Van depreminden sonra ailesiyle birlikte Sakarya'nın Arifiye ilçesine yerleşen 18 yaşındaki Eyüp Bapun'un hayatı 1.5 yıl önce kabusa döndü. Habertürk muhabiri Öznur Karslı'nın haberine göre, kanser hastası babasının tedavi masraflarını çıkarmak için okulunu bırakıp çalışmayı kafaya koyan Eyüp'ün ilk işi yaşadığı ilçede yapılan bir baraj inşaatı şantiyesi oldu. Proje için soğuk demir işçisi arandığını öğrenen Eyüp, bu ağır iş için yaşı tutmayınca kuzeninin kimliğiyle işe başvurdu. İddiaya göre de bu duruma göz yuman inşaat şirketi Eyüp'ün kuzenini işe almış gibi gösterdi.
MAHALLE KARANTİNA ALTINA ALINDI
Baraj inşaatındaki işinin üçüncü gününde ise Eyüp tam anlamıyla kabusu yaşadı. Yer zemininde kullanılan röntgen makinesinden düşen ‘İridyum 192' adlı maddeyi tespihe benzetip cebine koyan Eyüp, saatler sonra radyoaktif maddeye temas ettiği için rahatsızlandı. Aynı şekilde o maddeye temas eden iki kardeşi de elleri ve gözlerinden yaralandı. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Eyüp'ün yaşadığı Arifiye'deki Nebiye Mahallesi'ni karantina altına aldı.
RADYASYON PARMAKLARINI YAKTI
Acı olayın ardından GATA'da 15 ay tedavi gören 18 yaşındaki Eyüp Bapun'a bu süreçte özel vakum cihazıyla tedavi yapıldı, radyasyondan yanan derisi defalarca yapılan operasyonlarla kurtarılmaya çalışıldı. Eyüp'ün şansı genç bedeniydi. Kendi dokusundan yapılan doku nakliyle bacakları ve elleri kesilmekten kurtuldu. Ancak hiç aklına getiremeyeceği olay onu yüzde 80 engelli, 18 yaşında da malulen emekli yaptı. Radyasyon yüklü maddeye 2.5 saat temas eden Eyüp sağ elindeki iki parmağını kısmen kaybetti, ayağındaki damarlar koptu ve ayak bileği inceldi.
BABASI ACISINA DAYANAMADI
Zor süreçte tedavi masraflarını karşılamak için uğraştığı akciğer kanseri babasını da kaybetti Eyüp Bapun. Babasını 15 aylık tedavi sürecinde sadece bir defa bir saat görebildi. O gün babası Eyüp'ün ameliyatına onay verdiğini ifade etmek için Ankara'ya hastanede imza atmaya gitmişti. Eyüp babasının cenazesine bile katılamadı.
RADYOAKTİF MADDE HIRSIZLIĞIYLA SUÇLANDI
Taburcu olduktan sonra başına gelen olayın ihmal sonucu olduğunu düşünen Eyüp Bapun sadece üç gün çalıştığı şirkete tazminat davası açtı. Eyüp'ü en çok üzen de sağlığından eden radyoaktif maddeyi çalmakla suçlanmak oldu: "Dava açtılar hırsızlık üzerine. Mahkemede davayı biz kazandık. Hakim bile mahkemede 'Bu makine daha değerli, bu parça değersiz. Siz yolda görseniz maddeyi mi çalarsınız, makineyi mi çalarsınız' şeklinde konuştu. Ne geçmiş olsuna geldiler, ne de arayıp maddi manevi destekte bulundular. İhmal var. Çünkü böyle zararlı bir parçayı yere düşürüp, kaybediyorlar. Ve üç gün sonra bunu soruşturup, araştırıyorlar. Şirketin suçu çok."