Diyetisyen Bengü Ünal sigara içenler için öneride bulunarak, "Nane tüketimi yaparak nikotin açısından kendilerini daha kontrollü yapabilirler" dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç ise, hekimlerin sigara bırakma sürecinde bağımlılara yardım edebileceklerini söyledi.
Prof. Dr. Kılınç ramazanda sigara bağımlılarına şunları önerdi:
“Sigara bağımlılarının beyinlerinde bunu geçici bir süreç olarak kodlamamaları gerekiyor. Tütün kullanımını kurtulmaları gereken bir davranış olarak algılamaları lazım. Bu sadece ramazanda kurtulunacak bir davranış değil, yaşam boyu kurtulmaları gereken bir davranış. Böyle düşünürlerse, sadece ramazan ayında değil bütün ömür boyu sigarayı bırakacağım derlerse ve yola bu şekilde çıkarlarsa ramazan sigarayı bırakmak için gerçekten bir vesile olabilir.”
Gün boyu sigarasız kalıp sahurda veya iftarda üst üste sigara yakan tiryakilere de Prof. Dr. Kılınç’ın bazı uyarıları var. Kılınç, “Sigaranın her dozu veluk her şekli zararlıdır ama sahurda ve iftarda üst üste içilmesi yüksek konsantrasyonda nikotin ve diğer zehirli maddelerin kana karışmasına yol açar. Bu da altta yatan ya da tanısı konmamış hastalıkların ciddi boyutlara ulaşmasına neden olabilir. Hatta ani kalp krizleri ve beyin kanamaları gelişebilir” dedi.
Prof. Dr. Kılınç sigarayı bırakanlardaki iyileşme sürecini ise anbean şöyle özetledi:
• Sigarayı bırakanlar ilk 20 dakikadan itibaren faydasını görmeye başlıyor.
• Nabız ve kan basıncı hemen normale dönüyor.
• 1. günde kanda zehirli maddeler saptanamıyor ve 1. ayda kalp damarları normal boyutuna ulaşıyor.
• 1. yılın sonunda kalp krizi geçirme riski 2 kat azalıyor.
• 5. yılın sonunda kanser riski yarı yarıya azalıyor.
• 10. yılın sonundaysa eğer kalıcı bir hasar oluşmamışsa sigarayı bırakanların hiç sigara içmemişlerle eşit düzeye geldiğini biliyoruz.
Bol bol su için
Diyetisyen Bengü Ünal da, sigaranın bir dudak tiryakiliği yarattığını kaydetti. Ünal, iftardan sonraki zaman aralığında bol bol su içerek hem susuzluğumuzu gidermiş hem de 'sigara yakayım' olayını kontrollü ele almış olabileceğimizi belirtti.
Ünal, uzun süre açlık ve susuzlukla karşı karşıya kaldığımızı kaydederek, bu nedenle dengeli beslenmenin özellikle Ramazan ayı için çok önemli olduğunu anlattı. Bu dönemde açlık yüzünden metabolizmanın yavaşladığını söyleyen Ünal, kişilerde yorgunluk, dikkat eksikliği, sinir, halsizlik gibi sorunlar baş gösterebileceğini, sahura kalkmadan oruç tutmanın da bu sorunları artırabileceğini belirtti.
Ünal, sahurda ağırlıklı süt, yumurta, peynir gruplarıyla beraber tam tahıllı besin tüketiminin tercih edilmesini, yağlı besinlerden kaçınılmasını önerdi.
Nane tüketin
Ramazan ayının gelmesiyle birlikte hem oruç tutmak hem de sigaradan uzaklaşmak isteyenlere de önerilerde bulunan Diyetisyen Bengü Ünal, "Nane tüketimi yaparak nikotin açısından kendilerini daha kontrollü yapabilirler. Sigara bir dudak tiryakiliği oluyor. İftardan sonraki zaman aralığında bol bol su içerek hem susuzluğumuzu gidermiş hem de 'sigara yakayım' olayını kontrollü ele almış oluruz" dedi.
İftardan sonra yenilen hurma da kan şekerini dengeler.
İki çubuk tarçın ekleyin
Etin yanında yoğurt yediğimizde demir emiliminin daha çok azalttığımız için kansızlık probleminin daha çok artıyor. İftardan sonra yaklaşık 2 saat sonra ara öğün yapabiliriz. Bu ara öğünde ise bir porsiyon meyve olabilir, badem, ceviz grubu olabilir. Hem enerji kaybetmemiş hem de tokluğumuzu daha iyi ayarlamış oluruz. Yatmadan bir saat öncesinde ise süt yoğurt gibi besinler tüketebiliriz. Bu süt yoğurt grubu enerjimizi daha iyi bir dengede tutar" şeklinde konuştu.
İftardan sonra içilen suya iki çubuk tarçın atmanın kan şekerini dengeleyeceğini söyleyen Ünal, "İftardan sonra içtiğiniz suyun içerisine iki tane çubuk tarçın ekleyerek kan şekerini ayarlayabilirsiniz” dedi.