Renk Körlüğü: Nedenleri, belirtileri, tedavisi

Anne veye babamızın genlerinin paylaşımı ile genetiği oluşturulan bizler; onlardan aldığımız özellikleri de vücudumuzda taşırız.

Bu yüzden ebeveynlerin sahip olduğu bazı hastalıklar veya hastalık yapan genlerin aktarımı sonucu bizler de aynı hastalığı taşırız. Genetik olarak aktarımı olan birçok hastalık vardır. Bunlardan biri olan renk körlüğü dünya çapında 180 milyon kişide görülen önemli bir hastalık. Bu denli yaygınlık gösteren bir hastalık olduğu için mutlaka teşhis ve tedavisi yapılmalıdır.

Renk Körlüğü Nedir?

5 duyu organımızdan biri olan göz organı görme yetisini sağlayan ve yaşam için önemli bir duyudur. Bu organ beyin ile birlikte çalışır. Gözden gelen ışınlar, gözün içerisinde belli işlemlerden geçerek beyne gelir. Beyindeki görme merkezleri ise bu ışının rengini, şeklini ve ismini anımsamamıza yardımcı olur. Gözde kalıtsal olarak veya sonradan gelişen bazı sorunlar meydana gelebilir. Bu sorunlar görme yetisinde eksiklik, bozukluk veya kayıplara neden olur. Görme duyusu birçok duyu ile bağlantılıdır. Bu yüzden buradaki bir sorun diğer duyuları da etkiler. Renk körlüğü doğuştan kazanılan bir görme sorunu olarak görülür. Gözde renklerin tanınıp ayırt edilmesine yardımcı olan retinada bulunan koni hücrelerinin az bulunması veya bulunmaması sonucunda meydana gelir.

Reklam
Reklam

Bu hastalık çoğunlukla kalıtsal olarak meydana gelirken, bazı göz hastalıkları ve ilaç yan etkileri yüzünden de oluşabilir. Renk körlüğünün taşıyıcı geni kadınlarda bulunur. Bu yüzden anneden erkek çocuğa hastalığın geçişi daha yüksek ihtimaldir. İstatistiklere göre bu oran her 200 kadında ve her 20 erkekte görüldüğü yönünde. Bu da demek oluyor ki; renk körü hastası veya taşıyıcısı olan kadınların erkek çocuklarının yarısının bu hastalığa yakalanma ihtimali var. Gözde meydana gelen sinir hastalıkları ve ilaç yan etkileri yüzünden oluşan körlükler makular dejenerasyon sonucu oluşur. Genel olarak mavi-sarı renklerin ayırt edilmesinde sorun yaşanır.

Renkleri ayırt edememe hastalığı olarak adlandırılan bu hastalık temelde iki rengin ayırt edilmemesi ile bilinir. Bu renkler yeşil ve kırmızıdır. Retinada koni hücrelerinin azlığı, asıl rengin görülmesini engeller. Hastalığın çeşidine göre bu renkleri ayırt etme derecesi de değişir. Hastalığın 3 çeşidi bulunur. Bunlar; Protanomal, Döteranomal ve Tritanomali. Bu körlük çeşitleri renkleri ayırt edememeye göre değişir.

Reklam
Reklam

Buna göre; Protanomal hastaları kırmızı rengi ayırt edemezken, Döteranomal hastaları ise yeşil rengi göremez. Tritanomali de ise; sarı ve mavi renkleri hiç görememe ve ayırt edememe sorunu gözlenir. Bunların yanında tamamen renklerin körlüğünde ise kişiler renkleri sadece siyah ve beyaz olarak algılar. Akromatopsi olarak adlandırılan bu durumda kişi ışığa duyarlı fakat her şey gece görüşünde gibidir. Çocuklukta farkına varılmayan bu hastalıkta, daha sonra sorunun ifade edilmesi ile kişi teste tabi tutulur.

Renk Körlüğü Nedenleri Nelerdir?

1. Kalıtım

Renkleri ayırt edememe hastalığında büyük oranda genetiğin etkisi var. Hastalık resesif olan X kromozumu üzerinde taşınır. Bu gen genel olarak dişiden çocuklara aktarılır. Çünkü hastalık annede çekinik olan gen ile aktarıldığı için erkek çocukta bu genin baskın olarak hastalığa neden olması daha yüksek ihtimal taşır.

Zaten yapılan genetik araştırmalarda körlük yaşayan erkek bireylerde annenin ya hastalık taşıyıcısı ya da direkt hasta olduğu görülür. Renkleri ayırt edememe sorunu genetik olarak yeşil ve kırmızı rengi ayırt edememe olarak gözlenir. Genetik aktarım sırasında hali hazırda ebeveynde bu özelliğin olması, çocukta da olması ihtimalini yükseltir.

Reklam
Reklam

2. Parkinson hastalığı

Parkinson hastalığı beyinde meydana gelen bir bozukluk çeşididir. Beyinde bu hastalığın meydana geldiği bölge ile görme duyusunun faaliyet gösterdiği bölge birbirine çok yakındır. Bu yüzden parkinson tedavisi sürecinde görme sinirleri de etkilenir. Hastalığın diğer bölgeleri uyararak kayıplar yaşatması da ciddi bir ihtimalidir. Bu yüzden renklerin ayırt edilmemesinde parkinson hastalığının etkisi var.

3. Bazı ilaçlar

Kullanılan bazı ilaçların göze kötü etkisi bulunur. Özellikle epilepsi tedavisinde kullanılan tiagabin adlı ilaç anti epileptik ilaç kategorisindedir. Fakat bu ilacın sürekli kullanımında gözde renk ayırt edebilme yetisinin %40 oranında düştüğü gözlenir. Her ne kadar bu kayıplar geçici olsa da, ilaçları ömür boyu kullanmak zorunda kalan epilepsi hastalarında renkleri ayırt edememe sorununa neden olur.

4. Katarakt

Katarakt renkleri ayırt edememe sorununa zemin hazırlayan bir problem. Katarakt sorunu görmeyi sağlayan göz merceğinin gölgelenmesi sonucu meydana gelir. Bu sorun renkli görmeyi sağlayan retinayı tahrip eder. Retinada renkleri ayırt etmeyi sağlayan koni hücrelerinin tahribi de görüntüleri bulanık ve karanlık hale getirir. Katarakt problemi tedavi edilmediğinde gözdeki görme yetisi de ciddi oranda düşer.

Reklam
Reklam

5. Kallman Sendromu

Kallman Sendromu genetik bir bozukluk. Bu hastalık hipofiz bezinin gelişmemesi veya çalışmaması sonucu oluşur. Bu bezden salgılanamayan hormonlar cinsel organların gelişmemesine neden olur. Ayrıca Kallman Sendromuna sahip olan kişilerde yapılan incelemelerde renkleri ayırt edememe hastalığın olduğu da görülür.

6. Optik nöropati sendromu

Yine bir kalıtsal hastalık olan Leber'in optik nöropati sendorumunda kişilerde göz hücrelerinin yavaş çalıştığı bilinir. Bu hastalık çoğunlukla erkeklerde görülür. Bu yönü ile zaten renkleri ayırt edememe sorununun da erkeklerde sık görülmesi kesişir. Özellikle kırmızı ve yeşil rengini ayırt edememe sorunu optik nöropati hastalarında gözlenir.

7. Yaşlılık

Yaşlılık ile beraber göz sinirlerindeki kanın akışı yavaşlar ve göz sıvısında kurumalar meydana gelir. Aynı zamanda retina hücrelerinin de zedelenerek işlevini kaybetmesi sonucunda renkleri ayırt edememe sorunu yaşanır. Bunun yanında beyinde renk ayırt etmeyi sağlayan bölgede meydana gelen hastalıklar da görme yetisini azaltarak hastalığa sebep olur.

Reklam
Reklam

8. Bazı hastalıklar

Geçirilen bazı hastalıklar; hastalık veya tedavi sürecinde göz veya beyindeki göz merkezine zarar verir. Glokom (göz tansiyonu), şeker hastalığı, maküla, alzheimer, kronik alkolizm, anemi ve lösemi beyindeki görme mekanizmasını etkiler. Bu hastalıkların yaşandığı dönemde zaman zaman görme yetisinde ve renk algılamada kayıplar yaşanır.

9. Kimyasallar

Kimyasala maruz kalan kişilerde görmede sorunlar yaşanır. Özellikle kimyasal ile direkt göz teması kurulan yerlerde göz için büyük risk vardır. Sülfür ve gübre gibi maddelerin bulunduğu kimyasal endüstride çalışmanın sonucunda, renkleri ayırt etmede sorunlar yaşanır.

10. Göz problemleri

Göz merceğinin eskimesi, göz tansiyonu, gözün sararması gibi göz hastalıkları zamanla meydan gelir. Bu hastalıklar retinayı da etkiler. Sonuç olarak retinadaki koni hücrelerinin zarar görmesi renkleri ayırt edememeye neden olur.

Renk Körlüğü Belirtileri Nelerdir?

1. Renkleri ayırt edememe

Renk körlüğü hastalığının en önemli belirtisi renkleri ayırt edememe durumudur. Aslında bundan başka önemli bir belirtisi de bulunmaz. Renkleri ayırt edememe sorunu, gözde bulunan ışığa duyarlı hücrelerin renkleri algılaması sırasında ışığa karşı uygun tepkiyi verememesi sonucu oluşur. Retinada bulunan foto reseptörler çubuk ve koni şeklinde görülür. Gözdeki retinada 100 milyon çubuk, 7 milyon ise koni hücresi bulunur. Çubuk hücreleri ışığı algılar koni hücreleri ise rengi ayırt eder. Gözün makula denilen yoğun reseptörlü bölümünde görme işlemi gerçekleşirken burada genetik bozukluk veya diğer sorunlardan kaynaklı hücre eksikliği, bazı renkleri ayırt edememeye bazı renkleri ise hiç görmemeye neden olur.

Reklam
Reklam

Genetik olarak aktarılan bu hastalıkta genel olarak kırmızı ve yeşil renkler ayırt edilemez. Bunun yanında mavi, yeşil ve sarı renklerinin de ayırt edilmemesi sonucu yaşanır. Bu renkler çoğu zaman soluk ve grimsi gibi görünür. Ancak göze çok yoğun oranda aynı renk ışık verildiği takdirde renk biraz algılanabilir. Renkleri ayırt edemeyen hastalar her rengi de gri olarak görmez. Örneğin; kırmızıyı daha koyu gri algılarken, sarıyı daha açık bir gri olarak görür. İleri derecede renk körlüğü yaşayan hastalarda ise renkleri gri değil de, direkt olarak siyah beyaz algılama sorunu gözlenir. Körlük derecesinde renk ayırt edemeyen kişiler ise cisimleri şekillerinden ayırt eder.

Renk Körlüğü Tedavisi Nasıl Yapılır?

Genellikle kalıtsal olarak gerçekleşen bu hastalık kişilerin seçimi değildir. Fakat hastalık sebebiyle kişilerin yaşam kalitesi düşer. Özellikle araç sürme ve trafikte yaya olma durumlarında büyük sorunlar yaşanır. Çünkü trafikte yer alan trafik ışıkları hem yayaların hem de sürücülerin geçişine imkan sağlar. Fakat renkleri ayırt edemeyen kişiler için bu durum ciddi sorunlar yaratır. Birçok kazanın meydana gelmesine açık hale getirir. Bu yüzden hastalıktan şikayetçi olan kişilerin tedavi için çare aradığı bilinir. Hastanın tedavisine başlanmadan önce hastalığın kesin teşhisi için ilk olarak testler yapılır.

Reklam
Reklam

Birçok farklı test olmasına rağmen en yaygın olarak Ishihara testi uygulanır. Bu testlerde kişinin hangi rengi veya renkleri göremediği saptanır. Daha sonra bu doğrultuda bir tedavi uygulanır. Eğer kişide kalıtsal nedenlerden dolayı renkleri ayırt edememe sorunu var ise, bunun için kalıcı bir tedavi mümkün değildir. Fakat bazı ilaçların kullanımı, çeşitli hastalıklar veya farklı nedenlerden dolayı gelişen renklerin körlüğü için bazı tedaviler mevcut. Genel olarak renk körlüğü tedavisinde kontakt lensler kullanılır. Ayrıca bu lenslerin gözlük formatında olanları da vardır. Bazı kişilerin isteği üzerinde aynı işlevi gören gözlük camları üretilerek ya da lens kısmı gözlüğe entegre edilerek hastalık sahibi olanların tercihine sunulur.

1. Kromojen lens

Kromojen lensler diğer adı ile renk körlüğü lensi, renkleri ayırt etmede sorun yaşayan kişiler tarafından sık kullanılan bir tedavi yöntemi. Bu lensler kişinin göz sorununa göre özel olarak üretilir. Renkleri ayırt etmede sorun yaşayan hastalar için de özel üretilen lensler bulunur. Renk körlüğü lensi görme bozukluğuna sahip ve okumada zorluk çeken kişiler içindir. Bu lenslere çeşitli yöntemler yardımı ile haploskopik filtreler dahil edilir. Daha sonra bu formu ile kontakt lens veya gözlüğe eklenir. Kromojen lenslerdeki haploskopik filtreler baskın olmadan göze ulaşan her rengin oranını değiştirir. Bu sayede göze ulaşan renkler daha iyi algılanıp ayırt edilebilir. Ayrıca renkler daha parlak ve canlı görünür.

