Ramazan Bayramı öncesi verilen iftarlar yemekleri ve Sakaryaspor

Pamukova Belediye Başkanı Cevat Keser, Büyükşehir Belediyesince Pamukova da yapılacak olan toplu iftar yemeği etkinliği ile ilgili Pamukova Belediyesince sadece organizasyona katkı sağlanacağını, belediyenin kazasından iftar yemeği için bir kuruş çıkmayacağını söyledi. Bunu da gazeteler yazdı. Bazı çevrelerce iftar masraflarının belediyemizce yapılacağı söylentisi ise asılsızdır. Ben hiçbir zaman vatandaşın parasını köfte ekmek gibi, iftar masrafı gibi yerlerde harcamadım ve harcamam" diyor. Doğruda söylemiş Cevap Keser. Kimse babasının hayrı için iftar vermiyor.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi 17 ayrı bölgede iftar yemeği düzenledi. Bir O kadar da Adapazarı Belediyesi iftar düzenledi. 34 yerde iftar verildi.

Katılım sayıları 5000-7000 kişiden söz edildi.

Ortalama 5000 kişi olsa 170 bin kişi iftar yemeği yedi.

İftar yemeklerini SAKVA hazırlamış olsa bile ne kadar para harcandığı siz hesap edin artık.

Ayrıca bu iftar yemeğini için Belediyeden 5 kuruş para çıkmıyor. Belediye başkanlarımız Zeki Toçoğlu ve Süleyman Dişli cebinden mi ödüyor? Hayır.

O zaman ‘’sponsor’’lar tarafından karşılanıyor.

Sponsorlar kimler? Bilinmiyor.

Sponsorlar ne amaçla bu paraları ödüyor. Ve karşılında ne bekliyorlar amaçları nedir? Bilinmiyor.

Kaba taslak bir hesap yapmış olsak 170000 kişiye verilen bu yemek karşılığı SAKVA’ya ödenen para ortalama kişi başı 10 Tl olsa artık siz hesaplayın.

Allah kabul etsin taşımalıda olsa ramazan boyunca evlerinde iftar yapmadıkları için Belediyelerimize teşekkür etmeleri lazımdır.

Birde aksini düşünsek İftar yerine bu para ile 3000 kişiye iş imkanı da verilebilirdi.

Ama olsun yinede Belediye başkanlarımıza iftar için teşekkür ediyoruz. Her ne kadar kendi reklamları için bu iftarlar verilse de.

Ramazan öncesi ülkemizde geçen olaylar bir kaç ay içinde şerit gibi gözümün önüne geldikçe düşünüyorum.

Bu ülkenin hali ve demokrasiye özgürlüğe susamış insanlarının susmadığını görüyorum.

Caddelerde, Parklarda direnen ve polis copuna göz yaşartıcı gaz sıkmasına rağmen durmuyorlar.

Özgürlük, demokrasi ve insanca yasamak için haykırıyorlar.

Bu ülke insanları öyle bilinçlenip ve korkuları bir anda atmış, tek yumruk, tek ses, tek yürek olup bir şekilde haykırıyorlar.

Ülkenin üzerine kâbus gibi çöken ve bir daha gitmeyecekmiş gibi duran AKP hükümeti, özgürlüklerin demokrasinin budandığı bir diktatörlük dönemi yaşanıyor.

Gazeteciler, yazarlar sendikacılar ve politikacılar tutuklanıyor.

Hapishanelerinde yer kalmamış ve dünyada en çok tutuklu gazetecinin Türkiye’de olduğu bir gerçek haline gelmiştir.

Parlamento içi muhalefete karsı sanki düşmanca bir muamele yapılıyor. AKP’nin Başbakanı lideri, gözü dönmüş ve iktidar hırsı bürümüş bir sekil de sağa sola saldırıyor.

Kendi partisi içinde demokrasi ve özgürlük tanımayan bu diktatör dışarıdakilere hiç tanır mı.?

AKP Hükümetinin Bakanları bir bu diktatörün kendilerinin Allah vergisi olduğunu söyleyip ve bu korunmalıdır diyorlar.

Bunlar hiç öz eleştiri diye bir şey tanımıyorlar. Baslarını ellerinin içine alıp da hiç düşünmüyorlar. Böyle yapsalar doğruları görüp beklide istifa edeceklerinden korktukları için böyle devam etmek istiyorlar.

Türkiye toplumunda öyle derin yaralar açıp ve toplumu parçalara bölüyorlar.

IMF’nin borçlarını ödediklerini söylüyorlar.

Devletin ne kadar dış borçları olduğunu hiç söylemiyorlar.

İhaleleri kendi yandaşlarına verip ve ondan büyük rantlar sağlıyorlar. Kendi yandaşı olmayan gazetelere belediye bütçesinden reklam bile vermiyorlar.

Düşünceleri politik anlayışları dinci gerici feodeal orta çağ dönemini andırıyor.

Yirmi birinci yüz yılın demokratik ve özgürlükçü anlayışı ile hiç bağdaşmayan bir anlayış devam ediyor.

İftar yemeklerinden söz ettik aklıma Sakarya spor’un durumu geldi.

Sakaryaspor’u yine bir AKP’li Belediye başkanı bu hale getirmişti.

Keşke iftar için verilen bu paralar Sakaryasporu kurtarır ve düzlüğe bile çıkarırdı.