Çorum’un Osmancık ilçesi Belediye Kültür Sitesi'nde Ravzanur İlim Kültür Derneğinin katkıları ve organizasyonunda Çanakkale Zaferi Konferansı düzenlendi. Konferansa Lokman Varlık Hoca Efendi konuşmacı olarak katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı'mızın söylenmesinin ardından başlayan Programa Osmancık BelediyeBaşkanı Bekir Yazıcı, AK Parti Osmancık İlçe Başkanı Oğuzhan Kaya, AK Parti Osmancık belediye Başkan Adayı Hamza Karataş, MHP Osmancık İlçe Başkanı Musa Kara, MHP Osmancık Belediye Başkan Adayı Haydar Kurşun, Lokman Varlık Hoca Efendi, Osmancık Müftüsü Süleyman Çoban,Malmüdür Hüseyin Zengin, Belediye Meclisi üye adayları, İş Adamları ve vatandaşlar katıldı.
Açış konuşmasının ardından sahneye gelen Lokman Varlık Hoca salondaki Osmancıklı hemşerilerim hepiniz hoş geldiniz diyerek salondaki vatandaşları selamladı aşağıdaki konuşmayı yaptı.
Elhamdulillahi vahdeh essalatu vesselamu ala men la nebiyye bağdeh Allah acze ve Cellenin selamı kainat dolusu kadar üzerinize olsun bu gece burada kalabalık olmadığımızı millet olduğumuzu, Cemadat değil cemaat olduğumuzu.
Efendimiz (a.v.)övgüleştirdiği millet yapımızı: en zor zamanlarda nasıl izhar ettiğimizi o kimlik ile nasıl destanlar yazdığımızı ve yazabileceğimizi konuşacağız.
Çanakkale’yi bu çerçeve içerisinde anlama gayreti içinde olacağız 18 yaşında 20 yaşında bir Anadolu delikanlısının Ahmed’in Mehmed’in Muhammed’in Mustafa’nın Muzaffer’in Hasan’ın Hüseyin’in gencecik eşlerini kucaklarında çocukları ile bırakıp neden Çanakkale’ye koştuğunu anlatacağız.
18 yaşındaki Fatmaların kucağında iki çocuğu ile kocasını Çanakkale’ye gönderirken sen git iffetimide çocuklarımı da islamın emrettiği gibi koruyacak bir eşin var gözün arkada kalmasın diyen anadolu kadınını konuşacağız.
Çanakkale’den gelen haberler Anadolu’da yayıldıkça askerlik şubelerinin önlerinde uzun kuyruklar oluşmuş mektepler boşalmış mahalle arkadaşlarımdan sınıftaki dostlarımdan önce şahadet rütbesine ben kavuşayım diye kıyasıya bir yarış var Çanakkale için hani Akif diyor ya; sarılır indirilir mevkii müstahkemler beşerin azmini tevkif edemez sun-i beşer bu göğüslerse hüdanın ebedi ser haddi o benim sun-i bedi-im onu çiğnetme ;dedi
asımın nesli……diyordum ya….nesilmiş gerçeken muhkem surlar düşer
Roma düşer Bizans düşer Rusya düşer bütün bunlar düşerde Anadolu aslanının yetiştirdiği yüreğin de la ilahe illa allah muhammedurresulullah yatan seyit on başıların yüreği nasıl düşmez işte Çanakkale sana bana bunu anlatacak bunun için buradayız;
Çanakkale’nin arkasına gidecek, o ruhu soluklarken idris sabih bey;
Medine cephesinden peygamber (a.v.)a bu büyük ümmetin peygamberi adına destanlar yazdığını dile getirirken Fahreddin paşaya ithafen şöyle dediğini göreceğiz;
unuttuk ilhanı kara oğuzu İşledik seni göz bebeğimize bağışla ey şefii kusurumuzu
bin küsur senelik emeğimize nedense kimseler anlamaz eyvah o kadar saf olan dileğimizi
bir ümmi isen de ya rasulallah ancak sen okursun yüreğimizi yapamaz Ertuğrul evladı sensiz
can verir cananı veremez Türkler ebedi hadimul harameyniniz ölsekte Ravzanı ruhumuz bekler.
Hepimiz öleceğiz belki ruhumuzu teslim edeceğiz ama şunu bilki ya rasulallah; bu milletin övgüsü içerisine giren herkes; Türkü’de Kürdü’de Arabı’da Çerkezi’de
la ilahe illa allah Muhammed rasulallah diyenlerin tamamı senin adını o kutsal davanı yüceltebilmek için tamamı canını feda edecek ya rasulallah. öldükten sonra seni ve davanı ruhlarımızla koruyacağımıza dair söz veriyoruz eyy Allahın resulü Çanakkale’yi o iklimde soluklamak lazım.
Şimdi Çanakkale’ye doğru kısa bir yolculuğa çıkalım o manayı o havayı o iklimi teneffüs edelim dünyaya meydan okuyan o büyük kahramanlığı dünyanın seyrini değiştiren o büyük destanı anlamak için bir kaç fotoğraf yetmez sadece bir kaç tarihi nakillerde bulunmuş oluruz Çanakkale’yi anlamak için Anadolu erlerine gidelim
Seyit on başıları binbaşı Lütfileri albay Hasanları yetiştiren Çanakkale destanının asıl kahramanları olan Anadolu annelerine o anaların önüne gidelim Peygamberimiz (a.v.)ın
el cennetü tahte ekdamil ümmehat Cennet kadınların değil annelerin ayaklarının altındadır.
o büyük anneler belki onlar ahlak doktoru ahlak profesörü değiller ama insanlık tarihi onlar gibi ahlakı anlayan ve yaşayan tohumlar görmedio anneleri görmek lazım seyit on başıları görmek ve anlamak için amiin alayları eşliğinde çanakkaleye hazırlanıyor gençler
camiilerde o bela sağanağı altında kuran ayetleri okunuyor fedaaa rabbehu enni mağlubun fentesır Nuh (a.s.)Allah ve Resul davasını anlatır fakat eşkıyalar sürüsü önünü kesmişler
bayılıncaya kadar dövmüşler bir nesil gider ardına yeni bir nesil onlarda aynı kabahati işlerler Hz. Nuh artık dayanamaz ve ellerini kaldırır kainatın rabbisin huzuruna yöneli artık dayanamıyorum Allahım artık kaldıramıyorum Allahım yenildim Allahım
elimi uzatıyorum yıkılan nuhun elinden tut Allahım der fefetehna ebvabessamai bi main münhemir semanın kapıları açılır gök yüzünden sular kuvvetle dökülerek yıkılan bir peygamberin duasına cevap gelir ve feccernelarda uyunen yeryüzünden sular fışkırır
ve hamelnahu zati elvahin ve dusur bir kaç perçinlenmiş levhalar üzerinde onu taşıdık diyor rabbimiz yani diyorki yüce rabbimiz siz yalnız başınıza etrafınızda kimse yok iken hz. Nur gibisiniz bütün imkanları kaybettiğinizde Allah göklerin kapısını açar
yerden suları fışkırtır her tarafı meşhur zaman titaniklerin içerisinde değil
eğer ona iman etti iseniz bir kaç tahta parçasından oluşan basit gemilerin içerisin de koruyacak bu ayetler okunur anadolu evlerinde anadolu camiilerinde anadolu sokaklarında yani bu ayetler çanakkaleye evladını gönderen kocasını gönderen ayşelere fatımalara zeyneplere diyorki;allah acze ve celle dünyanın o en güçlü donanmasının karşısında sizin bu ayetlerle ruhlarını tahkim edip gönderdiğiniz muhammetleri tufanların üzerinde hz.nuhu koruduğu gibi koruyacak anadoludan gençler ellerini semaya kaldırıp allahım bugunde bizim için gök kapılarını açarmısın diyerek gidiyor çanakkaleye
3 kasım 1914 tarihi itibarı ile ingilizler çanakkaleyi bombalıyor
şubat 1915 itibari ile müttefik güçler çanakkaleyi vuruyor
dünyanın en güçlü donanması
bir kaç haftaya istanbula varmış oluruz diyor
istanbul’daki azınlıklar hazırlıklara başlamış ingiliz donanması için
İngiliz komutanı hamilton haberler gönderiyor ingiltereye
müttefik ülkelere sevinin diyor bir kaç haftaya istanbulda oluruz diye
ama bilmiyorlarki çanakkale islamı müdafa açısından bedire
şehitler mahşeri olması açısından Uhud’a benzer
hani bedirde islamın kökünü kazımak için mekkeden çıkıp peygamberimizin üzerine gelirken müşrikler
allah rasulu ellerini kaldırıp kainatın sahibine
allahım şu bir avuç müslüman burada helak olursa senin adını yer yüzünde yüceltecek kimse kalmayacak allahım
senin dinin adına zaferler istiyorum Allahım diye yalvaran
hz. Muhammet gibi yalvaran Anadolu kadını nı Çanakkale’den ruhu bedir ruhuna çeviren Mehmetçiği
bilmiyor hamilton buraları hesap edemiyor
yeni bir destan geliyor
anadoludan Mehmetler yola çıkmışlar
hani efendimiz (a.v.)uhuda giderken amr bin cemuh yanına geliyor
ve diyorki ya rasulallah senden imdat istiyoru yavrularım beni savaşa göndermiyor
sen topalsın savaşamazsın senin adına uhuda bizler gidelim
ama bende uhudda senin davanı korurken şehit düşeyimde rabbimin huzuruna şu topal ayaklarumla çıkayım istiyorum bana müsaade et ya rasulallah dediği gibi
anadolu kahramanları ağlayan anaları bırakıyor
çanakkaleye koşuyorlar
hamilton haber gönderiyor ama amr bin cemuhun ruhunu kuşanan seyit on başılardan haberi yok
Annelerimiz var bu annelerden İngilizlerin haberi yok
Bilecik tren garında toplanan Mehmetçik Çanakkale için yola çıkacaktır
Komutan dışarda yağmur altında bekleyen bir anne görür çağırır ve sorar anacığım yağmur altında niçin beklersin
ana derki oğlumu uğurluyorum
komutan ananın oğlunu çağırtır
oğul gelir
o Anadolu kadını başını kaldırdı kaşını çattı yavrusuna dediki bak evladım
baban dömekede
dayın şıpka daağaların Çanakkale’de şehit düştü
şimdi seni gönderiyorum
eğer ezan susacaksa
bayrak inecekse
örtümüzze gavur eli uzanacaksa
seni 9 ay karnında taşıyan ananın sütü sana haram olsun
çanakkale ye bu ruhla o çocuğu gönderen imanı anlamadan çanakkaleyi sabaha kadar anlatır sadece bir kaç tarihi olay nakledersiniz
çanakkaleyi ;
yeni seyit onbaşılar
yeni o büyük kadınları
yetiştirebilmek için
anlamak lazım
anlatmak lazım
nedir çanakkale ?
kardeşlerim çanakkaleyi dövüyorlar;
zırhlı ları ile
deniz altı ları ile
18 mart büyük taarruza geçiyorlar
bütün tabyaları vuruyorlar
mecidiye tabyasını da vuruyorlar
14 asker şehit seyyid onbaşı yaralı
kendine geliyor ayaga kalkıyor bakıyorki arkadaşları mertebelerine ulaşmış
ingilizdonanması istanbula doğru yol alıyor
hemen topa koşuyor bakıyorki vinç kırılmış
onu kaldırması gerekiyor
ve bismillahi Allahü Ekber diyor 275 kg lık topu kaldırıyor ve gönderiyor ama isabet etmiyor
2.ye geliyor gene isabet etmiyor
3. de son top kalıyor ve elhamdulillah isabet ediyor
ve 18 mart 1915 yani bugün savaşı denizden kazanıyoruz elhamdulillah
25 nisan 1915 aradan saldırıyorlar;
bir alman hekim anlatıyor 26. alayın lojistiğinde görev yapıyor idim
mevzilerde bekliyoruz bir ikin di vakti dışarda kıyamet kopuyor
bizde mevziden dışarı çıktık osmanlı askerlerinden bir rütbeli iki elinde kılıç birşey ler söylüyor ve adeta feryad ediyor
yanımdaki tercümana sordum kimdir bu ne diyor diye tercüman dediki;
bu osmanlı askerlerinden tabur komutanı binbaşı lütfi bey
taburu komple şehid düştü ve peygamberine sesleniyor
yetiş ya muhammed dinin elden gidiyor
yetiş ya muhammed kitabın elden gidiyor
yetiş ya muhammed namusun elden gidiyor
çanakkaleyi kazanan bu ruh idi bu iman idi
ruh olmadan iman olmadan destan yazılmaz
yatakta destan yazılmaz
televizyonla destan yazılmaz
internet ile destan yazılmaz
meydana inecek ruhumuz olacak
bin başı lütfiler gibi iki elinde iki kılıç yaralı aslanlar gibi kükreyecek
işte o zaman Çanakkale’ler olacak
işte o zaman Allah’ın rahmeti gökyüzünden sağanak sağanak boşalacak
bu zaviyeden baktığımızda çanakkalede 2 boyut var
biri yerden gökyüzüne
biri tabyalardan medineye hz. muhammed(a.v.)a uzanıyor
ezineli yahya çavuşumuz var Çanakkale’de
bir tümenin karşısında 67 kişi ile savaşır
anlık rapor gider müstahkem mevkiler komutanlığına akşamki raporda Yahya çavuş ve 67 er şehid olmuştur
hele birde 57.alayımız varki yer yüzüne öyle bir asker gelmemiş
insanlık tarihi o kahramanları sadece Çanakkale’de soluklayabilir
sabah büyük taarruz olacaktır ve alayın kumandanı Hüseyin Avni bey son defa askeri tanzim ediyor
beyaz beyaz dalgalanan bir şeyler görür emir erine sorar nedir bu gözükenler diye
emir eri cevap verir;
efendim yarın büyük taarruz var askerleriniz şehit olmak istiyor ve elbiselerini iç çamaşırlarını yıkadılar
rabbimizin huzuruna tertemiz çıkmak için.
sabah olur 57.alayın karşısında 3 tane tümen var ve 57. alay komple şehit olmuştur
Allahım bu nasıl bir iman ki koca bir alay tamamen şehit oluyor
onları cennete sevk eden o imanı soluklamadan olmaz
savaş biter 253 bin şehit kalır geride
bir de o şehitlerden mektuplar
zahid teğmenin eşine yazdığı mektup dikkatimizi çeker
diyor ki bana verilen madalyayı da gönderiyorum
muhtemelen Çanakkale’den gelemem
madalyamı al bir kısmı ile mehri müeccelini al
bir kısmı ile bir mevlit okut
kalanı ile de aişeni kızımızı yavrumuzu
Allah ve resulünü ahlakına göre yetiştirirsin
onu peygamberin kızı FRatıma annemiz gibi yetiştiresin
onlar gittiler bu değerler çiğnen mesin diye gittiler
18 inde can verdiler
18inde kucaklarında yavrular ile eşlerini bıraktılar o değerler çiğnenmesin diye bunu yaptılar,
kuran okunsun diye bunu yaptılar
evlatlar rahatça hafız olsun diye bunu yaptılar
ayşelerin fatmaların zeyneplerin zehralarin
örtülerine gavur eli değmesin diye yaptılar
saçları açılmasın diye yaptılar
haydi az önceki sahnelere 90 yıl öncesine gidelim annelerimizi tekrar dinleyelim
anadolu erlerinin
yetiş muhammet kitap gidiyor diye feryad edişini dinleyelim
ve tekrar günümüze gelelim şu sokaklarımızdaki kadınlarımıza
televizyondaki gayri ahlaki dizileri takip eden gençlerimize
bir diploma uğruna çocuğunu 16 yıl okutup ta
16 ay bile kuran kursuna medresye gönderemeyen biz anne babalara
bütün topluma
üstad necip fazılın şu dörtlüğünü okuyalım
mezarda kan terliyor
dedemin iskeleti
ne yaptık
mukaddes emaneti
ve soralım kendimize zahid teğmenin geride bıraktığı fatımatuzzehralara bizim kızlarımız ne kadar sadık kaldılar
bizler nerde duruyoruz
yarın ruzi mahşerde ruhlarımız Çanakkale’nin kahramanları ile karşılaştığı zaman
onlara neler söyleyip neler anlatacağız
şayet onlara mahcup düşmek istemiyorsak
yeniden destanlar yazmak istiyor
yeniden binbaşı Lütfiler
seyit onbaşılar çıkarmak istiyorsak
onlar gibi kuraana ve hz. Muhammed’e bağlanmamız gerekir
yeni Mehmet Akifler
yeni necip fazıllar yetiştirecek iradeyi Allah hepimizin eli ile ihsan eylesin
bu duygu ve düşünce ile
proğramı tertip eden
çeyder*e ahmet hocama ve emeği geçen tüm arkadaşlara
teşrif eden siz hazirun kardeşlerime
yürekten muhabbetimi arz ediyorum
rabbimden temennin bizleri yaşadığımıız müddet içinde o kahramanların yolunda
yani islam ve ehli sünnet yolunda daim eylesin
Allahın selamı üzerlerinize olsun
esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatüh diyerek konuşmasını bitirdi.
Yer yer duygulu anların yaşandığı konferans Osmancık müftüsü Süleyman Çoban tarafından yapılan duaların ardından sona erdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz