Adana Özel Meridien Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Serap Cavlak, Ramazan ayında oruçla birlikte öğün sayısının ve beslenme şeklinin değişmesi nedeniyle alınacak fazla kilolara dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.
Cavlak, yaptığı açıklamada, Ramazan ayında oruç tutanların günlük yaşantıları, özellikle beslenme düzenlerinin tamamıyla değiştiğini belirterek, "Açlık süresinin uzun olması, yemek yenilecek sürenin kısıtlı olması sebebiyle günlük öğün sayısı 5-6 olması gerekirken 2'ye düşmektedir. Zaten uzun süren açlık metabolizmayı yavaşlatırken, birde 2 öğün tüketmek hem de tüketilenleri yanlış seçmek daha da yavaşlatmaktadır. Bu nedenle Ramazan ayında karşılaşılan en büyük problemlerden biri kilo almaktır" dedi.
Günlük açlık süresinin yaklaşık 16 saat olması sebebiyle kan şekeri dengesinin kolaylıkla bozulabileceğini belirten Cavlak, "Bu nedenle iftar ve sonrasında yapacağımız öğün sayısı, besinlerin çeşitliliği ve pişirme yöntemleri sağlığımızın korunması için oldukça önemlidir. İftar, akşam yemeği, ara öğünler ve sahur yapılarak yine 4 veya 5 öğün tüketmek gerekir. Ve iftarda yemek sürenizi mümkün olduğunca 20 dakikaya yaymaya çalışınız. Lokmaları yavaş çiğnemek çok önemlidir" dedi.
"KIZARTILMIŞ BESİNLERDEN UZAK DURUN"
Herkesin biraraya toplandığı ve sevilen çeşitli yemeklerden oluşan mükellef Ramazan sofralarının hazırlandığı iftar saatlerinde açlığın verdiği etkiyle bütün yemekleri tüketmenin sağlığımızı ciddi yönde bozabileceğine dikkat çeken Cavlak, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Ramazan ayında özellikle kızartılmış besinlerden, hamur işlerinden, hamur tatlılarından uzak durmak, beyaz ekmek yerine esmer ekmek, pirinç pilavı yerine bulgur tüketmek, salata , ve süt-yoğurt tüketmek kan şekerimizin daha yavaş yükselmesini ve açlık döneminde daha az acıkmamızı ayrıca rahat oruç tutmamızı sağlar. Yine sıvı dengesini korumak için 2-2.5 litre su içmek önemlidir. Yine içeceklerden ayran, sade maden suyu, bitki çayları almak sıvı tüketimimize katkı sağlar."
"BEYNE DOYMA SİNYALLERİ 20 DAKİKADA ULAŞIR"
Ana yemekten sonra mutlaka bir ara öğün yapılması gerektiğinin altını çizen Beslenme ve Diyet Uzmanı Serap Cavlak, şunları kaydetti:
"İftarda kan şekeri düşük olduğundan bir çok çeşit yemekten tüketmek isteriz. Ancak bunun yerine İftarımızı çorba ve 1 dilim kepek ekmek ya da peynir ekmek gibi kan şekerini çok hızlı yükseltmeyecek besinlerle açmak gerekir. Beyne doyma sinyalleri 20 dakikada ulaşır. Bu nedenle çok yememek için iftardan 30 dakika sonra akşam yemeği tüketmek gerekir. Akşam yemeğinde az yağla yapılmış etli veya etsiz bir sebze yemeği, ya da ızgara veya fırınlanmış beyaz et tüketilebilir. Yemeklerden sonra papatya ya da rezene çayı almak hazmı kolaylaştırır, mide ağrılarını engeller."
"SAHUR MUTLAKA YAPILMALI"
En çok yapılan hatalardan birinin de gece yemek tüketip yatmak ve sahura kalkmamak olduğunu söyleyen Cavlak, "Sahura kalmak açlık süremizi kısaltır, kan şekerin dengeler, mideyi rahatlatır. Sahurda yine ağır yemekler yerine az yağlı bir peynir, haşlanmış yumurta, 4-5 zeytin, söğüş, esmer ekmek süt veya bitki çayları tüketilebilir. Beslenme düzeninin değişmesine bağlı olarak oluşabilecek kabızlık problemi için bol posalı besinler tüketmek gerekir. Örneğin kurubaklagil yemekleri, her öğünde salata ya da söğüş, ara öğünlerde meyve (kabuğu ile yenilebilenler kabuklu olarak), esmer ekmek, ceviz-badem-kuru kayısı alınabilir" diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz