KONYA (İHA) - Konya Sanayi Odası (KSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Şekeroğlu, seçim sonuçlarının tek partiyi iktidara taşımasının memnuniyet verici bir durum olduğunu söyledi.
Seçim sonuçlarını değerlendiren Şekeroğlu, "Koalisyon hükümetleri Türkiye gerçeğinde bugüne kadar başarılı bir yönetim sergileyemedi. Koalisyonu oluşturan siyasi partiler, doğal olarak farklı yaklaşımlar içinde olabiliyorlar. Bu da uyum ve istikrarı etkiliyor" dedi. Şekeroğlu, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim sonuçlarıyla ilgili değerlendirme konuşmasında, sivil toplum örgütleriyle birlikte hareket edeceklerine yönelik açıklamasının son derece önemli olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'deki iktidarlar bugüne kadar maalesef sivil toplum örgütlerinin görüş ve önerilerini hiçbir zaman yeterince dikkate almadılar. Ne sanayiciyi ilgilendiren bir konuda sanayicinin görüşü, ne de çiftçiyi ilgilendiren bir konuda çiftçinin görüşü alınmadı. Masa başı değerlendirmelerle ve zaman zaman dayatma diye nitelendirilebilecek bir tarzla ülke yönetilmek istendi. Türkiye olarak bunun dramatik sonuçlarını hep birlikte yıllarca yaşadık. Oysa girmeye çalıştığımız AB ülkelerinde ve diğer gelişmiş Batı ülkelerinde konunun tarafları her zaman kararların içinde olmuş ve büyük çoğunlukla da müsbet sonuçlar elde edilmiştir. Bu anlamda Tayyip Bey'in açıklamasını önemsiyor ve bu konunun takipçisi olacağımızı ifade etmek istiyorum. Ülke olarak barış, huzur ve sağduyuya en çok ihtiyaç duyduğumuz böyle bir dönemde AK Parti ve CHP'nin olumlu her çabasını önyargısız olarak destekleyeceğiz. Ancak bu yaklaşımımız kayıtsız şartsız bir destek olarak algılanmamalı. Yapılacak yanlış uygulamalara karşı tenkit hakkımız her zaman saklı kalacaktır" diye konuştu.
"SEÇİM SONUÇLARI SÜRPRİZ DEĞİL" AK Parti'nin yüzde 34.6 oy almasının kendisi için bir sürpriz olmadığını da belirten Şekeroğlu, "Toplum üzerindeki gözlemlerim böyle bir sonucun ortaya çıkabileceği izlenimini vermişti. Bana göre halkın tercihine saygı duymak ve halkın sandıkta vermek istediği mesajı doğru algılamak gerekir. Öncelikle halk, Meclis'in yapamadığı iki turlu seçimi sandıkta yapmış ve iki partiyi Meclis'e taşımıştır. Genel başkanı Meclis'e giremeyecek olan bir partinin tek başına hükümet olacak bir çoğunluk elde etmesini de doğru değerlendirmek gerekiyor. Bu konuda çok şeyler söylendi. Bunların birçoğuna katılıyorum. Ancak özellikle ifade etmek istediğim konu, Türkiye gerçek anlamda demokratik ve özgürlükçü bir ülke olmak zorunda. Bunun aksi Türkiye'ye zarar veriyor, ülkenin önünü tıkıyor. Ülke yönetimi bir ring alanı değil, hizmet alanı. Bu anlamda başta yönetime talip olanlar olmak üzere her kesimin çatışmacı bir üslupla hareket etmemesi gerekir. Bu yaklaşım, ülkemizi roketleyecek enerjiyi anlamsız ve sonuçsuz mücadele ve tartışma ortamlarında eritiyor. O nedenle ülkemizin anayasal kurumlarının sandıktan çıkan kararın ruhuna uygun tavırlar içinde olmasının Türkiye açısından yararlı olacağı kanaatindeyim" dedi.