Bartınlı ressam Dilek Özmen, yaptığı resim çalışmaları ile dünyaca üne kavuştu.
ABD’nin New York eyaletindeki Sanat Galerisi tarafından fark edilen Özmen, resimlerini Türkiye’nin yanı sıra Bulgaristan, Romanya, Amerika, İtalya, Avusturya, Çin ve Rusya gibi yabancı ülkelerde gerçekleşen toplam 90 kez sergilemeyi başardı. Yurt içinde 22 kişisel sergi açan Özmen, 22. Uluslararası Devrek Baston ve Kültür Festivalinde de resimlerini sergiledi. 1992 yılında Gazi Üniversitesi Resim Bölümü’nden mezun olan 43 yaşındaki Bartınlı Dilek Özmen, resim öğretmenliği yaptığı Bartın’da bulunan atölyesindeki çalışmaları ile tanınmaya başlandı.
Dünya genelindeki toplumsal kadın engellemelerinden yola çıkarak yaptığı resimleri ve özgün tarzıyla bütünleştirmeyi başaran Özmen, sanal ortamın da yardımıyla New York Sanat Galerisi tarafından fark edildi. Üst üste 3 kez ayın sanatçısı seçilen Özmen, 53. Venedik Bienaline aldığı davetin ardından dünya tarafından tanınmaya başladı. Toplam 90 uluslararası ve Ulusal sergiye katılan Özmen, bir çok yabancı yayın yapan dergi ve katalog gibi yayınlarda yer aldı. Özmen, 23. Devrek Baston ve Kültür Festivali’ne de katılarak, ilçede sergi açtı.
Resimlerinin tarzını 9 yılda oluşturabildiğini anlatan Özmen, şöyle konuştu: “Resimlerimde kadın imgeleminden yola çıkıyorum. Dışarı vurumcu bir anlayışla resimlerimi oluşturuyorum. Resimlerimin tarzını oluşturmam 9 yılımı aldı. Bu süre zarfında ülkemizin tarihini, ülkemize pek çok yaşamış medeniyetin oluşturduğu figürlerdeki çizimleri, desenleri inceledim. Özellikle Kapadokya’daki figürlerden, kültürle Mezopotamya’nın zengin kültür yapısından çok etkilendim. Resimlerimde mümkün olduğunca onlardan izler bulundurmaya çalıştım”
BU BAŞARIYI BEKLEMİYORDUM
Resimlerinin 2009 yılında Newyork Sanat tarafından fark edildiğini anlatan Özmen, oldukça zor olan çizimlerin değer görmesinin kendisini mutlu ettiğini ifade etti. Böyle bir başarıyı kendisinin de beklemediğini belirten Özmen, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnternet ortamında fark edildi. Bu benim şansım tabi. Teknoloji çağında yaşıyor olmamızın şansını yaşadım. 2009 yılında 3 ay ardı ardına ayın sanatçısı seçildim. New York’taki pek çok dergide sanat kataloglarında, çağdaş sanat ansiklopedilerinde yer aldım. Ardından 53. Venedikli Bienali'ne davet aldım. Benim için çok önemli bir dönüm noktasıdır. Orada ülkemizi temsil ettim. Avusturya'da Slazburg Galeri beni temsil etmeye başladı. İtalya'da pek çok şehirde resim sergilerinde yer aldım. Almanya'nın Hamburg şehrinde bir kişisel sergi açtım. Bu sergiye özellikle Almanların yaşadığı bir yerde olmasına rağmen inanılmaz ilgi gösterildi.”
Resimlerinde evrenseli yakalamaya çalıştığını anlatan ünlü ressam Özmen, klasik resim anlayışı ile eğitim almasına rağmen farklı teknik kullandığını ifade etti. Özmen, çalışmalarında kullandığı tekniği şöyle anlattı: “Ben zaten resimlerimi oluştururken ülkemizdeki medeniyetlerden yapılmış figürlerden yola çıkıyorum. Evrenseli yakalamaya çalışıyorum, o yüzden resim üzerinde kadın figürü oluştururken yüzlere kaş, göz, ağız, burun yerleştirmeme rağmen daha sonra onları siliyorum. Çünkü klasik resim anlayışı ile eğitim aldım. Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada toplumsal bir takım kadının engellenmelerini düşünerek, kadının bir ışığı, gücü enerjisi olduğunu, ama dış çevrenin onu etkilediğini ve bu enerjisini yansıtamadığını düşündüğüm, dış çevre olarak betimlediğim farklı bir tarz ve teknik kullanıyorum. Kadının kollarını, yüzünü, elini yakasını yok ediyorum ki, kimseye benzemesin istiyorum. ‘Ayşe’ye ya da Elin’e benzesin’ istemiyorum.Böyle olunca da değişik bir tarz ortaya çıktı.”
