Rothschild ailesinin 1972 yılında verdiği ve aile hakkında komplo teorilerini güçlendiren garip daveti

Rothschild ailesinin ünü tüm dünyaya yayılmıştır. Özellikle komplo teorileriyle yakından ilgiliyseniz Rockefeller ailesiyle birlikte popüler olan bu aileyi de duymuşsunuzdur. Avrupa’nın en köklü ve zengin ailelerinden olan biri olan Rothschild dünyayı yöneten gizli güç veya 400 milyar dolarlık servetleri olduğuna dair pek çok iddia vardır.

Hanedanlık olarak da bilinen Rothschild'ler 18. yüzyılın sonlarında Avrupa'da bankalar kuran Alman ve Yahudi kökenli bir aile. Rothschild Ailesi'nin 1000-1500 arası ferdi olduğu biliniyor. Aile üyelerinden herhangi birinin adını ''Dünyanın 500 Zengini'' gibi listelerde görmeniz mümkün değil çünkü aile serveti gizli tutuluyor.

Uluslararası finans alanında Rothschild kadar etkili olduğu düşünülen, özel bir aile daha yoktur. Kralları, dükleri, psikoposları çok rahat bir şekilde kullanabilen bu aile hakkında tarih boyunca birçok rivayet ortaya atılmıştır. Gerçeklik payını bilmese de bu ailenin ilginç yönleri olduğu kesindir.

Reklam
Reklam

Frankfurtlu bir tüccar olan Anselm Moses Bauer, o dönemlerde rehincilik, tefecilik, antikacılık gibi işlerle ilgileniyordu. Yahudilerin toplum içinde meslek bakımından bazı kısıtlamalara maruz kalmalarından dolayı kendileriyle bütünleşecek bu mesleğe yöneldiler. Mayer Amschel (Rothschild) ise bu aileyi bir topluluk haline getirerek fark yaratmıştır. Salgın bir hastalık yüzünden tüm ailesini kaybeden Mayer Amschel, 13 yaşından beri tek başına ayaklarının üzerinde duruyordu. Bir bankada işe girdi, kısa süre içerisinde terfi aldı ve babasının dükkanının üzerindeki katta eşi yaşadı. Bu ailenin beş oğlu vardı. Mayer Amschel, iş kollarını beş oğlu arasında dağıtmayı onlar henüz çocukken düşünmüştü. Ailenin kuralları da bu dönemde şekillendi.

Avrupa’da o dönemde savaşlarda kiralık askerler çok yaygındı. Prens 4. Wilhelm’ın yanında çalışan Mayer Amschel, işin muhabese kısmıyla ilgileniyordu. Taksitlendirme, faiz hesabı ve görüşmeler onun tarafından yapılıyordu. Prens ülkeden kaçtı ve kaçarken o dönem tam 3 milyon dolar parayı ona emanet etti. Rivayete göre paralar fıçıların içine gizlenmişti ve Napoleon askerleri bunu fark edemedi. O paranın sonradan Prens'e iade edildiği söylentisi de mevcuttur ancak kesin durum bilinmemektedir.

Reklam
Reklam

Prensin bıraktığı para, Amschel tarafından çocuklarına paylaşmıştır. Kızlarına ise az bir miktarda verilmiştir. Kadın ve erkek eşitliği düşüncesine ait olmadığı için kadınların tek misyonunu politik evlilikler yapmak olarak görüyordu. Amschel Mayer Rothschild, oğullarını Avrupa'nın beş büyük başkentine gönderdi. O dönem iletişim bu kadar kolay olmadığı için, ani gelişen olaylarda en kısa süre içinde irtibatta oluyorlar ve ona göre pozisyon alıyorlardı.

Rothschild ailesi denilince akla komplo teorileri de beraberinde gelir. Öyle ki dünyanın tüm komplo teorilerinin önemli bir kısmı, aile ile ilişkilendirilir. Rothschild ailesinin de bir Illuminati üyesi olduğu ifade edilir. Waterloo Savaşı, Fransız İhtilali, John F. Kennedy suikasti ile Hitler'in yükselişi ve 2. Dünya Savaşı da bu ailenin bağlantılı olduğu düşünülen olaylar arasındadır.

Ortaya atılan komplo teorilerinin yanında ailenin 1972 yılında verdikleri davet büyük ses getirmiştir. Marie-Helene de Rothschild, 12 Aralık 1972'de ailenin sahip olduğu en büyük şatolardan biri olan Ferrieres şatosunda büyük bir davet düzenledi.

Reklam
Reklam

Fransa'daki şatoda gerçekleşen davetin adı "sürrealist balo" olacaktı. Balonun davetiyeleri tersten yazılmıştı ve okumak için aynaya tutmak gerekiyordu. Davetin kıyafet kodu “Siyah papyon, uzun giysiler ve sürrealist başlıklar” olarak seçilmişti. Davetlilerden özellikle alışılmışın dışında başlık ya da maske takmaları ve makyaj yapmaları istenmişti.

Kostüm partisi olarak düşünebilecek bu davette birçok detay şaşkınlık yarattı. Bu ilginç parti için şatonun etrafına özel bir ışıklandırma sistemi kurularak şato alev alıyormuş gibi bir efekt yarattıldı. Sürrealist ressam Salvador Dali, Audrey Hepburn, Brigitte Bardot gibi dönemin en ünlü yıldızları da davetteydi. Davetliler şatoya girerken örümcek ağlarıyla çevrili bir labirentten geçerek salona ulaşıyordu. Salonda ise davetlileri bir hayli ilginç tasarımlara sahip olan sofralar karşılıyordu.

Stanley Kubrick'in "Gözü Tamamen Kapalı" filmine esin kaynağı olduğu düşünülen partinin o yıllarda gizli tutulmasına rağmen ünlü yönetmen tarafından bilindiği düşünülüyor.

Reklam
Reklam