Ramazan imsakiyesi 2017: İlk sahur saatine dikkat! İşte il il sahur ve imsak vakti

Onbir ayın sultanı Mübarek Ramazan ayı geldi. Ramazan ayı 2017 yılında 27 Mayıs - 24 Haziran tarihlerinde idrak edilecek. Bu tarihler içinde oruç tutulacak, sahura kalkılacak, iftar açılacak, dualar okunup ibadetler edilecek. Nitekim Ramazan insanın nefsine hakim olup, fakirin halinden anladığı, elindekilere şükrettiği bir tefekkür ayıdır. Haberimizdeki il il ramazan imsakiyesi ile Ramazan'da imsak vakti, iftar saati gibi önemli saatleri gün gün görebilirsiniz. Oruç ve sahur saatlerine dikkat!

Ramazan ayı hoş geldi sefalar getirdi. 11 ayın sultanı olarak adlandırılan İslam aleminin en önemli zamanlarından olan oruç ayı Ramazan ayı bu akşam başlıyor. Hicri takvime göre dokuzuncu ay olan Ramazan 2017 yılında 27 Mayıs - 24 Haziran tarihlerine denk gelmektedir. Bu ay imkanı olan Müslümanlar oruç tutacak, iftar vakti orucunu açacak, sahur vakti oruca daha rahat dayanabilmek için uygun yemekler yiyecek ve kendini ibadete, tefekküre verecek. Diyanet tarafından hazırlanmış 2017 Ramazan imsakiyesine aşağıdan ulaşabilirsiniz ve bu akşam kalkılacak sahur vakti - imsak vaktini öğrenebilirsiniz. İşte Ramazan ile ilgili akıllara takılan soruların cevapları ve dahası...

Reklam
Reklam

2017 RAMAZAN İMSAKİYESİ

Bilindiği gibi Dünya'nın kendi etrafında dönüşü nedeniyle Güneş'in doğuş saaati doğudan batıya doğru ilerlemektedir. Bu yüzden Türkiye'nin her ilinde sahur, iftar ve imsak vakti aynı değildir. doğudaki illerimiz batıdakilere göre daha erken oruç açarlar ve imsak vakti için daha erken kalkarlar. Ramazanda iftar vaktine göre, Türkiye'de orucunu en erken Hakkarililer, en geç ise Edirneliler açacak. Buna göre Ramazan boyunca gün gün her il için iftar ve imsak vakitlerini aşağıdaki bağlantı ile erişebileceğiniz Diyanet'in sitesinden alınmış Mynet Ramazan imsakiyesi ile takip edebilirsiniz.

İL İL 2017 RAMAZAN İMSAKİYESİ İÇİN TIKLAYINIZ

İmsakiye dışında aşağıdaki bağlantı ile Ramazan menüsü, sahurda tok tutan yiyecekler, orcun önemi, Ramazan'da ibadet gibi Ramazan ile ilgili detaylı bilgilerin yer aldığı Mynet özel Ramazan sayfasına da erişebilirsiniz.

RAMAZAN SAYFASI İÇİN TIKLAYINIZ

ORUCUN ÖNEMİ

Oruç tutmak İslam'ın beş şartından biridir. Diğerleri şehadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek ve hacca gitmektir. Oruç sözcüğü dilimiz İslam ile birlikte Farsça rocik sözcüğünün Türkçeleşmesi ile geçmiştir. Günlük anlamına gelir. Oruç Kur'an'da savm ve sıyam olarak geçer.
Oruç, Hicretten sonraki 2. yıl gelen şu ayetle farz kılınmıştır. “Ey inananlar! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız diye size de farz kılındı.” (Bakara, 2/183)

Reklam
Reklam

Kur’ân-ı Kerîm’de önceki toplumlara da orucun farz kılındığına dikkat çekilmiş, orucun amaç ve hükümleri açıklanırken “ittikā” fiili kullanılmış, oruç yasaklarına uymanın Allah tarafından çizilen sınırlara riayet anlamına geldiği ifade edilmiştir (Bakara 2/183, 187). Bütün bunlar ve anılan fiilin Kur’an’daki kullanımları göz önüne alındığında orucun Allah’a kul olma bilincine varılabilmesi, mümine yaraşmayacak hal ve davranışlardan sakınılması ve kulluğun belirli bir disipline bağlanması açısından vazgeçilmez bir öneme sahip olduğu anlaşılır. Âyette bir yandan belirli durumlarda orucun ertelenebileceği veya fidye ile telâfi edilebileceği bildirilirken öte yandan, “Eğer bilirseniz orucu tutmanız sizin için daha hayırlıdır” açıklamasıyla zarara yol açmayacağı anlaşılan hallerde orucun büyük bir fırsat olduğu ve bunu kaçırmamak için ortaya konan iradenin büyük bir değer taşıdığı belirtilmektedir. Daha sonraki âyette de Allah’ın insanlar için zorluk değil kolaylık murat ettiği, oruçla ilgili hükümlere riayetin, doğru şekilde kulluk edebilmenin yollarını göstermesine karşılık Allah’ı tâzim ve O’na olan şükran borcunu ödeme gayreti içinde olma anlamı taşıdığı ifade edilmiştir.

Reklam
Reklam

Oruç, ibadetleri değerli kılan ihlâs özelliğini en çok yansıtan bir ibadettir. Çünkü bir kişinin oruçlu
olup olmadığını ancak Allah ile kendisi bilir. Oruç, Yaratıcı ile kul arasındaki sevginin doruğa ulaştığı, her türlü gösteriş ve riyanın en az karıştığı kalbî bir ibadettir. Çünkü kul, oruçta Rabbi ile baş başadır.

RAMAZAN'DA İBADET ve TEFEKKÜR

Ramazan ayı çok faziletli ve kutsî bir aydır. Ramazan ayı on bir ayın sultanıdır ve fazilet bakımından diğer aylardan üstün tutulmuştur. Ona bu fazilet ve kutsiyeti kazandıran şey hiç şüphesiz ki o ay içerisinde inmeye başlayan yüce kitabımız Kur'ân-ı Kerîmdir. Kur'an-ı Kerim'in inzali Allah'ın insanlığa en büyük lütfu ve nimetidir. Bundan daha büyük bir lütuf ve nimet düşünülemez. Çünkü Kur'an'ın hidayeti sayesinde insanlar küfürden imana, sapıklıktan hidayete, karanlıktan aydınlığa, cehaletten ilme, zulümden adalete kavuşmuşlardır.

Kıyamete kadar insanlığa yol göstermek üzere gönderilmiş bulunan Kur’an-ı Kerim, Ramazan ayı içerisinde Kadir gecesinde Peygamber Efendimize indirilmeye başlanmıştır.
“(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır.” Bakara, 2/185
Ramazan mukabele ayıdır. Mukabele, Kur'an’ı bir kimsenin yüzünden veya ezbere okuması diğerlerinin de onu Kur'an’dan veya ezbere takip etmesi veya dinlemesidir. Mukabele geleneği Sevgili Peygamberimiz ile Cebrail (a.s.)’ın uygulamasına dayanır. Vahiy meleği Cebrail (a.s.), her yıl Ramazan ayında Sevgili Peygamberimizle buluşur, karşılıklı olarak birbirlerine Kur’an okurlardı. Ramazan’da camilerimizde ve evlerimizde okunan mukabele ve Kur’an hatimleri Cebrail as. ile Peygamber Efendimiz (s.a.s.) arasında yapılan mukabele uygulamasının bir devamıdır.

Reklam
Reklam