Resmin 'manzara'sını değiştirdi

Türk resim geleneğinin ilk izlenimcisi sayılan Hoca Ali Rıza Bey'in irili ufaklı renk ve ışık mücevherleri, yakın zamanda Türkiye'de derlenmiş en kapsamlı seçkiyle Arkas Sanat Merkezi'nde.

Koleksiyoner Lucien Arkas'ın deyişiyle, bugünkü "hoca"larla hiç alakası olmayan, aksine hayatını sanata ve sanat eğitimine adadığı için çevresinde Hoca olarak anılan ünlü "asker ressam"larımızdan Hoca Ali Rıza'nın (1858-1930) yakın zaman içinde İzmir ve Türkiye'de düzenlenen en kapsamlı sergisi, Arkas Sanat Merkezi'nde (ASM) açıldı.

Serginin açılışına, kendisi de bir İzmirli olan Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık'ın (YKKSY) Genel Müdürü Tülay Güngen'in yanı sıra, aynı kurumdan Veysel Uğurlu ve yerli yabancı pek çok kültür sanat dostu da katıldı.

YKKSY ile işbirliğine Güngen'in önerisi ile giden ve bunu sürdürmek istediklerini belirten Arkas, bu sergiyle birlikte Hoca Ali Rıza'ya ait 145 eserin bir araya getirildiğini, bunlar arasında guaj, yağlıboya, suluboya ve karakalem gibi çeşitli türde işlerin yer aldığını vurguladı.

28 Aralık'a dek ücretsiz izlenebilecek sergi, Hoca Ali Rıza Ailesi'nden, Arkas Koleksiyonu'ndan, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nden, Yapı Kredi Koleksiyonu'ndan, Suna-İnan Kıraç ile Ahu-Can Has koleksiyonları gibi pek çok özel koleksiyondan derlenen yapıtlardan oluşuyor.

Resme Harbiye haritacılığından başlayan Üsküdarlı Hoca Ali Rıza'nın yansıttığı dönemdeki yeşil ve bakir, türlü ağaç ve özgün yapılarla dolu sakin İstanbul'dan etkilenmemenin çok zor olduğunu anlatan Lucien Arkas, bugünkü İstanbul'la o günkü manzarayı kıyaslarken şu ifadeleri kullandı:

"Bu sergide, İstanbul'un ne olduğunu, o eski evleri, 1870'lerin sokaklarını görünce, hangi yaşam daha güzel derseniz, ben o dönemi tercih ederdim; ama buna biz karar vermedik."

Sergi açılışında konuşan ve etkinliğe ASM ile birlikte nitelikli bir yayın da kazandıran YKKSY Genel Müdürü Güngen ise pek çok uzman tarafından Türkiye'nin ilk izlenimci fırçası olarak anılan ve hayatına şiir, resim ve müziği sürekli katmış Hoca Ali Rıza Bey'in mesleğine saygısı ve ahlak anlayışını şöyle dile getirdi:

"Şeref Akdik, onun resmi bir ibadet gibi yaptığını ve kıt kanaat geçindiğini aktarmıştı. Daha çok malzeme alması telkin edilince o da Fuat Şemsi Bey'e 'Utanırım' demiş. Neden sonra, yapıtlarını satması söz konusu olduğunda, dostundan öğrendiği şu cümleyi, her eser satış vakti hep tekrar etmiş: 'Bu tablo bir emek mahsulüdür, madem ki yoruluyorum, madem ki emek veriyorum, ben de onu bu fiyatla satıyorum...' "

Türk resminin başlangıcını yakın geçmişte açtığı "Asker Ressamlar" sergisiyle öne çıkaran ASM'deki Hoca Ali Rıza sergisinde, üst katta guaj, karakalem, suluboyalardan oluşan desen çalışmalarına yer verilirken, girişte yağlıboya yapıtlar görülebiliyor.

İzlenen yapıtlar arasında, sanatçının "Çubuklu Sırtlarından Boğaz'a Bakış" konulu resmi ve Yapı Kredi Koleksiyonu'nda yer alan ve bir başyapıt olarak görülen "İftar Sofrası" da serginin en değerli parçalarını oluşturuyor. "İftar Sofrası", aynı zamanda Hoca Ali Rıza'nın nadir rastlanan, en büyük natürmortu olarak biliniyor.