MANİSA(ANKA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin yolsuzluklarla mücadele ederek bugünlere geldiğini vurgulayarak, "Babamın oğlu olsa, evladım olsa, kim olursa olsun biz yolsuzlukla mücadelede prim vermeyiz. Yolsuzluklara bulaşmamış insanları yolsuzluğun içinde gibi gösterme gayretine girenleri de affetmeyiz. Çünkü o insanlar bu ülkede emeğini, gayretini ortaya koyuyorlar.Sizin o insanları lekelemeye hakkınız yok" dedi.
Başbakan Erdoğan Manisa Akhisar'da toplu açılış töreninde konuştu. Erdoğan konuşmasında, son seçimlerde iki kişiden birinin AK Partiye oy verdiğini belirterek, "Birileri bunu hazmedemedi. Milli iradenin istenmesini, demokrasinin Türkiye'de güç kazanmasını hazmedemedi.Milli iradeyi gasp etmek isteyen çevrelere, demokrasiyi rafa kaldırmak isteyen örgütlere karşı amansız bir mücadelenin içinde olduk. Türkiye'ye sadece ve sadece milletin istikamet çizmesini sağlamak için elimizden geleni yaptık. Yeter, söz milletin karar da milletin dedik. Bölünmek niye? Aramıza fitne, nifak sokmak niye? Türkiye'de eskiden beri sadece bir avuç insandan oluşan bir sermaye yapılanması var.Aynı şekilde bu sermayenin kontrol ettiği bir medya yapılanması var. Tamamen kendi keyiflerine göre hükümetlerinin iş başına gelmesini ya da sürekli iş başında kalmasını istediler ama millet bunlara artık yeter dedi. Ne zaman onların çıkarları zedelendiyse, görevdeki hükümete, ellerindeki sermaye ile kontrolleri altındaki medyayla dışarıda ki işbirlikçileriyle saldırılar düzenlediler" ifadelerine yer verdi.
-"CHP BU ÜLKEDE KAYMAK TAKIMININ PARTİSİ"-
CHP'nin Türkiye'de kaymak takımının partisi olduğunu savunan Erdoğan, "Hükümetleri yıprattılar. Ülkeyi yönetemez hale getirdiler. Siyaseti her seferinde istedikleri gibi dizayn ettiler. Bunlar milleti hiçbir zaman adam yerine koymadılar. İşte bu CHP benim vatandaşıma benim "bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adamlar, bunlar anlamaz' dedi. CHP zihniyeti bu. CHP bu ülkede kaymak takımının partisidir. Millet karar veremez diyorlar, millet anlamaz diyorlar. Millet kim ki Türkiye'ye istikamet çizecek diyorlar.Bunlara işte o lobiler, o örgütler, o çeteler onlar destek veriyor. Onlarla yürüyorlar. AK Parti ile işte bu kirli oyun, bu kirli düzen çöktü" diye konuştu.
-"SEN KASET GENEL BAŞKANISIN KASET"-
Erdoğan konuşmasında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığa "maharetiyle değil kasetle" geldiğini belirterek şunları kaydetti:
"Ey CHP'nin genel müdürü, sen Sosyal Güvenlik Kurumunun Genel Müdürlüğünü yaptın güya. Senin döneminde ilaç bulamıyorduk ilaç. Yolsuzluklara gömüldün ve Rahşan affıyla çıktın, kurtardın işi. Eğer Rahşan affı çıkmasaydı sen burada değildin, sen CHP'nin genel başkanlığına maharetinle gelmedin. Sen kendi genel başkanına bir skandal olan kasetle genel başkan oldun. Sen kaset genel başkanısın kaset. Çıkıyorsun şimdi sıkılmadan, utanmadan hukukun beraati zimmet asıldır kaidesini bir kenara koyuyorsun, suçlu-suçsuz daha bilmeden, maalesef bazı savcıların gizlilik kaydı olan evrakları deşifre etmesiyle onlara sığınıyorsun. Ak Parti yolsuzluklarla mücadele ederek bugüne kaldı. Babamın oğlu olsa, evladım olsa, kim olursa olsun biz yolsuzlukla mücadelede prim vermeyiz. Yolsuzluklara bulaşmamış insanları yolsuzluğun içinde gibi gösterme gayretine girenleri de affetmeyiz. Çünkü o insanlar bu ülkede emeğini, gayretini ortaya koyuyorlar.Sizin o insanları lekelemeye hakkınız yok. Kimin kiminle iş birliği içinde olduğunu bunları da deşifre edeceğiz. Bunları da ortaya koyacağız. Şu anda yargı süreci var. Hale bak. Savcı kalkıyor, başsavcının kendisine verdiği görev, bana hemen bunları getireceksin diyor, ona getirmeden medyaya veriyor. Başsavcının açıklamalarını gördünüz. Ne diyor savcı için? Bir kısım medyayı yanına alarak böyle bir adli takip olabilir mi? Bunu yapıyor. Bu savcı kimin savcısı? Öğrencilik yıllarımızda oldukları gibi o uç örgütlerin, marjinal örgütlerin militanları gibi çıkıp adalet sarayının önünde bildiri dağıtıyor? Bir savcı böyle bir şey yapabilir mi? Ne zaman görüldü böyle bir şey? Bunlar nasıl adalet dağıtacak? Bunlar adil olabilir mi?"
-"ELİNDE SİLAH OLMAYAN İNSANLARA TERÖR ÖRGÜTÜ DEMEK KİMİN HADDİNE?"-
"CHP zihniyetine mensup olan savcıların mağduruyum" diyen Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
"Şimdi biz bu tür insanların tabi ben düzgün dürüst yargı mensuplarını tenzih ederim. Asla bunlarla karıştırmam. Bugüne kadar onların hepsini savundum. Ancak ben bu CHP zihniyetine mensup olan savcıların mağduruyum onu da söylüyorum. Onların meşrebine sahip olanların da mağduruyum. Bunların genlerinde ne var bunu da iyi bilirim. Çünkü şu andaki başbakanınız milli eğitimin kitaplarında olan bir şiiri okumak suretiyle içeri girdi? Ne oldu? Kimdi mahkum eden? İşte bu CHP zihniyetine mensup genel başkanın meşrebinden olan kişilerin mağduruyum bu kadar açık konuşuyorum. Hani siz fikir ve düşünce hürriyetine karşı değildiniz? Ziya Gökalp'e ait bir şiiri okudum. Bundan dolayı içeri girdim. Bunu yaşadım bu ülkede. Şu anda elinde silah olmayan insanlara terör örgütü demek kimin haddine? Utanmadan sıkılmadan bu genel müdür dün kalkıyor yine aynı şeyleri sunuyor. Delille konuş, delille. İftira atmakla bir yere varamazsın. Ama senin karakterin bunu gerektiriyor. Onun için bunu yapıyorsun. Dürüstsen belgeyle konuşursun. Ama unutma SGK genel müdürüyken yaptıkların hiçbir zaman silinmeyecek. Kimlere hangi tür ihaleleri verdiğin biliniyor. Rahşan hanıma dua et, merhum Ecevit'e dua et. Onların affıyla işi yırttın. Bu insanlar geçmişinden bugüne, bizim dönemimizde ortaya çıkmış müteahhit firmalar değil. Siz bunları lekeledikçe, bu insanlar yurt içinde yurtdışında kredi almakta zorlanmayacak mı? Bunlar vatana ihanet içerisindeler. Gerek ana muhalefet, gerek yavru muhalefet vatana ihanet içindedir."
-"BUNLAR TERÖRDEN, KAOSTAN, KARMAŞADAN, KANDAN BESLENİYORLAR"-
Başbakan Erdoğan, 17 Aralık'ta başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan bugüne kadar Türkiye ekonomisinin 120 milyar dolar zarara uğratıldığını savunarak şunları kaydetti:
"Yazık değil mi? Bunu nasıl yaparsınız, böyle bir kampanyayı nasıl başlatırsınız. Bu bir çete, örgüt olayıdır. Şu anda maalesef ana muhalefet de, yavru muhalefet de el ele bu işi yapıyorlar. Bunların derdi yolsuzluk falan değil. Hepsi bu işin içindeler, bunların derdi, hukuk, adalet değil. Bunların tek bir derdi var; bu milletin hükümetini yıpratmak, yeniden o eski Türkiye'ye dönmek. Eski Türkiye miller için kötü ama bu mutlu azınlık için güzel bir Türkiye'ydi. İstedikleri gibi kazanıyorlardı. Çalıyor, çırpıyor, mahkeme önüne çıkmıyorlardı, kendileri ne isterse onu yapıyordu. Türkiye'nin alın terini yurt dışındaki işbirlikçilere peşkeş çekiyorlardı. Bunlar terörden, kaostan, karmaşadan, kandan besleniyorlar. Kurdukları kirlik tezgahlarla adeta milletin kanını semiriyorlardır. Bir yıldır Akhisar'a şehit geliyor mu? Bunlar var ya ya keşke şehit gelsin diye bekliyorlar. Çünkü Ana muhalefet de yavru muhalefet de bunlar şehitlerimizden beslendiler."
-"BİZE İHBAR GELDİKÇE GEREĞİNİ YAPIYORUZ"-
"Birisi çıkıyor Türk milliyetçiliği yapıyor, birisi çıkıyor Kürt milliyetçiliği yapıyor, birisi de çıkıyor ben kumsalların partisiyim diyor. Biz tüm milletin partisiyiz. Bizim farkımız bu" vurgusu yapan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Tek vatan, tek millet, tek bayrak ve tek devlet İşte Türkiye. Bunlar bundan rahatsız oluyorlar, sizden rahatsız oluyorlar. Hükümetleri siz belirliyorsunuz ya bundan rahatsız oluyorlar.
Şimdi başı açık da başı örtülü de kardeşçe, normalleşen bir Türkiye'nin okullarında okuyor. Hala bazı kendini bilmez öğretmen veya müdürler başörtüsünü yine engellemeye çalışıyor. Ama bize ihbarlar geldikçe de gereğini yapıyoruz onu da söyleyeyim. Yapmaya da devam edeceğiz. Çünkü önüne dikilenler karşılarında bizi bulurlar, bunu biliniz. Katsayıyı kaldırdık. Başı açık da başı kapalı da istediği üniversiteye girebiliyor. İşte normalleşme bu. Ülke parçalanmadı, bölünmedi. Hani bölünecekti? Hani parçalanacaktı? Sevgi bu ya, saygı bu ya. Bırakın şekillerle uğraşmayın, ne giydiğine bakmayın. İşte bunu hallettik biz. Ne oldu parçalandık mı bölündük mü? Başı örtülüyse kamuya giremezsin zulmünü yıllarca yaptılar. Hamdolsun normalleşen, güçlenen bir Türkiye var. Benim ricam; el ele verip kardeş olacağız, kardeşliğimize fitne sokmaya çalışanlara fırsat vermeyeceğiz. 30 Mart bir milat olsun. Yeni Türkiye'nin inşası için bir başlangıç olsun. Çok çalışcağız. Hanım kardeşlerimizden özellikle ricam çok çalışacağız. Bu gidişi siz ve gençler değiştireceksiniz buna inanıyorum. Tüm vatandaşlarım değiştirecek, hep birlikte çalışacağız."
-"YOK ÖYLE BİR PARTİ ARTIK"-
IMF'ye kendilerinden önce yapılan borçlanmalara değinen Erdoğan, "Şu MHP, CHP'nin yavrusu DSP yok öyle bir parti artık da, bunlar IMF'ye borçlandılar. 23 buçuk milyar dolar. Yav yolsuzlukların içinde olan bir hükümet bu parayı nasıl ödeyecekti? Biz ödedik, biz. Onlar borçlandı biz dedik, biz. Kardeşlerim yolsuzlukların içinde olan bir hükümet Merkez Bankası'nın kasasını doldurabilir mi? Ne CHP, ne MHP bu işten anlar. Diğer partileri konuşmamıza gerek yok.
Yeter ki biz el ele verelim bunların hepsi geçer. İşte gezi dediler cam çerçeve indirdiler. Şimdi de yoksulluk, yolsuzluk şu bu dediler, gene cam çerçeve indirmeye gayret ediyorlar. Biz bunlara 30 Mart'ta Sandıkta gereken cevabı vereceğiz sandıkta. Buna hazır olduktan sonra mesele yok" dedi.