Rektör Akan’la Akademik Bakış

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan, “Bilgiye sahip değilseniz teknoloji üretemezsiniz. Teknoloji...

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan, “Bilgiye sahip değilseniz teknoloji üretemezsiniz. Teknoloji üretemezseniz gelişemezsiniz, kalkınamazsınız” dedi.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin tanıtılması, öğretim üyelerinin yapmış oldukları özgün çalışmaların duyurulması ve çeşitli konulara dair entelektüel düzeyde sunacakları görüşlerinin halkla paylaşılması amacıyla Kanal S televizyonundan canlı olarak yayınlanan “Doç. Dr. Bekir Şişman ile Akademik Bakış” programının bu haftaki konuğu Rektör Prof. Dr. Hüseyin Akan idi.

Reklam
Reklam

Programda Doç. Dr. Bekir Şişman’ın, üniversite-şehir bütünleşmesi, uluslararası öğrenciler, OMÜ’nün vizyonu gibi pek çok başlık altındaki sorularını cevaplayan Rektör Prof. Dr. Hüseyin Akan, önemli açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Bekir Şişman’ın, “Size Rektör olma teklifi geldiğinde öncelikli olarak neyi düşünerek, neyi amaçlayarak bu teklifi kabul ettiniz?” sorusuna Rektör Akan, “Üniversitede bir huzur ortamı oluşturmayı hedefledim. Öğretim üyelerimizin zamanını alacak gereksiz işlerle değil, tamamen eğitimle ve bilimle uğraşmalarına olanak sağlayacak bir ortam oluşturmaktı amacım. Sanıyorum bunu başardık” dedi.

“Bilgiye sahip değilseniz teknoloji üretemezsiniz” diyen Rektör Akan, “Teknoloji üretemezseniz gelişemezsiniz, kalkınamazsınız. İyi düzeyde olmak topyekun mümkündür. Bir ülke bir alanda iyi bir noktada değil ise diğer alanda da iyi bir noktada olamaz. Rekabet için Ar-Ge kaçınılmazdır. Teknoparklar kaçınılmazdır. Devletin bu konuda teşviki şarttır” şeklinde konuştu.

10 yıl sonra üniversitelerin öğrenci bulmakta zorlanacağına dikkat çeken Rektör Akan, üniversitelerin daha cazip bir hale gelmek için çaba göstermeleri gerektiğini söyledi. Rektör Prof. Dr. Hüseyin Akan, “Avrupa ülkeleri, Amerika ülkeleri gibi cazip değil artık, çünkü buluş yapamıyor; dolayısıyla öğrenci kaybediyor. Bu üniversiteler nasıl cazip hale gelebileceklerine, nasıl daha araştırmacı üniversiteler olabileceklerine dair bir reform süreci başlattılar. Bunlar arasında Türkiye de var. Biz tabi daha genç bir nüfusuz daha geç üniversitelileşmiş bir toplumuz. Dolayısıyla rahatmışız gibi görünüyor, ama ben 4 yıl önce şunu fark ettim ki; bizdeki nüfus demografisiyle bir süre sonra Avrupa’nın bu yaşadığını yaşayacağız. Dolayısıyla bizim hayatta karşılığı olan bölümler açmamız, yurt dışından öğrenci çekmemiz ve daha üst düzeyde; yüksek lisans, doktora öğrencilerimizin sayısını arttırmamız gerekir. Bir diğer konu da hayat boyu öğrenme süreci içinde, bir işte yetişmiş ve çalışan kişileri de eğitim kapsamına almamız gerekir ki, üniversite adında barındırdığı ‘eğitim’ fonksiyonunu sürdürebilsin" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Rektör Akan, “Rektörlerin görev, sorumluluk ve yetkilerini fazla buluyor musunuz?” sorusuna da şöyle cevap verdi: “Görevleriniz mevzuatla belirlenmiş. Yani yapacağınız her iş mevzuata uygun olmalı, dolayısıyla önemli kısıtlamalar var. Ama buna rağmen tabi bizim amacımız; sorunları çözüp, her gün bir önceki güne nazaran problemleri azalmış bir kurum haline gelmektir. Rektörün yetkileri kurullara bırakılabilir. Böylece o yetki ve sorumluluk daha makul bir seviyeye çekilebilir. İşte o zaman bir üst yönetici yalnızca bir orkestra şefi gibi görev yapar, diyebiliriz.”

Türkiye’deki uluslararası öğrencilerin yüzde 5’inin Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde olduğuna dikkat çeken Rektör Akan şöyle konuştu: “Yurt dışından gelip okuyan öğrencilerin tercih ettiği üniversiteler arasında 4. sıradayız. Son dört yılda yabancı öğrenci sayımızı 200’den bin 100’e çıkardık. Bu çok ciddi bir artıştır. 52 ülkeden bin 100 civarında öğrencimiz var. Ben bu öğrencilerin ekonomik getirisi bir tarafa koyuyorum. Bu öğrencilerin bizim öğrencilerimizle, bizim insanımızla kültürel ve sosyal alış veriş yapmasını ve burada eğitim alıp, doktor olan, hemşire olan, öğretmen olan, mühendis olan kişilerin ülkelerine gidip orada katkı sağlamaları ve buradan giden öğrencilerin daha sonra Türkiye’ye bakışları ve münasebetleri bence çok daha önemli. Bu Türkiye’nin misyonu açısından da önemli. Geçen yıl ilk defa yurt dışında 8, yurt içinde 5 merkezde ‘Ondokuz Mayıs Üniversitesi Yabancı Uyruklu Öğrenci Sınavı’nı yaptık. Bu konuda Uluslararası İlişkiler Birimimizin ve Uzaktan Eğitim Merkezimizin öğretim üyelerine ve çalışanlarına çok teşekkür ediyorum. Bu sene ise yurt dışında 24 ayrı merkezde, Türkiye’de ise 4 merkezde bu sınavları yapacağız. Bunu Türkiye’de yapan hiçbir üniversite yok. Başka üniversiteler de kendi sınavlarını yapıyorlar ama bu sınavı bulundukları yerde yapıyorlar. Biz ise öğrencinin ayağına gidiyoruz. Bu konuda bize sağladığı destek için Yunus Emre Enstitüsü’ne de ayrıca teşekkür ediyorum. Türkiye’deki devlet ve vakıf üniversiteleri de öğrenci alırken bizim sınav skorunu da kendi öğrenci alımında kullanacak. Bunu kendilerine önerdik, birçok üniversite bunu benimsedi. Umuyorum Ondokuz Mayıs Üniversitesi birkaç yıl sonra Türkiye’de okumak isteyen uluslararası öğrenciler için giriş sınavını tek başına gerçekleştiren üniversite haline gelecek. Bu konunun bizim için bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum.”

Reklam
Reklam

Doç. Dr. Bekir Şişman’ın, “Ondokuz Mayıs Üniversitesi bünyesinden başka üniversiteler de çıkabilir mi?” sorusuna Rektör Akan, “Üniversitelerdeki bazı alanların kendi başlarına daha özgürce gelişebilmeleri ve yönetimin billurlaşması için belki sosyal ağırlıklı, fen ve teknik ağırlıklı, sağlık ağırlıklı olarak ayırmak gerekir. Böyle baktığımızda Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nden bir-iki üniversite çıkabilir” cevabını verdi.

Üniversitede kendisinden başka konuşana, fikrini söyleyene tahammül göstermeyen bir gençlik grubunun bulunduğunu ve bunu demokratik bulmadığını hatta bunun faşizm koktuğunu söyleyen Rektör Akan, “Kimi fakültelerin önüne yağmurdan korunaklı masası bulunan stant alanları koyduk. İstedik ki öğrenciler burada duyurularını yapsınlar, afişlerini rahatlıkla dağıtsınlar. Ancak öğrenciler şu anda buna rağbet etmiyor, illa fakültenin girişini engelleyecek şekilde davranıyorlar. Benim özlediğim; koyduğumuz bu stant alanlarında her görüşteki öğrencinin fikirlerini yazılı, sözlü ifade etmeleridir. 2013 yılı içinde bitecek olan, içinde dükkanları, sinema salonu, yiyecek içecek yerleri gibi her türlü imkanı bulunacak olan Öğrenci Yaşam Merkezi’nin önünde, özgürlük meydanı, ifade meydanı ya da demokrasi meydanı mı diyelim öyle bir alan yapacağız” ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Konuşmasında, çevre üniversite rektörleriyle bir araya geldiklerini söyleyen Rektör Akan, bu üniversitelerle işbirliği içinde ortak bilimsel çalışmalar yapacaklarını ve bu üniversitelere katkı sağlayacaklarını da vurguladı.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: