Reenkarnasyon üzerine birçok bilim insanı ve uzman önemli çalışmalar yürüttü. Pollock ikizleri olayı da tamamen reenkarnasyonun önemli kanıtlarından biri olarak gösterilen vakalar arasındadır. Olayın odak noktasında 11 yaşındaki Joanna ve onun 6 yaşındaki kız kardeşi Jacqueline bulunuyor. İki kız kardeşin hikayesi 5 Mayıs 1957 yılında korkunç bir trafik kazasında hayatlarını kaybetmesiyle başlıyor.
Kızlarının ölümünden 1 yıl sonra çiftin ikiz kızları doğdu. Ancak ikiz kızlardan Jennifer’ın belinde ölen ablası Jacqueline’dekinin aynısından bir doğum lekesi olduğunu farkediyorlar. Yüzünde ise yine aynı ablasının kaza sırasında aldığı darbeden kaynaklanan yaranın benzeri bir doğum lekesi de olayı daha da garipleştiriyor.
Aile, ikizler henüz 3 aylıkken başka bir eve taşınırlar. 2 yaşına kadar bu evde kalan ikizler ailesinden ölen kardeşlerinin oyuncaklarını istemeye başlar. Bu başlangıçta aile için normal gözükse de, ikizlerin oyuncaklara ablalarıyla aynı isimleri koymaları büyük şaşkınlık yaratır. Ancak aile durumu kabul ederek yaşamlarını bir süre daha bu evde idare etti. İkiz kızlar ve aile bir süre sonra ise çocuklarının 3 aylıkken yaşadıkları eve geri döndüler. İkiz kızlar bu bölgede her yeri ezbere biliyorlardı.Ölen kardeşlerinin gittiği okulu gösterip, arka bahçesinde eskiden oyunlar oynadıklarını söylüyorlar. Hareket halinde bir araba gördükleri anda titreyip panik olan kızlar, ''Araba bizi yakalamaya geliyor.'' diye korkmaya başlıyordu. 5 yaşına kadar bu şekilde devam eden ikizler, sonrasındaysa tamamen normale döndüler.
O dönemin önemli psikologlarından biri olan Ian Steveson, durumu öğrendikten sonra aileye ulaştı. 1918-2007 yılları arasında yaşayan Stevenson, 1987'de geçmiş hayatlarını hatırlayan, reenkarnasyonun kanıtı gibi duran çocuklar üzerine bir kitap yazıyor. 14 ayrı olayın bahsedildiği bu kitapta, Pollock İkizleri'ne de yer veriliyor. 40 yıl boyunca reenkarnasyon üzerine araştırmalar yürüten Stevenson, binlerce farklı olayı analiz ediyor.