İSTANBUL,
Türkiye’nin Halep’te olup bitenlerle en fazla ilgilenen ülke olduğu yorumunda bulunan Erhan, “Türkiye’nin bu arabuluculuğu veya girişimi olmasaydı muhtemelen Halep’te şu an katliam başlamıştı” dedi. Erhan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin, BM’ye çağrısını bir kez daha dile getirmesi ve bu çağrının karşılık bulması gerekiyor. Bu çağrı, Halep’te, İdlip’te, Suriye ve Irak’ın geri kalan yerlerinde sivil ölümlerin durdurulması için gerekli tedbirlerin alınmasını içeriyor. Her şeyden önce bölgedeki eli silahlı militanlar, teröristler bu bölgeden temizlenmeli, temel insani yardımlar bölgeye ulaştırılabilmeli ve insani yardım konvoyları güven için gidip geri dönebilmeli. Eğer BM bu ihtiyaçları karşılayamıyorsa, kuruluş amacı olan insanların güvenliğini sağlama unsurunu yerine getiremiyor demektir. Ayrıca bu vahim durum karşısında insanlığın, en azından sivil toplum örgütleri ve üniversiteler üzerinden bir kampanya başlatması ve ilgili devletler üzerinde de baskı kurmaya başlaması gerektiğini düşünüyorum.”
“PKK DAĞ KADROSUNU SURİYE’DE SÖZDE KÜRT KORDİORU OLUŞTURMAK İÇİN SAKLIYOR”
Panelin konuşmacılarından Emekli Tuğgeneral ve İKBU Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel ise etkinlik öncesi, Türkiye’de yaşanan terör olayları ve PKK’nın içinde bulunduğu durumla ilgili görüşlerini dile getirdi. Güvenlik güçlerimizin sürekli baskıya dayalı yoğun operasyonlarının, örgütün dağ kadrosunda önemli kayba yol açtığını, dağ kadrosunun yaşama süresinin giderek azaldığını, silahlı çatışmalara katılanların yüzde 91’nin örgütte bulunma sürelerinin ortalama 8 yıla kadar indiğini belirten Erenel, “örgütün dağ kadrosunun yüzde 80’i tecrübeli, daha iyi eğitimli bir kesimi oluşturuyor ve bu gücü kaybetmek istemiyor, Türkiye içinde kullanmıyor. Dağdaki gücünü, PYD ile birlikte Suriye bölgesinde hareket ederek, güneyde sözde Kürt koridoru oluşturmak için saklıyor. Dolayısıyla PKK Türkiye’de, ağırlıklı olarak şehirlerde kandırarak yetiştirdiği ve farklı şekilde isimlendirdiği örgüt yapıları içinde genç insanlarla eylemlerini yapmaya çalışıyor” diye konuştu.
“TERÖRLE MÜCADELE SABIRLA OLUR”
Devlet olarak daha fazla şey yapılması gerektiğini dile getiren Erenel şöyle devam etti: “PKK’nın dışında güney sınırımızda DAEŞ ile mücadele ediyoruz, diğer yandan Amerika ile PYD konusunda yaşanan sorunlar var, son olarak Halep olayını da kattığımızda, tüm bunlar Türkiye için oldukça güç sorunlar. Bu sorunların elbette ülke içine yansımaları oluyor. Aldığımız tedbirlerle terör eylemlerini olabildiğince engellemeye veya en azından geciktirmeye çalışıyoruz. Bu engelleme ve geciktirme güvenlik güçlerimizin, vatandaşların dikkati, duyarlılığı ve alınan tedbirlerin yerinde olmasıyla gerçekleşebilir. Çünkü eylemlerin bir bölümünü gerçekleşmeden engelleyebiliyoruz, ancak son olayda olduğu gibi denenmemiş yöntemler kullanılarak eylemler gerçekleştirilebiliyor. Terörle mücadele sabır gerektirir. Terör örgütlerinin amaçları, örgüt hedeflerine ulaşabilmek için, güvenlik tedbirlerinde hassas olan noktaları belirleyerek ve bu boşluklardan yararlanarak eylemler yapmak sureti ile korku salmak, yönetimde zafiyet olduğu algısını yaratarak vatandaşın güvenlik güçlerine ve devlete olan güvenini sarsmak, insanları karamsarlığa düşürmektir. Bu oyuna gelmemeliyiz. Tüm bunların karşısında, siyasetiyle, sporuyla, ekonomisiyle birlik ve beraberlik içinde olmak zorundayız.”
Moderatörlüğünü Rektör Prof. Dr. Çağrı Erhan’ın yaptığı panelde Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel’in yanı sıra Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Muhittin Ataman da konuşmacı olarak yer aldı.
(FOTOĞRAF)
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz