"obezite Kalp-Damar Hastalığı Riskini Artırıyor"

Dünyada ve Türkiye'de en sık rastlanan rahatsızlıklardan biri olan kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskinin, obezite ve...

Dünyada ve Türkiye'de en sık rastlanan rahatsızlıklardan biri olan kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskinin, obezite ve hareketsiz yaşam tarzıyla birlikte arttığı belirtildi.

8-14 Nisan Kalp Haftası'nda kalp damar hastalıklarına karşı daha güçlü bir bilinç oluşturulması amaçlanırken, Universal Malatya Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Musa Bulut, kalp damar hastalıkları, risk faktörleri ve alınabilecek önlemler hakkında bilgi verdi. Bulut, "Kalp- damar hastalıkları, dünyada ve Türkiye'de en başta gelen ölüm nedeni. Bu nedenle kalp damar sağlığının korunması yaşamsal öneme sahip. Türkiye'de ölümlerin yüzde 55'i kalp- damar hastalıklarına bağlı olarak gerçekleşiyor" dedi.

Reklam
Reklam

Uzm. Dr. Musa Bulut, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kalp hastalıkları ve kalp krizinin nedenlerine dikkat çekilerek çocukluktan itibaren alınabilecek önlemler konusunda toplumun bilinçlendirilmesi amaçlanmalıdır. Türkiye'de nüfusun yüzde 20'si koroner kalp hastalıkları tehdidi altında. Türkiye bu oranla Avrupa ülkeleri arasında kalp hastalıklarına bağlı ölümlerde erkeklerde beşinci, kadınlarda ise birinci sırada yer alıyor. Üstelik son 25 senede kalp hastalıklarına bağlı hayati tehlikeler giderek artış gösteriyor. Bu artışa temel olarak sağlıklı yaşam eğitimi ve bilinç eksikliği yol açıyor. Hayvansal ve doymuş yağlardan zengin beslenme alışkanlığı kalp hastalıklarını tetikliyor. Ayrıca ülkemiz için ayrı bir felaket olarak tanımlanması gereken sigara tüketimi, başlı başına önemli bir sebebi oluşturuyor. Hızlı şehirleşmenin getirdiği fiziksel olarak hareketsiz, egzersizden uzak, spor alışkanlığı olmayan bir yaşam tarzıyla ruhsal stresin getirdiği birtakım baskılar da kalp hastalıklarını hızlandırıyor."

Reklam
Reklam

Kalp-damar hastalığı risk faktörlerinin "değiştirilebilir" ve "değiştirilemez" olarak iki grup altında ele alınabileceğine dikkat çeken Dr. Musa Bulut, "Değiştirilemez risk faktörlerini aile ve cinsiyet oluşturuyor. Kalp-damar hastalıkları yaşla birlikte doğrusal olarak artıyor. Kalp-damar hastalıklarının sıklığı 75 yaşına kadar erkeklerde daha yüksek seyrediyor. Bu yaştan itibaren eşitlik görülüyor. 55 yaşından daha genç erkeklerde kalp-damar hastalığı sıklığı, kadınlardan 3-4 kat daha yüksek.

Aile öyküsü kalp-damar hastalıklarının en güçlü bağımsız risk faktörlerindendir. Baba veya birinci derece erkek akrabalardan birinin 55 yaşından önce ya da birinci derece kadın akrabalardan birinin 65 yaşından önce kalp krizi geçirmesi pozitif aile öyküsü olarak tanımlanıyor. Pozitif aile hikayesi olan bireylerin kalbini koruması için daha titiz davranmaları gerekiyor. Değiştirilebilir risk faktörlerinden biri ise lipidlerdir (kolesterol, trigliserit). Kötü kolesterol olarak adlandırdığımız LDL kolesterol seviyesi yaş ve kilo ile artar. Doymuş yağlardan (hayvansal, margarin) zengin beslenme de kandaki kötü (LDL) kolesterol miktarını yükseltir. Bu yüzden doymuş ve hayvansal yağlardan uzak, yeşil sebze-meyve ağırlıklı, sıvı yağları, zeytinyağı başta olmak üzere tercih edebilecek bir beslenme alışkanlığı kazanmak şarttır. Elbette düzenli beslenme alışkanlığı tek başına yeterli değil. Kalp hastalıklarına savaş açmadaki diğer bir önemli etken de kolesterol seviyesini düşük tutmak. Bunu sağlamak için balık yenmesini öneriyoruz. Balıkta bulunan yağ, özelliği itibarıyla kolesterol seviyesini düşürür. Dolayısıyla özellikle balık yağı ve balığın tüketilmesini öneriyoruz. Kolesterol seviyesinin mutlaka normal sınırlarda tutulması gerekli. Ayrıca iyi kolesterol olarak adlandırdığımız HDL kolesterolün düşük olması ve katı yağ olarak adlandırdığımız trigliserit düzeyinin yüksek olması da kalp-damar hastalıkları riskini artırmaktadır. Diyabet, yani şeker hastalığı ve hipertansiyon da kalp-damar hastalığı gelişimi için ana risk faktörlerindendir. Şeker hastalığı ve hipertansiyon doktorun önerisi doğrultusunda, ilaç tedavisi ile veya beslenme alışkanlıklarının değişmesi ile kontrol altına alınabilir. Sigara içilmesi ve alkol kullanılması, kalp-damar hastalıkları için bağımsız risk faktörleridir. Sigaranın bırakılması kalp-damar hastalığı riskini anlamlı olarak düşürür. Kalp-damar hastalıklarından korunmada fiziksel aktivitenin yeri halen tartışmalıdır. Gerçek koruma mekanizması çok yönlü olabilir. İdeal vücut ağırlığının, kas kitlesinin, normal kan basıncının ve kolesterol seviyelerinin sağlanması için egzersiz önemlidir. Düzenli aerobik egzersiz hem büyük hem de küçük tansiyonu düşürür, kalbin beslenmesini artırır. Bel çevresi ölçülerek belirlenen santral obezite, kalp-damar hastalığı riskini artırmaktadır. Santral obezite hipertansiyon ve kolesterol yüksekliği ile de ilişkilidir. Kalp-damar hastalığı gelişimi göbek bölgesindeki yağ dağılımı ile doğru ilişkilidir. Göbek çevresi erkeklerde 102 santimetre, kadınlarda da 88 santimetre sınırını geçmemelidir" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Kardiyoloji uzmanı Dr. Musa Bulut, kalp sağlığı için yapılması gerekenleri şöyle açıkladı:

"Düzenli egzersiz yapın. Haftada 4-5 gün yarım saat tempolu yürüyüş yeterlidir. İdeal kilonuzu koruyun. Sıvı yağ (zeytinyağı, mısırözü yağı) içeren ve meyve-sebze, tahıl ve lifli besin ağırlıklı bir diyet uygulayın. Kırmızı et yerine beyaz et, özellikle de balığı tercih edin. Kolesterol düzeylerini ve kan basıncını yükseltebileceğinden dolayı alkol kullanmaktan kaçının.

Yüksek kan basıncı ve diyabet için tedavi uygulayın. Sigarayı bırakın. Stresle baş etme eğitimi alın. Kalp hastalığı risk analizi yaptırın. Yaşam biçiminizde gerçekleştireceğiniz birtakım değişiklikler, düzenli hekim kontrolleri ve kalp sağlığı taramalarıyla kalp hastalıklarından korunabilirsiniz. Kalbinizin size ihtiyacı var, ona iyi bakın."

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: