Düsseldorf'tan Reina'ya eğlenmeye gelen 4 arkadaş saldırı anını anlattı. Polislerin, "Sağ olanlar el kaldırsın" diye seslendiklerini söyleyen görgü tanıkları bunun oyun olduğunu düşünerek el kaldırmadıklarını söyledi
Geçen yıl olduğu gibi yeni yıla Reina’da girip İstanbul tatili yapmak isteyen ve Düsseldorf’tan gelen 4 arkadaş, saldırı sırasında yaşadıklarını anlattı.
Yer olmadığı için arkadaşlarıyla terasa yönlendirildiklerini belirten Oğuzhan Yangın (23), “Saat 01.15’te Reina çalışanlarından birisi bize çarparak kaçmaya başladı. Bu sırada bağrışmalar ve silah sesleri gelmeye başladı. Kendimizi yere attık. Bar kısmına doğru bakınca da yüzü maskeli saldırganı uzun namlulu silahla insanları tararken gördüm. Arka taraftaki kırık bir camdan çıkarak kurtulduk. Bizi mekânın son kısmında olmamız kurtardı” dedi.
İnşaat sektöründe çalışan Akın Selçuk, “Birden bir patlama sesi duyuldu. Saldırgan bar bölümüne gelene kadar çok silah sesi duymadık. Dakikalar boyunca taradı. Sonra siren sesleri geldi. İçeri birkaç kişi geldi, polis olduklarını söylediler. ‘Sağ kalanlar el kaldırsın’ dediler. Güvenemedik. Bunun sağ kalanları da öldürmek için düzenlenen bir oyun olabileceği aklımıza geldi. El kaldırmadık” diye konuştu. Berber Hüseyin Akkaya ise “Yaşadıklarımızdan sonra dönüşü erkene almayı düşünüyoruz” dedi.
Otomotiv sektöründe çalışan Samet Dirimeşe de saldırı anını “Küçük bir duvara çıkıp tam denize atlamayı düşünürken, birisinin suya atlarken betona çakıldığını gördüm. O sırada arkadaşım beni aşağı çekti. Sürünerek dışarı çıktık” diye anlattı. (Haberturk)
"Bodyguardlar uçarak kaçtılar"
Reina’da yaralanan Türk uyruklu Belçika vatandaşları Berkan Özden ve Mücahit Öksüz katliam gecesini Milliyet’e anlattı. O gece yaşadıklarını anlatan Öksüz: 'Silah sesleri başladı. Bodyguardlar uçarak kaçtılar. Biz de kaçtık. Bodruma indik' dedi. Özden ise, 'İki dakika farkla ölümden kurtulduk' diye konuştu.
Bankacılık bölümü öğrencisi 21 yaşındaki Mücahit Öksüz “7-8 dakikada bir ömürlük olay yaşadık. Teröristin silahından çıkan alevleri görebiliyorduk. Şarjör değiştirirken bir de bomba attı” derken; aynı yaştaki Özden “Kadınlar kendilerini ikinci kattan aşağıya atıyordu, iki dakika farkla ölümden kurtulduk” diye konuştu.
Öksüz o gece yaşadıklarını şöyle anlattı:
“İçeriye girdiğimizde saat 01.00 civarıydı. Birkaç tur attık. Ama hep yabancılar vardı, hiç Türk yoktu. O yüzden sıkıldık. Paramızı alıp dışarı çıkmak istedik. Bodyguardlarla tartışıyorduk. O sırada silah sesleri başladı.Bodyguardlar uçarak kaçtılar. Biz de kaçtık. Bodruma indik. Orada yığılma oldu. Tekrar yukarı kaçtık. Bu sırada terörist ateş etmeye devam ediyordu. Bağırdığını veya bir şey söylediğini duymadım. Herkes bağırıp kaçışıyordu. Yerlerde insanlar vardı. Terasa çıktık. Teröristin silahından çıkan alevleri görebiliyorduk. Şarjör değiştirirken bir de bomba attı. Berkan’a ‘Hadi aşağı atlayalım, bizi görecek’ dedim. Çünkü herkes oraya geldiği için adam da onları takip ederek gelebilirdi. Kendimi aşağı attım. Orada bir şeye takılıp kaldım. Berkan da atladı. Taşın üzerine düştü. Bayıldı. 3 arkadaş gitmiştik. Fatih Kır adlı arkadaşımızı orada kaybettik. Hastaneden sonra karakolda tekrar buluştuk. Belçika’dan Kerim diye bir arkadaşımız vardı. Onun orada olduğunu bilmiyorduk. Vurulup ölmüş, sonradan öğrendik.”
Özden ise, korumalarla dışarı çıkmak için tartıştıkları sırada saldırının başladığını belirterek “Çıksaydık belki de kapıda teröristle karşılacaktık. Bizi de vuracaktı. Biz de bodruma sığındık.
Orada kalamayacağımızı anlayınca yukarı kaçtık. Terasa çıktık. İnsanlar oraya da doluşunca aşağı atlamayı düşündük. Kadınlar kendilerini patır patır aşağı atıyorlardı ama denize değil taşa düşüyorlardı. Denize atlayanlar da vardı. Onların içinde yaralılar vardı. Ben atladıktan sonra bayıldım. Sonra kulübe gibi bir yerin içine girdik. Sonra polisler geldi. Bizi çıkardılar” dedi.