İsmine “retina display” dediğimiz, gözün bir hamlede görebileceğinden daha fazla piksel içeren özel ekranlara ilk iPhone’larda rastlamıştık. iPhone’un ekranı, iPad’e oranla çok küçük. Doğal olarak piksel sayısı da daha az. Ama iPad gibi kocaman bir ekrana, 3 milyon piksel nasıl sığar?, diye düşünmeden edemiyoruz elbette. Bir ekran analiz firması, bu soruyu açık ve net olarak cevaplıyor.
İlk olarak, neyden bahsettiğimizi anlamak çok önemli. Bileşenleri ufaltmak, çok zor bir iş. En basitinden, bir pikseli yeni iPad’de olduğu kadar küçülttüğünüzde, ona görüntü aktaran kablocukları da o oranda küçültmeniz gerek. Ve birbirlerine çok yakın olacaklarından, birbirlerini etkileme olasılıkları çok yüksek. Bunun terimsel karşılığı, kapasitif çiftleme. Ve Apple bu konuda haklı, görüntü kalitesini etkileyebilen bir özellik.
Apple, bu sorunun üstesinden basit bir yöntemle geldi. Piksellerin bulunduğu reçine tabaka ile kablolar arasına 3 micrometre kalınlığında akrilik bir tabaka yerleştirdi. Bu sayede kabloların birbirine etki göstermesi de önlenmiş oldu. Ayrıca ekranın ışık oranının ayarlanmasında da kolaylık sağlandı, ekrana yakından bakarsanız piksellerin arasındaki ince çizgileri görebilirsiniz.
Bu teknolojiye, Super High Aperture deniyor. Normal LCD ekranlardan farkını, aşağıdaki DisplaySearch tablosunda görebilirsiniz.
Bu, sizin için şok edici bir duyum olabilir. Fakat bu teknolojiyi Apple icâd etmedi. DisplaySearch adlı firmanın araştırmalarına göre, Sharp ve JSR tarafından yıllar önce bulunan bu teknoloji, bir türlü ürünlere adapte edilemedi. Çünkü üretim safhasında maliyeti oldukça yüksekti. Gereksinimleri de öyle… Günümüzde ise LCD ekranların çeyreği bu teknolojiye sahip.
Bu bilgileri yorumlamak gerekirse, Apple, var olan bir teknolojiyi, kullanıcıya farklı bir şekilde aksettirmiş oldu.
[
**Dead Souls’dan Yeni Görüntüler Var
**](http://www.scroll.com.tr/71014/yakuza-dead-soulsdan-yeni-goruntuler-var/)