Reform Eylem Grubu’nun (REG) dördüncü toplantısı, Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu’nun başkanlığında Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun katılımları ile Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığı’nda gerçekleştirildi.
Toplantıya, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır, TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Başkanı İsmail Emrah Karayel ile Kamu Başdenetçisi Sayın Şeref Malkoç katılım sağlandı. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı, Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ve OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu üst düzey temsilcileri de katıldı.
Avrupa Birliği Başkanlığından yapılan açıklamada, Avrupa Birliği’nin 11 Aralık 2015 tarihinde düzenlenen son Reform Eylem Grubu’ndan bu yana Türkiye olarak ciddi bir değişim sürecinden geçildiğine dikkat çekilerek şöyle denildi:
"15 Temmuz hain darbe girişimi ile net bir şekilde görülen ülkemizin maruz kaldığı hayati tehdit, olağanüstü hal (OHAL) döneminde alınan tedbirler vasıtasıyla bertaraf edilmiş ve terörle mücadelemizde önemli bir mesafe kaydedilmiştir.
Ülkemizde OHAL döneminin sona ermesi nedeniyle, BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 4. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 15. maddesi uyarınca yapmış olduğumuz derogasyon bildirimlerimiz de geri çekilmiş ve bu durum BM Genel Sekreteri ve Avrupa Konseyi Sekreteryasına iletilmiştir."
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde ilk kez toplanan Reform Eylem Grubu toplantısında, ilk gündem maddesinde, AB’ye üyelik hedef doğrultusunda, OHAL sürecinin sona ermesinin yansımaları ve siyasi reform sürecimiz bütün boyutlarıyla ele alındığına dikkat çekilerek şöyle denildi:
"Yargı ve temel haklar alanında reformlara devam etme iradesi noktasında kararlığımız net olarak ortaya konmuştur. Geçmiş olduğumuz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de bu kararlığı destekleyecek ve besleyecektir. Daha az bürokrasi, daha etkin ve etkili bir çalışma anlayışı ile kararların daha hızlı alınması üzerine kurulan yeni sistemde, reformlar çok hızlı bir şekilde hayata geçirilebilecektir.
Reform Eylem Grubumuz siyasi reform sürecine ivme kazandırılması konusunda mutabık kalmıştır. AB’ye üyelik hedefimiz kapsamında kurucu üyesi olduğumuz Avrupa Konseyi’nin ve adayı olduğumuz AB’nin standartları ve müktesebatı geçmiş dönemde olduğu gibi, atacağımız adımlarda çıpa görevi görecektir. Bu çerçevede Bakanlıklarımızda önemli deneyim elde eden AB ile ilişkileri koordine eden birimlerin korunmasına ve güçlendirilmesine özen gösterilecektir."
"Trump yönetiminin küresel ekonomik sistemi etkileyen açıklama ve tutumları, Türkiye ve AB’nin birbirinin değerini anlaması için önemli bir fırsat olmuştur"
"Son dönemde ülkemize yöneltilen ekonomik tehdit ve Trump yönetiminin küresel ekonomik sistemi etkileyen açıklama ve tutumları, Türkiye ve AB’nin birbirinin değerini anlaması için önemli bir fırsat olmuştur" denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Esasında Türkiye ve AB’nin, Gümrük Birliğinin güncellenmesini sağlamaları, kurallara dayalı bir ekonomi düzenini savunmak ve bu ilkenin ne şekilde işletilmesi gerektiğini küresel boyutta göstermesi açısından anlamlı olacaktır. Buna yönelik olarak çalışmaların hızlandırılması ve gerekli girişimlerde bulunulması konularında mutabakat sağlanmıştır.
Önümüzdeki dönemde, yargı alanında atılacak adımlara, halihazırda uygulanmakta olan Yargı Reformu Stratejisi temelinde devam edilecektir. Yargı Reformu Stratejisi bütün paydaşların, Türk hukuk camiasının ve sivil toplumun katılımıyla güncellenecektir. Yeni Yargı Reformu Stratejisine ilişkin çalışmaların 2018 yılı sonuna kadar tamamlanması planlanmaktadır. Hazırlık döneminde başta AB olmak üzere, Avrupa Konseyi ve diğer uluslararası kuruluşların ortaya koyduğu ilkeler ve değerlendirmeler ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtihadı dikkate alınacaktır. Yeni Strateji ile toplumun yargıya olan güveninin daha da artırılması, sistemin erişilebilirliğinin geliştirilmesi, etkinliğinin artırılması ve makul sürede yargılama hakkının daha etkin korunması amaçlanmaktadır.
