Afrin’e düzenlenen Zeytin Dalı Harekatı hakkında değerlendirmelerde bulunan İzol aşiretinin genç sözcülerinden Ramazan İzol, “Ülkemizin sınırları bizim namusumuzdur ve biz bu sınırları korumakla mükellefiz. Eğer bizim sınırlarımızda tehditler söz konusuysa ve bir terör yapılanması varsa bu bizim namusumuzu zedeleyici hareketlerin olduğu anlamına gelir. Onu muhafaza etmek bu devletin başındaki insan ve içinde yaşayan millet için mecburidir” dedi.
Afrin’de asıl planlanan şeyin yeni bir Kandil yapılanması olduğunu dile getiren Güney Doğu’nun kanaat önderlerinden olan Ramazan İzol, “Afrin’e girmek isteme sebeplerimiz 30 bin teröristin, 4 bin silahın bölgeye yığılmasıdır. Bu yapılanmaya BM ve NATO da dahildir. Eskiden PKK terör listesindeydi ama ne yazık ki PYD diye bir şey kurdular ve resmileştirdiler. Resmiyetin dışında çok yüklü miktarda silahlar getirildi. Türkiye’ye karşı bir tehdit grubu ve ordu oluşturuldu. Amerika, Almanya, Fransa gibi ülkeler hiçbir zaman müttefik olmamıştır. Müslümanın Müslümandan başka dostu olmadı, olmayacak. Şuanda tapınakçıların istediği tek şey vaat edilen mesihin gelmesi için vaat edilen günü yaklaştırıp bir kaos ortamı oluşturmak. Bu kaos ortamı oluşsun diye yaklaşık son 15 senedir oradaki Müslüman halka çok büyük zulümler, katliamlar yapıldı ve hala yapılmaya devam ediyor. Tek bir sebebi var o da mesihin gelmesi için baktılar ki vaat edilen günler gelmedi, o günler yakınlaşsın diye orada bir kaos ortamı oluşturdular. Amaçları Mescid-i Aksa’yı yıkıp yeniden inşa etmek ve onunla beraber dünyaya yeniden hükmetmek. Türkiye cumhuriyetten ibaret bir devlet değildir. Biz 90 yıllık cumhuriyetimizi benimsiyoruz ve sahip çıkıyoruz. 90 yıllık cumhuriyetin yıkılmayacağına dair inancımız tam. Fakat buna inancı olanların 700 yıllık Osmanlı hanedanının yıkıldığına nasıl inanabilirler. Osmanlı yıkılmadı, Osmanlı bilerek kendini parçalara böldü. 100 yıllık vaat edilen süre geçti ve uyuyan devi uyandırdılar. Geçen hafta Cumhurbaşkanımız grup toplantısında bir açıklama yaptı; ‘Bunu siz istediniz, uyuyan devi siz uyandırdınız. Artık neticesine katlanın’ Türkiye 2023’e dünyanın süper gücü olarak girmeye hazırlanıyor” diye konuştu.
“Esad teröristtir”
Esad rejimi tarafından, Türkiye’nin Afrin’de kimyasal silah kullandığına dair atılan iftiraları da değerlendiren İzol, “Türkiye’nin bölgeye kimyasal olarak attığı tek gram bir şey yoktur. Bunu gerekirse resmi belgelerle ortaya koyarım. Esad’ın Afrin’e gönderdiği yüklü miktarda kimyasal silah vardır. Şuan Esad ve PYD birlikte hareket ediyor. Esad, Amerika, Çin orada. Bizim aslında Afrin’le bir savaşımız yok, eskiden olduğu gibi haç ile hilalin savaşı var. Yani Çanakkale Savaşında olduğu gibi biz yedi düvele karşı savaşıyoruz. Çünkü onlar da uyuyan devin uyandığını gördüler” ifadelerini kullandı.
“Türkiye kimyasal silahların hedefi olabilir mi?” sorularını da değerlendiren İzol, “Bunlara maruz kalmayalım diye oraya bir harekat başladı. Biz aslında çok şeye maruz bırakılmaya çalışıldık ama uyanıklığımız ve halkın liderin etrafında toplanması sayesinde artık devletin temel parçası olan toprağı koruma ve muhafaza etmenin ne demek olduğunu anlaması sayesinde uyuyan dev uyandı. Toprak bütünlüğümüz elden giderse herkesin huzuru bozulur. Bizim halkımız toprak bütünlüğünün farkına vardı. Bu saatten sonra ülkemiz hiçbir zaman zor durumda kalmaz. Hem halk kenetlendi hem de çok güçlü bir silah gücüyle ilerliyoruz. Askerlerimiz artık davasına kilitlenmiş. Esad bana göre bir teröristtir. Terörist olmayan bir insan 2 milyon insana kıymaz. Bunlardan 600 bin tanesi çocuk ve kadın. Esad’a başkan demek diğer başkanlara hakarettir. Ona layık olduğu lakabı vermek gerekir” dedi.
İleriye dönük olarak Rusya ile Türkiye’nin büyük sıkıntı yaşayacağını savunan İzol, “Sovyetlere ait yaklaşık bin yıllık bir istihbarat ağı var. Bunlar tamamen Müslümanlığa karşı bir gruptur. Bizim temel ortak paydamız İslam’dır. Bu paydanın etrafına gelen insanların İslam ile alakası yoksa menfaat ve çıkar için geldikleri açık bir şekilde ortadadır. Yarın menfaat ve çıkarı bittiği zaman ilk olarak bize zarar vereceği de aşikardır. O yüzden bir an önce bizim müttefiklerimiz Müslüman ve Müslüman devletlerden bir heyet oluşturulmalıdır. Bu gidişle 3. Dünya Savaşı kaçınılmazdır. Zaten şuan Suriye’de cereyan ediyor, herkes orada ve savaşıyorlar. Hala bizim askerimizin Afrin’de ne işi olduğunu soranlara söylüyorum. Bu ülkeye darbe girişimi yapıldığı zaman sizin de bir milletin önderi olarak, idealist olan bu ülke lideri ile birlikte o milletin yanında dışarıda olmanız gerekiyordu” diye konuştu.
Esad ile PKK arasındaki anlaşma olup olmadığı hakkında görüşlerini aktaran İzol, “Esad’ın babası ve dedesi yani Amerika ve İngiltere’nin PKK ile zaten bağlantısı var. Bu durumda birbirleriyle bağlantısı olmadığını söylemek mümkün değil. Biz tek partili dönemlerde insanlara korku salarak bu vatanı sevdirmeye çalıştık. Şuan orada savaşan askerler ne korku ne de para için savaşıyor. Sevdiği ve inandığı dava uğruna savaşıyor. Bunun için ölümü göze alıyorlar. CHP’nin tek partili olduğu dönemlerde insanlara korku salıp idam edeceklerine bu vatanı sevdirerek aşık etmeleri gerekirdi. Şuanda dini sevdirerek ve aşılayarak İslam’ı anlatarak halkın kenetlenmesi sağlandı. Elbette içimizde hainler çıkacak bu her zaman olmuştur “ dedi.
Türkiye’nin şu an aldığı yolu değerlendiren İzol, “Şuan Türkiye’ye laf söyleyebilecek bir ülke yok. Şuanda milli silahlarımız görülüyor. Bu milli silahlar aynı zamanda ülkemizin ekonomik olarak kalkınmamızın bir işaretidir. Savaş zamanında hem milli silahlar üretiyoruz. Ülkenin kalkınması devam ediyor. Proje ve hedefler aksamadan yerine geliyor. Yeni üretimler ve keşifler meydana getiriyoruz. Aktif bir şekilde savaş harekatı uyguluyoruz. Bununla birlikte bitmeyen bir sermaye bu ülkenin milli gücünü ve ekonomik gösteriyor” şeklinde konuştu.
İzmir’deki ve ülkemizdeki Suriyeli vatandaşlar hakkında görüşlerini de aktaran Ramazan İzol, “Özgür Suriye Ordusu, Suriye halkından meydana gelmiş bir gruptur. Şuanda ÖSO’ya girmek zaten kolay değil. ÖSO kurulduktan sonra ve daha yakın tarihte Esad’a karşı direnen diğer milli güçler ÖSO kurulmadan önce de direnmiş ve daha sonra da Türkiye’ye gelmiştir. Devletimiz tarafından bunlar keşfedildi. Korkudan kaçıp gelmiş çocuklara tabi ki kapımız açık” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.