Bildiğiniz gibi internette gırla Harry Potter teorisi var. İşte bu teorilerden bir tanesi, geçtiğimiz günlerde serinin yazarı güzide insan J.K. Rowling tarafından ön plana çıkartıldı. Tumblr çıkışlı olan ve bir süredir internette dolanan teori, Harry Potter hikayesinin alegorik tarafına odaklanıyor. Rowling bu teoriyi “Evet, ben böyle yazdım” diye çıkartmadı ortaya, ama Twitter üzerinden “Çok güzel bir teori, ve uyuyor da…” diyerek paylaştığı için, en azından eserinin bu okumasını takdir ettiğini söylemek mümkün.
Peki nedir mesele? Ozan Beedle’ın üç kardeş hikayesini anımsıyorsunuzdur. Son kitapta çok önemli bir yer taşıyan bu hikayede üç kardeş Ölüm’le tanışıyorlar ve ondan birer Yadigar alıyorlardı. İlk kardeş, güç istiyor ve Mürver Asa’yı arzuluyordu. İkinci kardeş, kaybettiği aşkına ulaşmak için Diriltme Taşı’nı istiyor, en küçük kardeş ise sadece Görünmezlik Pelerini’ni talep ediyordu. İlk kardeş Mürver Asa’yla düello kazanıyor, sonrasında bununla övündüğü için bir handa hırsızın biri tarafından öldürülüyordu. Ölüm onu öyle alıyordu. İkinci kardeş, sevgilisini ölüm dünyasından geri getiriyordu; fakat sevdiği kadın artık fani dünyaya ait değildi. Bunun üzerine ortanca kardeş, çıldırıyor ve sevdiğine gerçekten kavuşmak için kendini öldürüyordu. Ölüm de onu öyle alıyordu. En küçük kardeş ise, görünmezlik pelerini’nin altında sakin bir yaşam sürüyor en sonunda vakti geldiğinde pelerini çıkartıyor ve Ölüm onu bir dost olarak karşılıyordu.
İşte bu teori, bu hikayenin Potter serisindeki dört karakter için bir alegori olduğunu söylüyor. İlk kardeş, Voldemort. Güç tutkunu ve kibri onun sonunu getiriyor. İkinci kardeş, Snape. Her şeyi kaybettiği aşkı için yapıyor, onu atlatamıyor ve Ölüm, onu bu zaafıyla yakalıyor. Üçüncü kardeş ise Harry Potter. Ölüm’den korkmuyor, ve onu bir dost olarak karşılıyor en sonunda. Peki Ölüm kim? İşte o da teorinin en güzel kısmı: Kitapların hikayesinde, Ölüm’ü Dumbledore temsil ediyor. Voldemort’un da, Snape’in de, Harry’ninde ölümlerini sağlayan olayları düzenleyen bizzat kendisi. Ve Harry “öldüğünde”, onu bir dost olarak King’s Cross istasyonunda karşılayan da bizzat o.