Reklam
Reklam

Kromojen lenslerin tek rengi iyice göstermesi için size uygun lensi almadan önce bir teste tabii tutulursunuz. Kişiye uygun kontakt lensi bulmak için uygun haploskopik filtreler ile testler yapılır. Bu testler doktorlar tarafından yaklaşık 1 saat içerisinde yapılır. Renkleri ayırt edemeyen hasta için en uygun filtre bulunduğunda kişinin seçtiği lense entegre edilir. Renkleri ayırt etmeye yarayan bu lensleri kullanmak için göz doktorundan reçete alınması gerekir.

Doktorun onay verdiği durumlarda kişi uygun olan kontakt lensi alabilir. Bu lenslerin kullanımı normal lens kullanımı gibidir. Her gece uyumadan önce çıkarılarak lens suyunun bulunduğu kutuya konulmalıdır. Ayrıca renk körlüğünde kullanılan bu lenslerin yılda 1 defa değişmesi gerekir. Kromojen lenslerin kullanımı oldukça fazladır. Çünkü kontakt lenslerin renk algısını güçlendirmesi, renkleri parlak ve net hale getirmesi, renkleri isimlendirmede yardımcı olması, renk tonlarını ayırt etmeyi sağlaması, görme testlerinde yetiyi arttırması, son olarak renk seçilemediğinden ötürü yaşanan meslek sorunlarını gidermesi dolayısı ile tercih edilir.

Bu lenslerin kullanılması şartı ile kişiler araç kullanmak için ehliyet alabilir ve araç sürebilmenin yolu açılır. Lenslerin kullanımının %97 oranında başarı getirdiği yapılan araştırmalar sonucunda ortaya konulmuş. Bu yüzden renklerin ayırt edilmesi tedavisinde en etkili yolun, kromojen kontakt lensleri olduğunu söylenebilir.

Renk Körlüğü Testi

Ailesinde daha önce renk körü hastası olan veya bu hastalığa yakalanmış, bazı ilaçların kullanımı sonucu renkleri ayırt etme sorunu yaşayan veya göz travması sonucu retinası zarar gören kişilerin uzman göz doktorları kontrolünde göz testi yapması gerekir. Göz doktoru tarafından yapılan muayene sonucu birkaç test uygulanır. İshihara, Farnsworth Munsell D-15, Farnsworth Lantern renkleri ayırt edemeyen kişilere özgü olarak tasarlanmış testlerdir.

Doktorun tercihine bağlı olarak yapılan herhangi bir test, renkleri ayırt edememe şikayeti ile gelen hastalara uygulanır. Çoğunlukla Ishihara testi uygulanır. Bu test ile renk körlüğü kesin olarak teşhis edilir. Testin her bir sayfası özel olarak hazırlanır. Her sayfada farklı renklerde sayılar yer alır. İyice aydınlatılmış bir ortamda hastaya testteki sayıları okuması söylenir. Bu sayfalarda görmediği renkleri için tekrar testleri yapılır. Ishihara testi şu şekildedir:

  • İlk olarak kişiye gri baloncuklar içerisinde turuncu bir rakam verilir. Eğer kişi renk körü ise bu sayıyı normal okur.
  • Diğer aşamada karmaşık renkler içerisinde bir sayı verilir. Burada görmesinde sorun olanlar sayıyı ayırt edip okuyamazlar.
  • Kırmızı ve yeşil rengini ayırt edemeyen hastalar belirlenen resimde sayıyı görürken, normal kişiler hiçbir şey göremez.
  • Bir diğer aşamada tamamen gri baloncuklar içerisinde kırmızı ve pembe tonlarda bir sayı verilir. Renk körü olan kişi sadece tek sayıyı görürken. Normal olan kişiler sayının tamamını görebilir.
  • Kırmızı ve yeşil rengini ayırt edemeyen kişiler gösterilen farklı bir resimde sayıyı örneğin 3 görürken, normal kişiler 8 olarak görür.
  • Hem kırmızı hem de yeşil renk körü olanlar turuncu ağırlıklı resimdeki sayıyı farklı algılarken normal kişiler resimde olan sayıyı görür. Tüm renkleri göremeyen kişiler ise hiçbir sayısı okuyamaz.