Temel hak ve özgürlükler kapsamında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi İhlallerinin Önlenmesine İlişkin Eylem Planı’nın uygulanmaya devam edilmesinin önemi teyit edilmiştir. 2019 yılının Mart ayında sona erecek Eylem Planının uygulama sonuçlarının tüm yönleriyle analiz edilerek gerektiğinde güncellenmesi ve yeni bir Eylem Planı hazırlanması da dahil olmak üzere tüm seçeneklerin değerlendirilmesinin gerekliliği üzerinde durulmuştur.
Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan 100 Günlük İcraat Programında AB ile yürüttüğümüz katılım müzakereleri kapsamında siyasi kriterler, Yargı ve Temel Haklar (23. Fasıl) ve Adalet, Özgürlük ve Güvenlik (24. Fasıl) fasılları ile ilgili önümüzdeki 100 günde atılması öngörülen adımlar da yer almaktadır.
Programda, Yargı ve Temel Haklar Faslı ile ilgili olarak, özellikle son yıllarda hayata geçirilen reformların uygulama sürecine ve geliştirilmesine ağırlık verilmesi hedeflenmektedir. Yargı hizmetlerinin daha hızlı, verimli ve erişilebilir hale getirilmesi kapsamında atılacak adımlar, özellikle temel hak ve özgürlüklerin güçlendirilmesine önemli bir katkıda bulunacaktır. Toplantıda, Adalet Bakanlığımız tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında yargıda ’hedef süre’ uygulamasına geçilmesi, İnsan Hakları Tazminat Komisyonunun yetkisinin genişletilmesi, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının daha etkin hale getirilmesi, istinaf mahkemelerinin sayısının artırılması, lekelenmeme hakkının daha etkili şekilde korunmasına yönelik tedbirler ile ilgili gelişmeleri ele aldık.
31 Temmuz 2018’de yürürlüğe giren ve İnsan Hakları Tazminat Komisyonunun yetkisini genişleten yasal düzenleme, Anayasa Mahkemesinin etkinliğini artıracaktır. Komisyonun makul sürede yargılamaya ilişkin şikayetlerdeki uzmanlığı göz önüne alındığında, değişikliğin uygulamaya olumlu katkısı olacağı öngörülmektedir.
İnsan onurunun korunması amacıyla, şikayetler için soruşturma öncesi ön değerlendirme süreci getirilerek lekelenmeme hakkı güçlü bir güvenceye kavuşturulmuştur. Bu kapsamda, bir yıldan daha az sürede 21 bin kişi haksız iftiralara karşı korunmuştur.
"Çocuklara karşı cinsel istismar suçuyla mücadelede cezaların caydırıcılığının arttırılması konusu öncelikli hedef olarak belirlenmiştir"
Özellikle son dönemde çocuklara karşı işlenen cinsel saldırı ve istismar suçlarıyla ilgili vicdanları dağlayan haberler gündeme taşınmıştır. Bu nedenle, 100 Günlük İcraat Programında da çocuklara karşı cinsel istismar suçuyla mücadelede cezaların caydırıcılığının arttırılması konusu öncelikli hedef olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda, REG toplantımızda, geçtiğimiz Nisan ayında TBMM’ye sevk edilen ancak kadük durumda kalan Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun taslağının en yakın zamanda TBMM’de yeniden gündeme alınması konusunda mutabık kalınmıştır. Çocukların korunması amacıyla, ayrıca, çocuk adalet sistemi kapsamında ikincil mağduriyetlerinin önüne geçilmesi için 59 adet adli görüşme odası kurulmuş olup, bu görüşme odalarının yaygınlaştırılmasına devam edilecektir.”
Toplantıda ayrıca cezada alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olan uzlaştırma kurumu ele alındığı kaydedilerek, "Uzlaştırma alanında yapılan reform sonrası, 2017 yılında 223.400 dosya uzlaştırma yoluyla çözümlenmiş, asliye ve çocuk ceza mahkemelerinin iş yükü bu ölçüde azalmıştır. 2017 yılında elde edilen başarının kalıcı hale getirilmesi ve daha ileri seviyeye taşınması için çalışmalara devam edilecektir. Uzlaştırmanın uygulama alanının genişletilmesi ve toplumda bilinirliğinin artırılmasına yönelik adımlar atılacaktır" denildi.
REG toplantısının ikinci gündemi olarak, katılım müzakerelerinin Adalet, Özgürlük ve Güvenlik Faslı (24.Fasıl) kapsamındaki konuları ele alındığı vurgulanarak şöyle denildi:
"Toplantıda, İçişleri Bakanlığımız koordinasyonunda başarıyla uygulanan 2016-2018 Organize Suçlarla Mücadele Eylem Planı’nın devamı niteliğindeki 2019-2021 Organize Suçlarla Mücadele Eylem Planı’nın güncelleme çalışmalarına hız kazandırılmasına karar verilmiştir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı 100 Günlük İcraat Programında yer alan 24. fasıl kapsamında atılması öngörülen adımlar, AB Komisyonunun 2018 yılı Türkiye İlerleme Raporunda iyi düzeyde ilerleme kaydedildiği belirtilen bu fasıldaki reformlarımızın devamlılığına ilişkin kararlılığımızı göstermektedir. Bu kapsamda göç yönetimi, sınır güvenliğinin artırılması, terörle mücadele, organize suçlarla mücadele gibi konulara ilişkin hedefler taahhüdümüz altındadır.
Programda açıklanan hedeflerden dört yeni geri gönderme merkezi kurulması, etkili bir göç yönetimi için kayıtları güncellenmiş olan Suriyeli misafirlerimizin sayısının yüzde 23 arttırılması ve sınır güvenliğini artırmaya yönelik tedbirler 18 Mart Türkiye-AB Mutabakatı kapsamında taahhütlerimize bağlılığımızı bir kez daha teyit etmektedir.
18 Mart Türkiye-AB Mutabakatı çerçevesinde, Türkiye, ahde vefa ilkesine göre hareket etmiş ve üstüne düşeni yapmıştır. Düzensiz göçün engellenmesi konusunda Türkiye’nin çabaları sayesinde muazzam bir başarı sağlanmış ve Ege Denizi’ndeki düzensiz geçiş sayıları ciddi ölçüde düşmüş, can kayıplarının önüne geçilmiştir. Ülkemizin 18 Mart Türkiye-AB Mutabakatını uygulamaya yönelik koyduğu kararlılık AB tarafından yayımlanan raporlarda da teyit edilmektedir.
AB tarafından da 18 Mart Mutabakatından kaynaklanan taahhütlerine bağlılık konusunda aynı kararlılığı sergilemelerini bekliyoruz. Bu çerçevede AB’den temel beklentimiz, başta AB’ye katılım müzakerelerinin tekrar canlandırılması olmak üzere Vize Serbestisi Diyaloğunun neticelendirilmesi, Gümrük Birliğinin güncellenmesi müzakerelerine başlanması, Gönüllü İnsani Kabul Programının uygulamaya geçirilmesi ve ülkemizdeki Suriyelilere mali yardımın hızlandırılmasıdır.
"Başta AB olmak üzere, uluslararası toplumdan beklentimiz külfet ve sorumluluk paylaşımıdır"
Ülkemiz göç yönetimine insan odaklı yaklaşımını sürdürmeye devam edecektir. En fazla sığınmacı barındıran ve hem miktar hem de milli gelirine oranla en fazla insani yardım sağlayan ülke olarak Türkiye başarılı bir insani sınav vermektedir. Başta AB olmak üzere, uluslararası toplumdan beklentimiz külfet ve sorumluluk paylaşımıdır.
Toplantıda, Türkiye-AB Vize Serbestisi Diyalogu ele alınmıştır. Vize Serbestisi Yol Haritası kapsamında kalan yükümlülüklerle ilgili çalışma kağıdımızı Şubat ayında AB Komisyonuna ilettik. İkinci nesil pasaportların 2 Nisan’da basılmaya başlanmasıyla birlikte, kalan yedi yükümlülüğümüz altıya düşmüştür. 31 Mayıs tarihinde de AB tarafıyla teknik bir toplantı gerçekleştirdik. Bundan sonraki süreçte vize serbestisine ilişkin önümüze siyasi nitelikli farklı engeller çıkartılmamasını ve çabalarımızın karşılığını almayı umuyoruz.
Yargı ve Temel Haklar ile Adalet, Özgürlük ve Güvenlik fasıllarının bir an evvel müzakereye açılması reform ve uyum çalışmalarımızı teşvik edecektir.
Türkiye, AB’ye üyelik hedefi doğrultusunda, önümüzdeki süreçte çalışmalarına kararlılıkla devam edecektir. Ülkemiz, siyasi reformlar alanında her geçen gün çıtayı daha yukarıya çeken ve geleceğin inşasında demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarının korunmasını esas alan bir duruş sergileme kararlılığını sürdürmektedir. Reformlarımız gerçekleştirilirken, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile AB’nin norm ve müktesebatının da dikkate alınmasına devam edilecektir."
Bir sonraki REG toplantısının Adalet Bakanlığının ev sahipliğinde 11 Aralık 2018 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilmesi kararlaştırıldığı bildirildi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz