RÖPORTAJ - "2018'de Orta Doğu"

Orta Doğu Stratejisti Dr. Ali Hüseyin Bakeer: - "2018'de ABD'nin Suriye'den çekilmesi, İsrail'i, Tahran'ın Suriye'deki varlığını güçlendirmesinden ve bölgesel bir üs olarak kullanmasından korktuğu için, bölgedeki askeri faaliyetlerini artırmaya yönelik daha üst düzey operasyonları gerçekleştirmeye itecek. YPG için ise ABD'nin geri çekilmesi, PKK'nın Suriye kanadını Kuzey Suriye'deki projelerinden mahrum bırakacak" - "2018'in son günlerinde, şimdiye kadar başarısızlığa uğrayan Orta Doğu ülkelerinin sayısının arttığına şahit oluyoruz" - "2018, İsrail'in uluslararası hukukun her bir yönüne göre yasa dışı faaliyetlerde bulunmaya devam ettiği bir yıl oldu"

İSTANBUL (AA) - ELİF SELİN ÇALIK MUHASİLOVİÇ - Orta Doğu Stratejisti ve siyasi danışman Dr. Ali Hüseyin Bakeer, 2018'de Orta Doğu'daki gelişmelere ilişkin yaptığı değerlendirmede, "2018'de ABD'nin Suriye'den çekilmesi, İsrail'i, Tahran'ın Suriye'deki varlığını güçlendirmesinden ve bölgesel bir üs olarak kullanmasından korktuğu için, bölgedeki askeri faaliyetlerini artırmaya yönelik daha üst düzey operasyonları gerçekleştirmeye itecek. YPG için ise ABD'nin geri çekilmesi, PKK'nın Suriye kanadını Kuzey Suriye'deki projelerinden mahrum bırakacak." dedi.

Reklam
Reklam

Dr. Bakeer, Anadolu Ajansı'nın 2018'deki Orta Doğu'ya ilişkin sorularını yanıtladı.

Ali Hüseyin Bakeer'e yöneltilen sorular ve değerlendirmeleri şöyle:

Soru: 2018 için genel Orta Doğu değerlendirmeniz nedir?

Bakeer: Orta Doğu gibi zorlu bir alanda iyimser olmak, biz akademisyenler, diplomatlar ve medya çalışanları için gerçekten de zor olsa gerek. 2018'in son günlerinde, şimdiye kadar başarısızlığa uğrayan Orta Doğu ülkelerinin sayısının arttığına şahit oluyoruz. Haber bültenlerinde çoğu Arap ülkesi, ekonomik koşullar ve özgürlük gibi başat konularda halkları tarafından protesto ediliyor. Daha birkaç hafta önce sizin bir meslektaşınız, Tunuslu bir medya mensubu ekonomik şartları protesto etmek için kendini yaktı. Orta Doğu, maalesef, savaşlarıyla ve çözümsüzlükleriyle meşhur olmuş bir bölge.

- "Yemen'de demokratik seçime ihtiyaç var"

Soru: 2018'de Yemen'de İran destekli Husiler ile Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin desteklediği hükümet güçleri, 4 yıldan uzun süredir devam eden savaşı bitirmek için masaya oturdu. İsveç'te başlayan görüşmeler, Yemen savaşında "dönüm noktası" oldu mu? Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Reklam
Reklam

Bakeer: Yemen'deki taraflar arasında 2018'in son ayında imzalanan barış anlaşması, elbette memnuniyet verici bir durum. Ancak, tarafların masaya oturması Yemen'de barışa hızlıca erişilebileceği anlamına gelmiyor. Bu anlaşma hassas ve açıklığa kavuşturulması gereken birçok nokta içeriyor. En önemlisi, bir yandan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin, öte yandan İran'ın müdahalesi devam ettikçe Yemenliler acı çekmeye devam edecek. Önümüzdeki dönemde krizin insani yönüne odaklanmaya, Yemen'deki meşru yetkilileri güçlendirmeye ve Yemenlilerin demokratik seçimlerle kendi geleceklerini tayin edeceği bir ortama ihtiyaç duyulacak. Ayrıca, Hudeyda Limanı, insani yardımların ülkeye ulaşması için kritik önem arz ediyor. Son olarak, Husilerin kontrolündeki başkent Sana'da bulunan havalimanında uçuşların yeniden başlatılması, BM'nin hedefleri arasında. 2019'da bunların gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini hep birlikte takip edeceğiz.

- "2018'de İsrail yasa dışı faaliyetlere devam etti"

Soru: Bu yıl İsrail hükümeti aldığı yeni bir kararla işgal altındaki Batı Şeria'da Yahudi yerleşimciler için 2 bin 191 yeni konut inşa etme kararı aldığını duyurmuştu. 2018'de devam eden bu işgalci politikalar, Orta Doğu'yu nasıl etkiledi?

Reklam
Reklam

Bakeer: Aslında bu çok olağan bir durum. Bilindiği üzere İsrail zaten başkalarının topraklarını, evlerini işgal ettikten sonra yeni yerleşimler kuran bir ülkedir. 2018 yılı da İsrail'in uluslararası hukukun her bir yönüne göre yasa dışı faaliyetlerde bulunmaya devam ettiği bir yıl oldu. Bu yasa dışı karara, Türkiye başta olmak üzere, Fransa, Birleşmiş Milletler, İngiltere ve son olarak İspanya otoriteleri şiddetle karşı çıkıyor. Ancak, buna rağmen Tel Aviv'in işgalci politikalarını bu denli devam ettirebilmesi, şüphesiz uluslararası toplumun bu konudaki sorumluluğunu yerine getirmedeki başarısızlığını gösteriyor diyebiliriz. Buna İslam ülkeleri ve özellikle Arap ülkeleri de dahil edilmeli. İsrail'in işgalci politikaları Orta Doğu'daki Filistinlilerin haklı mücadelesini canlı tutacak. İsrail'in uzun vadede hiçbir şekilde kazanacağını öngöremiyorum.

Soru: 2018'in son döneminde ABD yönetiminin aldığı Suriye'den çekilme kararı İsrail ve YPG için ne ifade ediyor?

Bakeer: 2018'de ABD'nin Suriye'den çekilmesi, İsrail'i, Tahran'ın Suriye'deki varlığını güçlendirmesinden ve bölgesel bir üs olarak kullanmasından korktuğu için, bölgedeki askeri faaliyetlerini artırmaya yönelik daha üst düzey operasyonları gerçekleştirmeye itecek. YPG için ise ABD'nin geri çekilmesi PKK'nın Suriye kanadını Kuzey Suriye'deki projelerinden mahrum bırakacak.

Reklam
Reklam

- "2018 GCC Zirvesi'nde somut adımlar atılmadı"

Soru: 2018'de Orta Doğu için önemli toplantılardan biri de Riyad'da gerçekleşen Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) Zirvesi'ydi. Kaşıkçı cinayeti ve Katar krizi gölgesinde gerçekleşen bu toplantıda bölgedeki ilişkilerin yumuşaması adına somut adımlar atıldı mı?

Bakeer: Riyad'daki son GCC toplantısında ciddi bir şey yaşanmadı. Bölgedeki en önemli mesele olan Körfez krizini çözmek için somut adımlar atılmadı. Aslında, bu konu tamamen göz ardı edildi. ABD, Riyad ve Abu Dabi'ye, Katar'a yapılan ablukayı sonlandırması ve ilişkileri normalleştirmesi yönünde doğrudan bir baskı uygulamadığı sürece krizin devam edeceğini düşünüyorum. Ancak, böyle bir senaryonun 2019'da gerçekleşeceğini varsaysak bile Kaşıkçı cinayeti ve Katar'a uygulanan haksız ambargo sonrası Körfez'de ülkeler arası zedelenen güvenin yeniden kazanılmasını beklemek çok zor. Bu süreç biraz uzun sürecek.

Soru: Son olarak 2019'da Orta Doğu için temenniniz ne olacaktır?

Bakeer: Temennim klasik fakat aslında elde edilmesi dile kolay bir şey; 2019'un bölge halklarının 2018'e göre daha eşit haklara sahip oldukları ve nepotizmin son bulduğu bir yıl olmasını diliyorum.

Reklam
Reklam