledi. Meme kanserinin vücuttaki hormonel dengeyle çok yakından ilişkili olduğuna dikkat çeken Zengin, doğum sayısı ve emzirmenin, meme kanserinden koruduğunu hatırlattı. Zengin, “Modern yaşam tarzı yani daha az doğurma, daha az emzirme kadınlarımızı meme kanseri açısından riskli hale getiriyor. Meme kanseri Türkiye’de Doğu’da daha az. Batı’da ve şehirli yaşam tarzına geçildikçe meme kanseri riski artıyor. Burada doğal olan belli sayıda doğum ve belli sayıda emzirmenin gerektiği. Bu sadece meme kanseri için değil, sağlıklı bir nesil için de gerekli. Ama çağımızın en önemli hastalığı açısından da önem taşıyor.”
Türkiye’de ideal kanser tedavisini tüm unsurlarıyla yerine getirmenin mümkün olduğunu söyleyen Zengin, “Kanser tedavisinde gerek cerrahisi, gerek radyoterapi, gerek kemoterapi gönül rahatlığıyla ideal şartlarda başarıyla yapıyoruz. Üniversitelerimiz, devlet hastanelerimiz gerek cihaz açısından gerek ilaçlara ulaşım aşamasında hiçbir problem yok. Türkiye’de pek çok alanda sağlık hizmetini diğer ülkelere verebilecek durumda. Bunlarsan bir tanesi de kanser hastanesi tedavisi. Hemen hemen hiçbir eksiğimiz yok. Bütün detaylara inecek olursak çok nadir vakalarda görülen proton tedavisi bir özel ışın tedavisi dışında Türkiye’de eksik bir yok. Bazı noktalarda Dünya standartlarını üstündeyiz.” şeklinde konuştu.
"CEPHE GERİSİNDE EN ÖNEMLİ SAĞLIK ÜSSÜ"
Osmanlı döneminde gelen köklü bir kurum olduklarında da değinen Ankara Numune Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nurullah Zengin, özellikle milli mücadele yıllarında cephe gerisinde önemli destek birimlerinden bir tanesi olduklarını hatırlattı.
Ankara Numune Hastanesi’nin Türkiye Cumhuriyeti’nde sağlık alanında yapılacak reformların başladığı yer olduğunu söyleyen Zengin, “Numune Hastanesi, 1930’larda Atatürk’ün geliştirdiği numune hastaneleri projesinin bir örneği. 30’lu yıllarda Almanya’dan Yahudi bilim adamları Türkiye’ye geldiğinde Ankara’da ikamet ettikleri, çalıştıkları yer olmuş. Pek çok üniversitenin kuruluşuna akademisyenler vermiş. Böyle bir geçmişi var. Bizler de bu geçmişe layık olmak adına modern tıbbın tüm unsurlarını hastanemize uygulamaya çalışıyoruz. Branş çeşitliliği olarak, hekim sayısı olarak, yatak sayısı olarak Sağlık Bakanlığı’nın en kapsamlı hastanesiyiz. Erişkine hizmet edecek tüm branşlarda hizmet veriyoruz. Aynı zamanda 32 tıp branşında uzman yetiştiriyoruz. Yedi branşta da uzaman düzeyinde hizmet veriyoruz. Türkiye’deki en kapsamlı eğitim ve araştırma hastanesiyiz.” açıklamasında bulundu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz