Ramazanda Doğru Beslenme

Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Kamarlı Ramazan ayında iyi bir beslenme düzeni olmasının önemli olduğunu belirtti.

Ramazan ayında beslenmenin her zaman önemli olduğunu vurgulayan Beslenle ve Diyet Uzmanı Hülya Kamarlı, “Bu yıl Temmuz ayında başlayacak olan Ramazan ayında hem uzun süre aç kalınması, hem de aşırı sıcak bir döneme denk gelmesi nedeniyle iyi bir beslenme düzeni önem kazanmaktadır” dedi.

Aşırı sıcak ve nemli havaya denk gelen Ramazan ayında artan terle birlikte vücuttan fazla miktarda su ve mineral kaybı olacağını söyleyen Kamarlı, “Bu nedenle Ramazan ayında sıvı ve mineral kaybının yerine konulması gerekmektedir. Aksi takdirde bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi ve halsizlik gibi sağlık problemleriyle karşılaşılabilir. Ayrıca Ramazan ayı boyunca oruç tutan bireylerin günlük yeme düzenleri değişmekte, öğün sayısı ve sıvı tüketimi azalmakta ve yüksek enerji içeren besinlerle beslenme eğilimi artmaktadır. Oysa Ramazan ayı süresince kişilerin yaş, fiziksel aktivite ve cinsiyetlerine göre günlük almaları gereken enerji ve besin öğesi gereksinimleri değişmemektedir. Bu nedenle Ramazan'da sağlığın korunması ve kilo artışından kaçınmak için yeterli ve dengeli beslenmeye devam etmek gerekmektedir” dedi. Yaz aylarında oruç tutan kişilere bir takım öneride bulunan Kamarlı, şunları kaydetti:

“Öğünler sahur ve iftardan oluşan 2 ana öğün ile iftardan sonra 1,5-2 saatlik aralıklarla yapılacak olan 1 veya 2 ara öğünden oluşmalı, azar azar ve sık sık beslenilmelidir. Yaklaşık 14-15 saate yakın bir süre aç kalınacağı için sahur mutlaka yapılarak, açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesi önlenmelidir. Sahurda daha çok mideyi geç terk eden, kan şekerinde çok hızlı değişimlere neden olmayacak besinler seçilmelidir. Protein içeriği yüksek olan ve bol posalı besinler midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktireceğinden; sahurda süt, yumurta, peynir ile çiğ sebzeler (domates,salatalık, biber vs.) ve tam buğday unundan yapılmış ekmekten oluşan kahvaltı şeklinde bir öğün yapılmalıdır. Bol sıvı alınmalı, su içilmeli, vitamin ve mineral ihtiyacını karşılamak için meyve ilave edilmelidir.”

Sahurda özellikle kızartmalar, mayalı besinler ve hamur işlerin, aşırı şeker ve yağ içeren besinlerden uzak durulması gerektiğini ifade eden Kamarlı, bunun kişileri gece oluşabilecek hazımsızlıklardan, mide yanmalarından ve kilo alma problemlerinden kurtaracağını kaydetti. Sahurda susuzluk hissini arttıracak olan besinlerden kaçınılması gerektiğini savunan Kamarlı, “Turşular, salamura, tütsülenmiş, kızartılmış yiyecekler tercih edilmemelidir. Yapısında bol miktarda tuz bulunan sosis, salam, sucuk, pastırma gibi besinlerin tüketiminden kaçınılmalıdır. Açlık hissi iftarda yoğun olduğundan çok hızlı yemek yenilmekte, bu da uzun açlık döneminden sonra hazımsızlık gibi sindirim sorunlarına neden olmaktadır. Yavaş yemek ve iyi çiğnemek olası sindirim sorunlarını en aza indirecektir. İftarda öncelikle 1-2 bardak su içilmelidir arkasından 1-2 adet hurma ya da zeytin yenebilir. Arkasından bir çorba ve açlık hissini bastırmak için salata ile devam edilmelidir. Ana yemek olarak etli bir sebze yemeği ya da az yağlı beyaz et seçenekleri veya kurubaklagiller uygun olacaktır. İftarda da ekmek tüketilecekse yine tam tahıllı ekmekler tercih edilmelidir” diye konuştu.

İftar sonrası yürüyüş yapılmasının metabolizmanın hızlanmasına yardımcı olduğunu söyleyen Kamarlı, ara öğünlerde ise meyve ve çiğ sebzeler, ya da az miktarda ceviz, fındık ve badem tüketilmesinin faydalı olacağını belirtti. Oruç tutmamın bazı kronik hastalıklarda ve hamilelik gibi özel durumlarda olumsuz sonuçlar doğurabileceğini ifade eden Kamarlı oruç tutulmadan önce mutlaka ilgili uzman hekimlere danışılması gerektiğini söyledi.