RENKLER FARKLI KILDI
Kendisini diğer ressamlardan farklı kılanın kullandığı renk ve çalışmalarındaki zıtlıklarla organik bir yapı ile sergilemesinden kaynaklandığını vurgulayan Özmen, şunları söyledi: “Kullandığım renkler, resim paleti cıvıl cıvıl resimler yapıyor olmam, tok, organik bir yapıyla çevrede, son derece tok bir ortam, dış çevre oluşturmam, fark edilmemi sağladı. Buradaki zıtlıktır. Aslında resimde matematik vardır. Kurgularken, renklerde ve biçimde. Hesaplayarak, resim yapıyorum. Zannediyorum o yansıdı. Hakikaten çok özenerek yapıyorum. Manzara, tabakta meyveler, oryantalist resimleri, daha kolay anlaşıldığı, alışkın olmamız nedeniyle daha çok seviyoruz. Dünya genelindeki insanlar daha önce görmediklerini, daha önce yapılmayanı istiyorlar. Ufak ve önemli bir detay. Özgün olduğunuzda başarı geliyor. İsterdim ama bu başarıyı beklemezdim. Teknoloji çağında olmamız, şansım oldu”
21 yıldır Bartın’da resim öğretmenliği yaptığını hatırlatan Özmen, resim çalışmalarının bazen 3.5 ayda, bazen 2 yılda tamamladığını kaydetti.
Çok zamanını almasına rağmen problem olarak görmediğini anlatan Özmen, sözlerine şöyle devam etti: “Ben resime başlıyorum, ama kısıtlanmayı sevmiyorum. 3.5 ay, 5 ay, 2 sene süren resimlerim var. Ben bitti dediğimde bitiyor. Yaptığım resimler bittiğinde çok haz alıyorum. İstediğim resmi yapmış oluyorum. O noktaya geldiğim zaman bitti diyorum. Biraz zorum o konuda. Hemen, ‘evet bu oldu, bunu bırakayım başka resime başlayayım’ demiyorum. Biraz zaman alıyor ama problem değil. Büyük bir atölyem var ben sürekli çalışıyorum. Yani sadece sergi olacağı zamanlar değil, her gün çalışıyorum.”
MADENCİYİ ÇİZMEK İSTİYOR
Zonguldak’tan Kastamonu’ya kadar uzanan bölgenin simgesi olan figürler üzerinde de çalışmak istediğini belirten Özmen, özellikle maden işçisini resimlerinde sergilemek istediğini kaydetti. Üzerinde çalıştığı konseptin yoğun ilgi görmesi nedeniyle henüz madenci ile ilgili çalışma yapamadığını anlatan Özmen, “Zonguldak’ın madencileri, Devrek’in bastonu gibi bölgesel simge ve argümanları işlemeyi çok istiyorum ama bir konsept çerçevesinde resim üretiyorum. Kadın imgeleminden yola çıkıp yaptığım bu resimler o kadar yoğun talep görüyor ki, madencileri işleyemedim. Aslında çok istiyorum, araya sıkıştırıyorum ama denemeler şeklinde kalıyor. Ben bu toprakların çocuğuyum, mutlaka sanatçı duyarlılığı anlamında da geri dönüşümü olmalıdır” dedi.
Bugüne kadar resimlerinde hep kadını işlediğini hiç erkekleri işlemediğini anlatan Özmen, bunun sebebini bilmediğini kaydetti. Kadının çok zengin bir yapıya sahip olduğunu vurgulayan Özmen, şunları söyledi: “Kadını işliyorum kadın o kadar zengin yapıya sahip ki, kadın hem anne, hem çalışan hem çok kültürlü olabilen, hem duygu yoğunluğu çok olan çok hassastır.Psikoloji ve tarihe çok meraklıyım, ikisini birleştiriyorum. Okuduğum kitaplar çok etkiliyor beni. Kadın sorunları olan dramatik anlamda değil ama. Kadında, o kadar zengin anlatabileceğim konular buluyorum ki, saymakla bitmez. Erkekler konusunu düşünmüyorum. Neden düşünmediğimi bilmiyorum. Hep duygular üzerinden gidiyorum ama gerçekten bilmiyorum.”
Devrek İlçe Kaymakamı Cem Afşin Akbay, Devrek Belediye Başkanı Mustafa Semerci de ünlü ressamın sergisini gezerek, resimleri hakkında bilgi aldı. Özmen, çalışmalarındaki başarılar ve resimlerindeki temalar konusunda Kaymakam Akbay ve Başkan Semerci’ye bilgi verdi. Özmen’e festivale katılımı nedeniyle teşekkür şilti ve dünyaca ünlü devrek bastonu hediye edildi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz