Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, ramazan ayının ilk haftasında hava sıcaklıklarının, Türkiye'nin iç ve batı bölgelerinden başlayarak, hafta sonuna kadar ülke genelinde artacağını ve mevsim normalleri üzerinde seyredeceğini belirtti.
Ramazan ayının ilk haftası havanın genellikle parçalı ve az bulutlu olacağını aktaran Eroğlu, öğleden sonraları ise iç kesimlerde yerel gök gürültülü sağanak geçişlerinin görülebileceğini kaydetti.
Ramazanın ikinci haftasına ilişkin tahminleri de açıklayan Eroğlu, şunları kaydetti:
"İç ve doğu bölgelerde, yerel gök gürültülü sağanakların genellikle öğleden sonraları görülmeye devam edeceği, iç ve doğu bölgelerin, mevsim normallerinin üzerinde yağış alacağı ve hava sıcaklıklarının uzun yıllar ortalamalarında seyredeceğini tahmin ediyoruz. Ramazan ayının 3'üncü ve 4'üncü haftaları olan haziran ayının ilk yarısında ise hava sıcaklıklarının, mevsim normalleri civarı, yağışların ise genel olarak haziran ayı ortalamaları civarında gerçekleşeceği öngörülüyor."
Bakan Eroğlu, ramazan ayına ilişkin yaptığı genel değerlendirmede, "Ramazan ayının ilk haftasında, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde olmasını, sonraki haftalarda ise sıcaklıkların, mevsim normalleri civarında seyretmesini bekliyoruz. Yağışlar ise mevsimine uygun olarak öğleden sonraları ve yerel yağışlar olarak gerçekleşecek." bilgisini verdi.
Eroğlu, "İdrak etmeye başladığımız ramazan ayının bütün Müslüman alemine ve insanlığa hayırlar getirmesini, birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımızın pekişmesine vesile olmasını diliyorum." ifadesini kullandı.
ÇÖL TOZU UYARISI
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin Toros, atmosferik sayısal model sonuçlarına göre, bugünden itibaren cumartesiye kadar yurdun çölden gelen tozun etkisi altında kalacağını, yağış olan bölgelerde çamurlu yağmur görülebileceğini bildirdi.
Toros, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ısınan çöl yüzeylerinde oluşan fırtınaların tozu kilometrelerce yukarılara çıkarabildiğini ifade ederek, her yıl milyonlarca ton tozun bu şekilde kıtalar ve okyanusları aştığını dile getirdi.
Atmosferdeki bu hareketin normal bir durum olduğunu anlatan Toros, "Sahra Çölü'nden atmosfere karışan tozlar zaman zaman görüş mesafesini etkileyebilecek seviyelere kadar çıkabilmektedir. Havadaki tozlar yağmurla yere ulaşır. Su buharlaşınca izi ve tozu kalır. Eskiler 'Çamurlu yağmur, teknede hamur' diyerek bu olayı bir tekerlemeye dönüştürmüştür." dedi.
İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Modelleme Takımı'nın atmosferik sayısal model sonuçlarına göre, ülkenin bugünden itibaren cumartesiye kadar çölden gelen tozun etkisinde kalacağını vurgulayan Prof. Dr. Toros, "Bugün Ege ve Marmara bölgelerinde, perşembe ve cuma günü yurt genelinde etkisini göstermesi beklenen tozun, cumartesiden itibaren batıdan başlayarak etkisini kaybedeceği öngörülüyor." bilgisini verdi.
Toros, yağış alan bölgelerde çamurlu yağmur görülebileceğine dikkati çekerek, Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün tahminlerine göre, cuma ve cumartesi gecesi İstanbul'da yağış beklendiğini söyledi.
Çöl tozunun yararları ve zararları
Prof. Dr. Hüseyin Toros, çöl tozlarının canlı ve cansız varlıklar üzerindeki etkilerini inceleyen çok sayıda çalışma olduğunu belirterek, çöl tozunu içeren yağmurların içinde barındırdığı minerallerle bitkilerin gelişiminin ve veriminin yükselmesine katkı sağladığını anlattı.
Türkiye'de daha çok nisan ayında etkili olan çöl tozlarıyla ilgili ataların "Nisan yağmurları, balıklar için inci, yılanlar için zehir ve insanlar için şifadır." dediğini dile getiren Toros, şöyle devam etti:
"Çöl tozları toprak verimliliğini artırırken radyo iletişimi, hava ve kara ulaşımı gibi alanlarda olumsuz etki yaratabilmektedir. Şehirlerde var olan hava kirliliğine ek olarak çöl tozlarının eklenmesi sağlık sorunlarını artırmaktadır. Havadaki toz yoğunluğunun artması solunum yolu hassasiyeti olanlar başta olmak üzere yaşlılar ve çocukları daha fazla etkiler. Çok küçük çaplı tozlar solunum sistemimizin sahip olduğu süzgeci geçerek akciğerlerimize kadar ulaşabilir. Yoğun ve uzun süreli toza maruz kalmak bağışıklık sistemimizi olumsuz etkiler. Kum ve kuvars içeren çöl tozları silikozis hastalığını tetikleyebilir. Bu olumsuzluklarına rağmen çöl tozlarının ekosistemin devamlılığındaki rolü büyüktür. Örneğin denizdeki canlı hayatının demir gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli rol oynar." (AA)