Reyhanlı sanıkları hakim karşısında

Hatay’ın Reyhanlı İlçesi’nde 11 Mayıs 2013’te çifte araçla düzenlenen ve 52 kişinin öldüğü bombalı saldırıyla ilgili 33 sanığın yargılamasına başlandı.

Adana 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davaya, tutuklu sanıkların yanı sıra ölenlerin yakınları da katıldı. Kimlik tespitinin ardından mahkeme başkanı, sanıklara yöneltilen suçlamaları hatırlattı. Ardından da sanıkların savunmasına geçildi.

''YAPAN ALLAH'INDAN BULSUN''

Duruşmayı izlemeye gelen patlamada hayatını kaybeden 17 yaşındaki Oğulcan Tuna’nın ailesi gözyaşlarını tutamadı. Oğulcan’ın annesi Fatma Tuna, “Müebbet çeksinler. Yapan, yaptıran, arkasında duran Allah’ından bulsun. Oğlumun ne günahı vardı? Ben oğlumu onlar için mi büyüttüm? Yapanlarda ciğerlerinden bulsun evlatlarından bulsunlar.“ dedi.

Reklam
Reklam

''PATLAMADAN SONRA OĞLUMU KENDİM BULDUM''

Oğlunun cesedini patlama alanından kendi elleriyle çıkaran baba Ahmet Tuna ise “Dersane çıkışında ikinci bombada yakalandı. Patlama sonrasında oğlumu kendim buldum. Sanki cehennemi yaşattılar bize. Mutlaka hesap sorulması gerek, kim yaptırdıysa, arkasında kim varsa cezasını çeksin. Katillerin bulunması hesap sorulması gerek. Reyhanlı’da kötü durumdayız, korku içinde yaşıyoruz. Güvenliğin sağlanması gerek. Barış içinde yaşamak istiyoruz. Şehit babası olarak acı çekiyoruz“ ifadelerini kullandı.

SUÇLAMALAR

Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 10’uncu maddesiyle görevli Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanıp mahkemeye gönderilen iddianamede, 15’i tutuklu, 11’i tutuksuz, 7’si firari 33 sanık; 5’i çocuk 52 kişiyi öldürmek, 130 kişiyi öldürmeye teşebbüs, 2’si ağır 25 kişiyi yaralamakla suçlanıyor.

Eylemi planladığı öne sürülen Mihrac Ural (57), saldırıyı düzenlediği ileri sürülen Nasır Eskiocak (34) ile birlikte 9’u tutuklu, 7’si firar, 2’si tutuksuz 17 sanık hakkında 53’er kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 3 bin 597’şer yıla kadar hapis cezası istendi. Eylemden doğrudan haberi olmadan yardım ve yataklık yaptıkları ileri öne sürülen 16 sanık hakkında da 10 ile 15 yıl arasında hapis cezası talep edildi.

Reklam
Reklam

İDDİALAR

110 sayfalık iddianamenin giriş bölümünde, bombalı saldırıdan 3 gün önce Hatay Emniyet Müdürlüğü’nü arayan bir kişinin, Suriye istihbaratı ile bağlantılı olan THKP-C Acilciler terör örgütünün Türkiye’de bombalı saldırı hazırlığı içerisinde olduğu yönünde ihbarda bulunulduğuna değinildi. Adı açıklanmayan ihbarcının, saldırının önce Ankara’daki Kocatepe Camii’ne cuma günü planlandığı, sonra hedefin bir AVM olarak değiştirildiğini söylediği, saldırı için 2 minibüs alınarak Suriye’den getirilen bombaların yerleştirildiğini söylediği bildirildi. İhbarcının saldırı hazırlığıyla ilgili bazı ayrıntıların yanı sıra bazı isimleri de söylediği ve ihbarın ardından güvenlik birimlerinin aldığı önlemlere rağmen saldırıların önüne geçilemediği kaydedildi.

İddianamede, örgüt yapısı ve adı geçen sanıkların görevleriyle ilgili bilgilere de yer verildi. THKP/C-Acilciler terör örgütü lideri Mihrac Ural’ın Suriye’deki iç savaş sonrasında, Suriye rejiminin desteğiyle Mukaveme Suriyyi adında silahlı/askeri birlik kurduğu ve Suriye yönetimine bağlı güçlerle birlikte muhaliflere karşı savaştığı, Suriye istihbarat örgütü yetkilileri ile irtibatlı olduğu ve onların talimatlarını yerine getirdiği öne sürüldü. Eylem planlamasının Mihrac Ural ve Suriye istihbaratı elemanı olduğu ileri sürülen Ömer El Hatip ve kimliği tespit edilemeyen 'Hacı' kod adlı kişiler tarafından yapıldığı iddia edildi. Yusuf Nazik’in eylem planlaması hazırlığında Mihrac Ural aracılığıyla Suriye devlet başkanı Beşar Esad’la görüştürüldüğü de iddialar arasında yer aldı.

Reklam
Reklam

PATLAYICILARIN ÖZELLİĞİ

İddianamede, patlayıcılara yönelik yapılan çalışmalara da değinildi. Patlatılan araçlar üzerinde yapılan incelemede, ana patlayıcı madde veya yemleme olarak kullanılan (yüksek güçlü patlayıcılardan) RDX içerikli patlayıcı madde yerleştirilerek anahtar sistemi, başlatıcısı ve güç kaynağı tespit edilemeyen, 'canlılar üzerinde öldürücü ve yaralayıcı, cansızlar üzerinde yakıcı-yıkıcı-tahrip edici' özelliğe sahip el yapımı bomba olduğu belirtildi.

