"Türkiye’nin geri kalma nedenlerinden biri de az okumadır"

Eğitimci Yazar Kadiri Tekgül, Türkiye’nin diğer ülkelerle karşılaştırıldığında geri kalma nedenlerinden birinin okumaya yeterince önem verilmemesi olduğunu belirterek, az okuma durumunun tersine çevrilebileceğini söyledi.

Nil ve Tuna (NT) Mağazası tarafından Türkiye genelinde başlatılan ve okuma kültürünü olgunlaştırmaya destek olmayı amaçlayan 'Kitabı ve okumayı nasıl sevebiliriz?' konulu konferanslar serisi devam ediyor. Eğitimci Yazar Kadiri Tekgül, Ankara’nın Polatlı ilçesinde öğretmenlere, konferans verdi. Tekgül, konferansta öğretmenlere okumayı sevdirmede 3T (teşvik, takip ve takdir) modelini anlattı.
Polatlı Özel Samanyolu Koleji'ndeki konferansa, Polatlı Feza Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Osman Tutucu, Özel Samanyolu Koleji Müdürü Mehmet Maya, NT Polatlı Şube Müdürü Eray Akdemir ve çok sayıda öğretmen katıldı.
Eğitimci Yazar Kadiri Tekgül, Türkiye’nin diğer ülkelerle karşılaştırıldığında geri kalma nedenlerinden birinin okumaya yeterince önem verilmemesi olduğunu belirterek, Yavuz Sultan Selim ve Cemil Meriç gibi çok okuyan ünlü simalardan örnekler verdi. Tekgül, az okuma durumunun tersine çevrilebileceğini, okuma alışkanlığının kültürümüzde var olduğunu ve yeniden canlandırabileceğini söyledi. Tekgül, “Öğretmenlik meslek hayatı boyunca okumaya ihtiyaç duyulan ender mesleklerden biridir. Okumadan öğretmen daha doğrusu, başarılı öğretmen olmak mümkün değildir. Okunmalıdır ki doğru şeyler öğrenilsin ve öğretilsin. Çünkü öğretmenlikte esas olan sürekli araştırma ve yenilikleri yakından izleme, ancak okumakla elde edilebilir.” dedi.
Bir öğretmenin gazete ve dergi dışında günde en az 30 sayfa kitap okumayı planlaması gerektiğine vurgu yapan Eğitimci Yazar Kadiri Tekgül, şöyle konuştu: “Bilindiği gibi üç meslek dalında konuşmak zordur. Din, Siyaset ve Öğretmenlik. Gerçekten de her üç dalda da tenkit ediciler fazladır. Hitabetimizin iyi olması için kitap okumalı, kelime hazinesini zengin tutmalıyız. Kitabı sevdirme ve okuma alışkanlığını kazandırma, toplu bir harekettir. Herhangi bir okuldaki bir öğretmenin omzuna yüklenemeyecek kadar ağır ve kutsal bir görevdir. Öğrencilerimizle düzenli olarak kütüphaneye gitmeyi alışkanlık haline getirmemiz gereklidir. Kitapçılara kitap bakmaya gitmek de kütüphaneye gitmek kadar zevkli ve eğlencelidir. Bu uygulama onlarda kitaba karşı ilgi ve istek uyandıracaktır. Okulda ve evde birer kütüphane oluşturulmalı, hatta sınıflardaki kütüphaneler işler hale getirilmeli ve bu kitaplıklar zengin içeriklerle ilgi çekici hale getirilmelidir. Böylece öğrencinin kitaba olan ilgisi artacaktır. Öğrenci kitapla, bilgiyle iletişim kuracak, araştırmaya yönelmeye başlayacaktır. Bütün öğretmenler, öğrencinin kitap okumasını mutlaka notuna yansıtmalı. Öğrenci bilmeli ki, ‘Ben kitap okumazsam bu dersten yüksek not alamam, hatta geçemem.’ Sadece Edebiyat öğretmenleri değil, rehber öğretmenler de öğrencinin kitap okumasını takip etmeli, zaman zaman öğrenciye hangi kitabı okuduğunu, kitapta nelerden bahsedildiğini, kitabın neresine geldiğini, kaç kitap bitirdiğini sormalıdır.”
Tekgül konferans sırasında öğretmenlere sorular sorarak doğru cevabı verenlere kitap hediye etti.