Çaylık sahipleri, çalıştıracak işçi bulamadıklarını söylüyor, "Gürcüler olmazsa, çoğu bahçede çay hasadı yapamayız" diyor.
Trabzon, Rize ve Artvin’de yılın ikinci çay hasadı bugünlerde yapılıyor. Son yıllarda birçok çaylıkta, Gürcistan'dan gelen işçiler çay topluyor. Bölgedeki çaylık sahipleri Gürcüler olmasa çoğu bahçede çay hasadının yapılamayacağını anlatıyor. Ülkelerindeki işsizlik nedeniyle Türkiye'ye hasat dönemlerinde gelen Gürcü işçiler ise kazançlarından memnun.
"Çay toplamasını burada öğrendim"
Aljazeera'den Güray Ervin'in haberi...
Rize’de yağmurlu bir pazar sabahı... Yamaçlar, yol kenarları, evlerin dört bir yanı çaylık. Birçok bahçede, Gürcistan’ın Batum ve Tiflis şehirlerinden gelen Gürcüler çay topluyor. Sadece bu yıl değil, son yıllarda her hasat zamanı geliyorlar. Çay bahçesinin büyüklüğüne göre çalışan işçi sayısı da değişiyor.
Resan Mamurade, 33 yaşında. Son sekiz yıldır, Rize’de aynı çay bahçesine geliyor:
“Batum’dan geliyorum. Yılda üç sefer gelip, 20’şer gün kalıp, dönüyorum. Ülkemde işsizlik olmasaydı gelmeyi düşünmezdim. Buraya gelmeden önce çay toplamasını da, Türkçe’yi de bilmiyordum. Kendi kendime öğrendim. Sabah 6’da kalkıyorum. Hava şartları iyiyse akşam 6’ya kadar çalışıyorum. Bir günde 450-500 kilo çay topluyorum. Yağmurlu havalarda çayı kesmek daha kolay oluyor. Daha fazla toplanıyor.”
"Kazandığım para Batum’da altı ay yetiyor"
Mamurade, yalnız değil. Batum’dan birlikte geldiği on bir akrabası da var. Hepsi de aynı bahçede çalışıyor. Üç öğün yemekleri, ev sahibi tarafından karşılanıyor. 20 günlük hasat dönemlerinin sonunda yaklaşık her biri kişi başı ortalama 2 bin 500 lira kazanıyor:
“Evliyim. İş olmadığı için eşim de çalışamıyor. İki yaşında bir kızımız var. Eğer Batum’da iş bulabilseydim, ayda 300-400 lari (400-535 lira) kazanırdım. Orada altı ayda kazandığım parayı, burada 20 günde kazanıyorum.”
Aileden biri gibi oldular
Gürcü işçilerden Maho Mamurade’yi neredeyse tanımayan yok gibi. Aile fertlerinin hepsiyle sohbet ediyor. Hatta yoldan geçenler bile adıyla seslenip selam veriyorlar. Az da olsa Türkçe konuşabiliyor:
“Ben burada, kardeşim, oğlum ve başka akrabalarımla beraber çalışıyorum. Her hasat zamanı Türkiye’ye gelenler, Artvin’e, Trabzon’a ve Rize’ye dağılırlar. Herkesin çay topladığı yer yıllardır aynı. Bazen yeni arkadaşlar da geliyor. Çay toplamasını bilmiyorsa, bilen bir arkadaşımızın yanında çalışıp, öğreniyor.”
“Gürcüler olmasa Doğu Karadeniz’de çay toplanamaz”
Rizeli Ömer Kolay'ın çaylığında da Gürcü işçiler çalışıyor. Gürcülerin ilk geldikleri yıllarda yıllarda çok acemilik çektiklerini, toplamayı beceremediklerini ama geçen zaman içinde çok iyi hasat yapmaya başladıklarını anlatıyor. Büyükşehirlere göç nedeniyle bahçelerde Gürcü işçi çalıştırmaya mecbur kaldıklarını söylüyor:
“Buralardan gurbete gidenler, büyükşehirlere yerleşenler oldu. Çay bahçesinin başında yaşlı bir amca, nine kaldı. Becerecek durumları yok. Gürcü çalıştırmaya mecbur kalıyor. Gürcüler, hasat ne zaman başlarsa o tarihte geliyorlar. Çayın geleceğini de düşünüyorlar. Keserken alttan gelen yeni filize zarar vermiyorlar. Onlar olmasa Rize’de, Doğu Karadeniz’de çay hasadı biraz zor yapılır diyebilirim.”
Çay toplamak için bölgeye gelen Gürcü işçilerle Karadenizliler arasında ilişkiler yıllar içinde gelişmiş. Çaylık sahibi Ömer Kolay, birbirlerinin cenazelerine, düğünlerine, eğlencelerine gittiklerini de anlatıyor.