Günümüzde doğanın yapısının bozulmasıyla ortaya çıkan radyasyonla birlikte birçok teknolojik alet de radyasyon yaymakta ve bu yönde olumsuz etkiler meydana getirmektedir. Radyasyon yayan bu maddelere ise radyoaktif madde denir. Bu maddelerden yayılmış olan radyasyon biz hiç farkında olmadan organlarımız ve dokularımız ile sürekli olarak etkileşime girer. Bu etkileşim bazı zamanlar gözle görülür birtakım sonuçlar ortaya çıkarırken bazen de hiç haberimiz olmadan doku ve organlarımızı etkiler yönde gerçekleşmiş olur.
Bazı radyoaktif maddelerin oluşturmuş olduğu enerji DNA'yı parçalar ve bunun sonucunda hücreleri öldürür. Bunun sonucunda da dokular zarar görür ve bazı hastalıklar ortaya çıkar. Bu hastalıkların başında ise kanser çeşitlerinin geldiği görülür. Ayrıca radyasyon canlılarda genetik değişikliklere ve vücutta kalıcı hasarlara neden olur. Radyasyonun etkileri cins, yaş ve organa göre değişir nitelikte olup, çocuklar ve gelişme çağındaki gençlerde daha çok ve gittikçe yoğunlaşan bir sıklıkta gözlemlenir.
Çevreye rastgele atılmış olan radyoaktif maddeler insan, hayvan ve bitki sağlığını olumsuz yönde etkileyerek ekolojik dengenin sarsılmasına neden olur. Radyasyonun verdiği hasarlar zamanla ortaya çıkar. Geçmişte olan bazı olaylar neticesinde radyoaktif maddelerle yüklenmiş toz bulutları, atmosferin yüksek tabakalarına ve stratosfere yerleşerek, radyoaktif yağışlar halinde yeryüzüne inmekte ve özellikle yüzeysel suların kirlenmesine ve kullanılamaz hale gelmesine sebep olmaktadır.
Radyasyona maruz kalmış olan birçok canlı türü, ciddi ve büyük zararlar almış olabilir. Bu zararın etkileri çok çabuk bir şekilde kendini belli edebileceği gibi çok uzun süren bir süreç sonrasında da ortaya çıkabilir. Radyasyona maruz kalındığında vücutta ortaya çıkacak başlıca durumlar şunlardır;
Radyasyonun ölçüm birimi olarak bilinen sievert kısaca sv olarak yazılır. Binde bir olarak oranlandırıldığı durumda ise milisievert olarak adlandırılır. Bir başka birim olarak rem de kullanılmaktadır. 1 sievert 100 rem’e denktir.
Radyasyon farklı yöntemler ile ölçülebilir. Ölçüm yöntemi radyasyonun hangi amaçla ve nerede kullanıldığına göre çeşitlilik gösterir. Radyasyonu ölçmek için kullanılan en temel yöntemler olarak şunları sıralayabiliriz;
Ortalama sağlık durumunda olan bir insanın maruz kalabileceği radyasyon miktarı 100 milisievert olarak bilinmektedir. Bu miktarın artmasına doğru orantılı olarak etkilenme riski artış gösterir.
İnsanlar doğal ortamda, 1 sene içerisinde 2 milisievert radyasyona maruz kalırlar. Bir insanın bir yıl içinde maruz kalacağı 100 milisievert radyasyon, kanser riskini yüzde 5 kadar artırır niteliktedir. Bu miktar oranında kandaki akyuvarlar sayısında azalma meydana gelir ama bu durum ölümcül olarak görülmez. Ancak 5 bin milisievert radyasyona maruz kalan insanların yüzde 50′si bir ay içinde ölüm ile karşı karşıya kalır.
Enerjinin gücü, yapısından dolayı mesafeye göre değişiklik gösterir. Radyasyonun etkileri kaynağa yaklaştıkça doğru orantılı olarak artır. Radyasyonu saptıran, kötü etkilerinden koruyan bazı alışkanlıklar ve besinler mevcuttur. Radyasyonun bazı tehlikelerinden korunmak için aşağıdaki yöntemler uygulanabilir.
Röntgen cihazlarından alınan X ışını, fazla dozda alındığında zararlı olabilir, düşük dozda sağlığı tehdit etmez. Yine de radyasyona maruz kalındığında hemen duş alınmalı ve bol bol su içilmelidir. Bunun yanı sıra sarımsak güçlü bir antibiyotik olduğu için tüketilebilir. Çilek, portakal ve çekirdekli üzüm de vücuttaki radyasyonun etkisini azaltır. Aynı zamanda odada bulunan kaktüs radyasyonu çeker. Oksijeni bol ortamlarda durulması da radyasyona bağlı rahatsızlıkları önler.
Bilindiği üzere sarımsak birçok farklı hastalığa iyi gelen çok faydalı bir yiyecektir. Özellikle doğal antibiyotik olarak bilinir. Sarımsaktan radyasyonun zararlarından korunmak için faydalanmak mümkün. Özellikle içerisinde bulunan glutatyon ve kükürt gibi çeşitli antioksidanlar, radyasyondan zarar gören alyuvar hücrelerinin yenilenmesine ve korunmasına yardımcı olur.
5 diş sarımsak, 250 ml limon suyu, 250 ml içme suyu ile kolaylıkla sarımsak kürü hazırlayabiliriz. Bunun için sarımsakları iyice dövün. Daha sonra bir kavanozun içine soğuk su ve limon suyu koyarak içine dövülmüş sarımsakları ekleyin. Kavanozun kapağını kapatıp ışık almayan bir yerde 5 gün muhafaza edin. Bu süre boyunca her gün düzenli olarak karışımı çalkalayın.
Zencefil de radyasyonun sebep olabileceği hastalıkları önlemeye faydalı bir yiyecek olarak tüketilebilir. Özellikle sarımsak ile birlikte tüketilmesi faydasını artırır. Çünkü sarımsak ile birlikte tüketildiğinde sarımsakta bulunan bazı antioksidan maddelerinin etkisi daha da artar.
35 gram zencefil, 10 gram dağ kişnişi, 10 gram sinameki otu, 1,5 litre su, 1 çay kaşığı sofra tuzuyla etkili bir kür hazırlayabilirsiniz. Zencefili 5 dakika kadar kısık ateşte kaynatın. Sonrasında içerisinde dağ kişnişi ve sinameki otunu da katarak kaynatmaya bir süre daha devam edin ve bu aşamada tuz ekleyin. Karışımı 5 dakika beklettikten sonra süzün. Bu karışımı yedi gün boyunca her gece 1'er bardak olmak üzere için.
Günümüzde doğal olarak veya yapay yollarla vücuda tesir eden radyasyonun etkilerini, keçiboynuzunda bulunan yoğun antioksidan maddelerin etkisiyle engelleyebiliriz.
6-7 adet keçiboynuzu ve 650 ml su kullanarak keçiboynuzu kürü yapabilirsiniz. Keçiboynuzlarını küçük küçük kırarak kaynatılmış suyun içine atın. Karışımı tencerenin kapağı kapalı halde 5 dakikadan fazla olmamak şartıyla orta ateşte kaynamaya bırakın. Süre dolduktan sonra ocağın altını kapatarak 15 dakika dinlendirin. Daha sonra keçiboynuzu parçalarını çıkartarak sabah 3-5 parça, akşam 2 parça halinde karışım bitinceye kadar tüketin.
Meyan kökü, radyasyonun etkilerinin önlenmesinde kullanılan, antioksidan bakımında zengin besinler arasındadır. Vücuda zararlı olan enerjinin atılmasında etkili bir rolü vardır.
Meyan kökü çayının hazırlanabilmesi için rende veya bıçak yardımı ile meyan kökünü küçük parçalara ayırmanız gerekir. Normal şartlarda önerilen oran 1 büyük çay bardağına 1 şeker kaşığı meyan kökü şeklindedir. İsteğe bağlı olarak da 1,5 veya 2 kaşık da atabilirsiniz. Ayarlamış olduğunuz su miktarıyla eş oranda meyan kökünü suda kaynatıp 5-10 dakika kadar demleyin. Çayın içerisine isteğe bağlı olarak tarçın veya nane eklenebilir. Acı bir tadı var ise bal katabilirsiniz.
Yoğurt radyonu önler mi? Bilinenin aksine yoğurt tüketimi radyasyondan korumaz. Ancak özellikle günlük hayatta cep telefonu ve bilgisayar gibi cihazları yoğun kullanan kişilerin yoğurt yemeleri tavsiye edilir. Hatta uzmanlar normal bir insanın günde en az iki su bardağı yoğurt yemelerini önerir.
Düzenli yoğurt tüketimi, radyasyon ile zarar görmüş doku ve hücrelerin yenilenmesini ve artmasını hızlandırır ve kolaylaştırır. Fakat biraz önce söylediğimiz gibi yoğurdun insan vücudundan radyasyonu uzaklaştırma gibi bir yararı yoktur. Yine de yoğurt insan vücudunun direncini artırır ve bağışıklık sistemini güçlendirerek radyasyonun zararlı etkilerinden korumaya yardımcı olur. Çünkü her ne kadar insan vücudundaki doku ve hücreler kendilerini yenilese de dışarıdan alınacak yardımlar ve takviyeler ile bu süreci hızlandırmak mümkündür. Ayrıca radyasyonun vücuda zararlı etkilerini azaltmak için sadece yoğurt değil, en az yoğurt kadar etkili olan süt ve süt ürünlerinin, yumurta ve et gibi protein bakımından zengin olan besinlerin tüketilmesi gerekir.
Fotosentez yapabilen bütün bitki ve çiçek türleri, ortamda bulunan ışığın temel birimi olan fotonlar sayesinde radyasyonun belli bir bölümünü emer. Kaktüs de günlük hayatta kullandığımız çeşitli cihazlardan yayılan radyasyona karşı korur, özellikle bilgisayar ve televizyonun yanına koyulduğunda radyasyonu absorbe eder. Kaktüs, bakımının kolay olması ve az su isteyen bir saksı bitkisi olması sebebiyle radyasyondan korunmak amacıyla tercih edilebilecek bitkilerin başında gelir.