ARAÇLARIN OLAY YERİNE GELİŞLERİ

Reyhanlı İlçe Emniyet Müdürlüğü MOBESE kayıtlarının incelenmesinde ise, patlayıcı madde yüklü beyaz ve gri renkli 2 adet Ford transit marka minibüsün eylemde kullanıldığı tespit edildi. MOBESE kayıtlarına göre, minibüsler saat 11.50’de Atatürk Caddesi üzerinde seyir halinde iken görülüyor.

Saat 11.51’de belediye binasının sol yanında bulunan sokaktan Faruk Cengiz Caddesi’ne geçiyor. Saat 11.52’de beyaz renkli araç Faruk Cengiz Caddesi’nden dönerek belediye binası yanına, patlamanın meydana geldiği noktaya park ediyor. Saat 12.14’te gri renkli araç da Faruk Cengiz Caddesi istikametine doğru dönüyor. Beyaz renkli araç Faruk Cengiz Caddesi’nde seyir halinde iken ön sağ tarafında üzerinde açık renkli elbise bulunan bir erkek oturuyor. Gri renkli aracın ön sağ tarafında oturan erkeğin de açık renk elbise giydiği tespit edildi.

Reklam
Reklam

KEŞİF YAPMIŞLAR

Saldırının bir numaralı sanığı olduğu ileri sürülen Nasır Eskiocak, iddianamede de yer alan polise verdiği ifadesinde şunları anlattı:
"Yusuf Nazik beni Suriye’de Hacı adlı kişi ile tanıştırdı. Patlayıcıları bu kişi temin etti. Eylem için 30 bin ABD doları verdi. Saldırıdan 2 ay kadar önce Yusuf Nazik ile birlikte Ankara’ya giderek Kocatepe Camii’nin, buradan da aynı gün Konya’ya geçerek yüksek bir binanın fotoğrafını çektik. Yusuf Nazik buralara bomba yüklü araçlar konulacağını söyledi. Ancak daha sonra buralardan vazgeçilerek Reyhanlı’da karar kılındığını söyledi. Eylemin kimin adına, niye yapıldığını bilmiyorum. Ben para için yaptım."

BİR NUMARALI SANIĞIN YAKALANIŞI

Sanık Eskiocak, yakalanmasıyla ilgili şunları söyledi:
"Yakalanmadan bir gün önce 9 Haziran 2013’te, bazı kişilerin yardımıyla Yayladağı İlçesi Güveçli Köyü yakınlarından adını bilmediğim ancak muhaliflerin kontrolündeki bir köye geçtim. Burada silahlı 20 kişilik muhalif grubun eline düştüm. Bu kişilere adımın Mehmet olduğunu söyledim. Ancak inandıramadım. 'Türkiye’de bulunan muhalif askerleri kaçıran kişisin’ diyerek beni darp ettiler. Sonra içlerinden birisi ’Ben bunun fotoğrafını televizyonda gördüm. Reyhanlı patlaması ile alakası var, onun için kaçıyor' dedi. Ardından da Türk güvenlik güçlerine teslim ettiler."

Reklam
Reklam

KAN AKITMIŞLAR

Nasır Eskiocak’ın kendisini "Birlikte ticaret yapacağız" diyerek kandırdığını ileri süren Mehmet Genç de şunları söyledi:
"Nasır bizi patlamadan 4-5 gün önce öğle saatlerinde Harbiye’de bulunan türbeye götürdü. Burada kutsal değerler üzerine yemin ettirdi. ’Ben sizi hiçbir şekilde yalnız bırakmayacağım’ dedi. Ne amaçla yemin ettiğimizi sorduğumda ise ’Bana güvenmiyor musun’ dedi. Ben de güvendiğimi, kendisini ağabey olarak gördüğümü söyledim. Bunun üzerine türbede kurban olarak horoz kesip, ayrıldık."

SUÇLAMALAR

Bazı sanıklarla ilgili suçlamalar şöyle:

Mihrac Ural: THKP-C Acilciler örgütünün lideri ve saldırıyı planlayan

Nasır Eskiocak ile Yusuf Nazik: Saldırı planını uygulayan.

Cengiz Sertel ile Ercan Bayat: Bombaları deniz yoluyla Türkiye’ye getirenler.

Mehmet Kılıç: Deniz yoluyla getirilen bombayı depoya taşıyan.

Mehmet Genç: Nasır Eskiocak’la olay yerinde keşif yapan ve saldırıda kullanılan araçların ruhsat sahibi.

Mehmet Gümüşlü: Araçlara gizli bölmeleri yapan.

Temir Dükancı: Araçların gizli bölmelerine bombaları yerleştiren

Reklam
Reklam

Doğan Özdemir ve Süleyman Evet: Bomba yüklü araçlardan birini olay yerine getiren.

Mahmut Alper Özgün: Doğan ile Süleyman’ın olaydan sonra kaçmalarında yardım eden. (DHA)

Anahtar Kelimeler: