MUHAMMET MUTAF - Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, çocuk istismarına ilişkin, "Gündemde olan çocuk istismarı, çocukların cinsel açıdan istismarı, fiziksel ya da ruhsal açıdan şiddete uğramaları ve bağımlılıkla mücadele meselesiyle Aile Destek Programı'nın çok yakın bir ilişkisi var. Çünkü riski önceden doğru belirleyebilirseniz mücadeleniz kolaylaşıyor." dedi.
Recep Akdağ, Hizmetiçi Eğitim Enstitüsü'nde vali, belediye başkanları ve kurum müdürleriyle basına kapalı yaptığı toplantının ardından, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Toplantıda üç konunun ele alındığını anlatan Akdağ, bunlardan birincisinin eğitim, ikincisinin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının sosyal riski belirleme ve aileleri takip etme projesi, üçüncüsünün de bölgede özellikle Erzurum'da süt meselesi ve sütün uygun şartlarda kaliteli biçimde değerlendirilmesinin nasıl gerçekleşeceği olduğunu belirtti.
Akdağ, hükümetin belirlediği temel politikaları bakanlıkların yürütmesiyle ilgili mutlaka yerinde çalışma yapmanın gereğine işaret ederek, "Bu meseleleri gerçekte yerelde ve mahallinde tartışıp alınan kararları ve uygulanmakta olan politikaları hayata nasıl geçireceğimizi, nasıl takip edeceğimizi görüşmek gerekiyor." diye konuştu.
- "Ankara'da oturarak memleket yönetilemez"
AK Parti iktidarlarında bunu hep yaptıklarını belirten Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanımızın bize ısrarla söylediği bir husus var, 'Ankara'da oturarak memleket yönetilemez, doğru yönetilemez, doğru iş yapılamaz.' Aslında Ankara’dan talimatlar vererek işler düzelemez. Dolayısıyla sürekli bir yenilenme ve gelişimle birlikte hayatın dinamik olduğunu hiçbir zaman unutmadan değişen şartları da dikkate alarak bu çalışmaları yapmak lazım."
Eğitime önem verdiklerini ifade eden Akdağ, "Eğitimle alakalı olarak hükümetimizin çok önemli bir hedefi var. O da bir an önce ikili eğitimi tekli eğitime döndürmek. Erzurum'da bu hususta büyük bir mesafe almış durumdayız ve bunu da tartıştık. Erzurum’da inşallah bir an önce bunu tamamlayacağız. Bu meseleyi önemsiyoruz. Çünkü tekli eğitim öğretimin kalitesini ciddi ölçüde artıran, çocuklarımızın hayatı daha iyi tanımalarını, sadece bilgi ezberlemek yerine hayatla uyumlu şekilde eğitimlerine devam etmelerini sağlayan bir araç. Bu hususta hükümetimizin çok ciddi hedefi var." ifadesini kullandı.
Bölgede süt ürünleri meselesinin de önemine değinen Akdağ, "Her ne kadar kanun sütün toplanmasını süt birliklerine, belki onların olmadıkları yerde kooperatiflere bırakmışsa da pratikte bunun böyle işlemediğini gördük." dedi.
- "Sütü en kaliteli biçimde değerlendirmenin peşindeyiz"
Akdağ, bu nedenle Erzurum'da Tarım Bakanlığının politikaları çerçevesinde süt üreticisinin sütünü en kaliteli biçimde değerlendirmenin ve üretime dönüştürmenin peşinde olduklarını vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
"Erzurum ve Doğu Anadolu Bölgesi'nin hayvancılık açısından sadece et değil süt ürünleri açısından da çok önemli bir katma değer merkezi olduğunu biliyoruz. Burada iş adamlarımızla da toplandık. Onları bir araya gelip markalar oluşturmaya teşvik ettik. Şükürler olsun dünkü toplantıda da Erzurum 2. Organize'de ayrı ayrı 8 yer tahsisi alan, 8 ayrı marka olarak üretime geçecek yatırımcılarımızla bir araya gelerek, ortak marka yapmaya karar verdiler. Söylediğim gibi mahallinde çalışmanın bu derecede büyük faydaları var."
Akdağ, toplantıda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Aile Destek Programı (ASDEP) çerçevesinde görüşmeler yaptıklarını da belirterek, "Erzurum bu hususta riskli ailelerin belirlenmesi ve takibi açısından ilk 10 şehrin içerisine girmiş durumda. Bunu da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın il müdürlüğüne, il valiliği olarak yani bu müdürlüğün dışındaki birimler açısından nasıl destek veririz, hızlandırırız buna baktık." ifadesini kullandı.
- Çocuk istismarı
Riskli ailelerin belirlenip takip edilmesi konusunu çok önemsediklerine işaret eden Akdağ, konuşmasına şöyle devam etti:
"Gündemde olan çocuk istismarı, çocukların cinsel açıdan istismarı, fiziksel ya da ruhsal açıdan şiddete uğramaları ve bağımlılıkla mücadele meselesiyle Aile Destek Programı'nın çok yakın bir ilişkisi var. Çünkü riski önceden doğru belirleyebilirseniz mücadeleniz kolaylaşıyor. Türkiye’de 20 milyona yakın hane var ama bu 20 milyon hanede riskler aynı değil. Diyelim ki bu hanelerin yüzde 5'i, yüzde 10'u çocuk istismarı, çocuğa şiddet, kadına şiddet ya da bağımlılık gibi konularda çok daha riskli, işte bu aileleri doğru tespit ettiğimizde ve iyi takip ettiğimizde mücadele hedeflerimize çok daha emin adımlarla yürüyeceğimize inanıyoruz."
Akdağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın ASDEP'i hızlandırmak için daha fazla elemana ihtiyaç duyulduğu yönünde ciddi talepleri olduğuna vurgu yaparak, "Bu işin koordinasyonunda çalışan biri olarak ben de bu talebin tamamen arkasındayım. Bütçe şartları ve imkanları çerçevesinde inşallah öyle ümit ediyorum ki önümüzdeki günlerde bu ASDEP projesi için Bakanımız Kaya'nın kadrolarını daha da zenginleştireceğiz, zenginleştirmemiz lazım." diye konuştu.