Kayseri Ticaret Odası Eğitim Komitesi, eğitimde bir reformun şart olduğunu ama bunun en tepeden yani devlet okullarından başlaması gerektiğine dikkat çekti. Komiteden yapılan açıklamada, "Yaklaşık 4 bin dershanenin yüzde 5’inin özel okul olabilecek nitelikte olduğu ifade ediliyor. Üstelik ülkemizde özel okulların kontenjanlarının da yüzde 40’ı boş durumda. Her şehre bir özel okul açılamayacağına göre yeniden bir fırsat eşitsizliği ve özel ders furyası başlayacak demektir." denildi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın dershanelerin kapatılmasına ilişkin çalışmasıyla ilgili Kayseri Ticaret Odası Eğitim Komitesi Başkanı Ali Köksal, komite üyeleri Muammer Gündüz, İhsan Söylemez, Selim Bahadır, Muhammet Açıkgöz, Mehmet Çelik ve Mustafa Güldane basın toplantısı düzenledi. Komite adına hazırlanan basın açıklamasını yapan Ali Köksal, bir ülkenin büyüklüğünün eğitim sisteminin gelişmişliği ile bire bir orantılı olduğuna değinerek, şunları söyledi: "Dünya’da gençlerinin eğitimine önem vermediği halde ekonomisini düzeltmiş, gelişmişliğini tamamlamış ve model olmuş bir ülke gösterilemez. Türkiye olarak biz de genç nüfus ölçeğinde potansiyelimizin farkındayız ve onlara en iyi eğitimi verebilmenin kaygısını yaşıyoruz. Bu bağlamda öğrencilerimizi üniversiteye yerleştirebilmek ve üniversite sonrasında da ilgi alanlarına göre meslek sahibi olmalarını sağlamak, ülkesini seven her ferdin temel hedefidir." Ali Köksal, üniversite kontenjanlarının genç nüfusa yeterli gelmemesi ve ülke içerisindeki eğitim imkanlarının homojen olmamasından dolayı bir çok öğrencinin kendi inisiyatifleri dışında yıllarca mağdur olduğunu açıklayarak, "Bu sorunu çözebilmek adına arayış içerisine gidilmiş ve bütün bu eşitsizliği ortadan kaldırması ve sosyal eşitliği sağlaması cihetiyle çözüm olarak dershaneler kurulmuştur. Dolayısıyla dershanelerimiz bir alternatif eğitim modeli değil fırsat eşitliği noktasında çözüm paydaşıdır. Hal böyleyken son günlerde kamuoyunda sebebi henüz anlaşılamayan bir dönüştürme tartışması yer almaktadır. Ülkemizde yeni yeni şekillenen demokrasi anlayışına, hem teşebbüs hürriyeti hem anayasanın eşitlik ilkesi hem çalışma ve sözleşme hürriyeti hem de eğitim hakkı açısından zıt olan bu düşünceyi, yasaklamacı bir zihniyet olarak değerlendiriyoruz. “Kapatma veya dönüştürme” adı ne olursa olsun ülkemizin geleceği adına yeniden düşünülmeli ve her fırsatta özgürlük vurgusu yaptığımız ve yeni Türkiye’yi dünyaya lanse ettiğimiz bir süreçte ulaştığımız seviye heba edilmemelidir." dedi. "ÖĞRENCİLER VELİLER DE TEDİRGİN"Hükumetin ısrarla değiştirmeye (kapatmaya) çalıştığı dershanelerle ilgili öğrenciler ve veliler de tedirgin olduğunu anlatan Köksal, "Ortaokul 7’nci sınıfta ve lise11’inci sınıfta okuyan öğrenciler ve velileri, mevcut sınav sistemi devam ederken önümüzdeki yıl dershane olmazsa durumlarının ne olacağını merak ediyorlar, açıkçası eğitimin onca problemi varken hiçbir noktası düşünülmeden oldu bittiye getirilerek böyle bir sürecin yaşanmasını anlamakta zorluk çekiyoruz." diye konuştu. "GEREKÇELER VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ MANTIĞA SIĞMIYOR"Komite Başkanı Ali Köksal, dershanelerin kapatılmasıyla ilgili öne sürülen gerekçeler ise açıkçası mantığa sığmadığını hatırlatarak, dershanelerin bir ihtiyaçtan doğduğu ve varoluş nedeni bilindiği halde sınav sistemiyle ilgili herhangi bir reform yapılmadan, arz- talep dengesine bakılmadan ilk adım olarak dershaneler ortadan kaldırılmaya çalışıldığını söyledi. Köksal, şunları söyledi: "Sayın Başbakan, "Çocuklarımız bir yarış atına dönüştürüldü." diyor. Haklı olabilir ama bunun sorumlusu uygulanan sınav modeli değil mi? Amerika’dan Japonya’ya, Güney Kore’den Almanya’ya kadar gelişmiş ülkelere baktığımızda da dershane modelini görebiliyoruz. Üstelik bu ülkelerde bizim yaşadığımız sorunların birçoğu yok, isteyen herkes üniversite okuyabiliyor, sadece kendini daha iyi yerlere hazırlayanlar dershane hizmetinden faydalanıyorlar. Geçtiğimiz aylarda eğitim çalıştayı için Chicago’ya giden bir öğretmenimizden dinlemiştim, yaklaşık 60 bin nüfuslu bir belde kütüphanesine cumartesi sabahı saat 10’da giriyorlar, okul öncesinden yetişkinlere kadar yaklaşık 300 kitapseverin araştırma yapmakta olduğuna ve kitap okuduklarına şahit oluyorlar. Yani ülkelerinin geleceğini şekillendirecek kişiler dünyanın her yerinde eğitimle iç içeler. Şimdi bizler böylesi bir tabloyu kaç yıl sonra görebileceğiz dersiniz. Öyleyse Türk Milli Eğitimi’nin temel sorunu dershane meselesi diyebilir miyiz?""DERSHANE ÖĞRETMENLERİNDEN PEDAGOJİK FORMASYON İSTENECEK Mİ?"Ali Köksal, başbakan ve bakanın dershanelerin özel okul olsun ifadelerini hatırlatarak, şu uyarılarda bulundu: "Ancak yaklaşık 4 bin dershanenin yüzde 5’inin özel okul olabilecek nitelikte olduğu ifade ediliyor. Üstelik ülkemizde özel okulların kontenjanlarının da yüzde 40’ı boş durumda. Her şehre bir özel okul açılamayacağına göre yeniden bir fırsat eşitsizliği ve özel ders furyası başlayacak demektir. 1500 Lira teşvikten bahsediliyor bu miktar birçok şehirde ancak servis ücretine karşılık gelecektir. Ayrıca halen lise mezunu olup da önümüzdeki yıl üniversite sınavına girmeyi bekleyen 500 binden fazla öğrencimiz bilgilerini nasıl tazeleyecek, eksikliklerini nasıl giderecek. 50 binden fazla dershane öğretmenimize gelince büyük çoğunluğu maalesef işsiz kalacak. Dershane öğretmenlerinden pedagojik formasyon belgesi istenmediği için bu öğretmenlerin çoğunluğu bu belgeye sahip değil; onlara siz özel okulda çalışamazsınız denilecek. Mülakatla atama çıkar yolu ise tam bir kaos, atanamayan yeni mezunlarımızın hüzünlü hikayelerine her geçen gün yenisinin eklendiğini çok iyi biliyoruz.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz