Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini garantiye almak istediğini belirten Ataklı, "Bütün bunlar için Zarrab davası bekleniyor. Eğer bu davadan Türkiye hükümeti çıkarılır ve olay kişilerin ve bankaların eylemi olarak kabul edilirse Erdoğan bu formülü devreye sokacak. Yok Zarrab davası hükümeti de kapsayacak olursa o zaman bir baskın seçime gidilecek” diye yazdı.
Can Ataklı'nın "Referandumun iptali Zarrab’a bağlı olabilir" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
TÜRKİYE BU UCUBE BAŞKANLIK SİSTEMİNİ KALDIRMAZ
Halk TV'deki Yazıişleri programını izleyenler çok iyi biliyorlar, her fırsatta şunu söylüyorum; “Türkiye 2019'da o ucube başkanlık rejimine geçmemeli. Siyasetçiler Erdoğan'ı yenecek aday aramak yerine referandumu nasıl iptal ettireceklerine kafa patlatmalılar. Eğer 2019'da bu rejime geçilirse sonu felaket olacaktır.” Aldığım tepkilere göre izleyenler sözlerimi haklı buluyorlar ama “Peki nasıl olacak bu?” diye de soruyorlar doğal olarak. Şunu söylüyorum; “Kafamda bir sihirli formül yok elbette. Ancak siyaset aklını başına almak zorundadır. Türkiye bu ucube başkanlık sistemini kaldırmaz. Demokrasi içinde çare tükenmeyeceğine göre geri dönüşün sağlanması için herkes düşünmeli, burada siyasi parti ve iktidar hesapları yapılmamalı.” Şimdi sizlere aldığım son bir bilgiyi aktarmak istiyorum. Bu iş belki muhalefete bile kalmayacak. AKP Genel Başkanı bizzat duruma el koyabilir ve referandumun iptalini sağlayabilir Ankara'da “saraya yakın” kaynaklarımdan aldığım yeni bilgilere göre çare Anayasa Mahkemesi olabilir. Saraya yakın hatta kolaylıkla içeri girip çıkabilen bir kaynağım “yeni rejimden aslında çok pişmanlar, bunun iki nedeni var” dedi. Doğal olarak “nedir bunlar?” diye sordum.
ERDOĞAN SONRASINDA BİR KAOS YAŞANACAĞINA İNANIYORLAR
“Birincisi” diye anlatmaya başladı: “Demokratik ülkeler ki bunlar bizim de içinde bulunduğumuz paktların, birliklerin üyeleri, Türkiye'nin bu başkanlık sistemi ile diktatörlüğe gideceğine, özellikle Erdoğan sonrasında bir kaos yaşanacağına inanıyor. Son zamanlardaki baskıların artmasının bir nedeni de bu. Türkiye'yi bu yoldan çevirmeye çalışıyorlar.” Kaynağıma bu durumun sarayda rahatsızlık mı yoksa endişe mi yarattığını sordum. “Her ikisi de” dedi. Sonra da devam etti; “Erdoğan batılı ülkelerin örtülü ekonomik ambargolarına çok fazla dayanamayacağımızı biliyor. Başkan olmasından sonra Müslüman ülkelerin de baskı altına alınabileceğini ve kaynakların tamamen kesilebileceğini görüyor, bu nedenle kendisini kurtaracak bir manevra yapmaya sıcak bakıyor.” Sonra sıra geldi ikinci faktöre. Saray kaynağım yüzde 50'nin garanti olmadığını belirterek “Anketler bunu gösteriyor. Sonuçta Erdoğan karşısındaki rakip CHP'nin adayı olursa kıl payı kazanabilir ama başka siyasi çevrelere çok ciddi tavizler vermek zorunda kalabilir. Bu da ülkeyi şimdi alıştığı biçimde yönetmesini zorlaştıracaktır” dedi.
ERDOĞAN HİÇ İTİRAZ ETMEZ VE ESKİ REJİME DÖNÜŞ YAPILIR
Bu durumda çare nedir? İşte bu sorunun cevabını saray kaynağım gülerek şöyle yanıtladı; “Anayasa Mahkemesi'ne yapılmış başvurular var. Bunlara henüz bir cevap verilmiş değil. Anayasa Mahkemesi tepeden gelecek bir talimatla ihlal yapıldığı gerekçesiyle referandumun iptaline karar verebilir. Erdoğan yönetimi de içe ve dışa karşı hukuka ne kadar bağlı olduğunu göstermek amacıyla hiç itiraz etmez ve eski rejime dönüş yapılır.” Saray kaynağım “Amaaaaa” dedi ve “Erdoğan için önemli olan kendisini garantiye almak. Bu nedenle cumhurbaşkanlığı seçimi en çok oy alanın seçileceği biçimde yeniden düzenlenir, yeni seçim milat kabul edilerek Erdoğan'a iki dönem daha seçilme hakkı tanınır. Buna, rejim kurtulmuş olacağı için muhalefet de pek karşı çıkmaz” diye ekledi.
BÜTÜN BUNLAR İÇİN ZARRAB DAVASI BEKLENİYOR
En önemli ayrıntıyı ise “sona sakladığını” belirten saray kaynağım “Bütün bunlar için Zarrab davası bekleniyor. Eğer bu davadan Türkiye hükümeti çıkarılır ve olay kişilerin ve bankaların eylemi olarak kabul edilirse Erdoğan bu formülü devreye sokacak. Yok Zarrab davası hükümeti de kapsayacak olursa o zaman bir baskın seçime gidilecek” iddiasında bulundu.