LEFKOŞA (İHA) - Simerini, "İşgal Bölgeleriyle Doğrudan Ticaretle Avrupa Formülü ; Larnaka-Mağusa Limanları'nın Kullanımı İleri Götürülüyor" başlıklı manşet haberinde, basından uzak, perde gerisinde, AB Başkanlığı'nın girişimi ve Avrupa Komisyonuyla iş birliğinde iki tüzükle ilgili (doğrudan ticaret ve mali yardım) yeni uzlaşma formülü üzerinde çalışıldığını yazdı.
Gazeteye göre, tüm bu çalışmaların arka fonunda Türkiye'nin Gümrük Birliği protokolünü "Kıbrıs" dahil 10 yeni üyeyle imzalanması ve uygulamaya konması bulunuyor. Gazeteye göre, 4 Nisan 2005'te AB Genişleme Genel Müdürlüğü bir toplantı gerçekleştirdi ve diğer şeyler yanında, KKTC'yle doğrudan ticaret ve Kıbrıs Türklerine mali yardım tüzükleri ve Türkiye Gümrük Birliği protokolünün uygulanmasını tartıştı.
Tüzüklerle ilgili toplantı notlarında, AB Başkanlığı'nın, iki tüzüğün aynı zamanda uygulanması yönünde bir uzlaşmaya gidilmesi için inisiyatif üstlendiği ve çözüm olarak Mağusa ve Larnaka Limanları'nın AB tarafından yönetilmesinin öngörüldüğü belirtildi. Haberde, bu konuyla ilgili 22 Mart'ta AB Başkanlığıyla "Kıbrıs ekibi" ve Hukuk Dairesi oranında teknik çalışmalar yapıldığı da hatırlatıldı.
Gazeteye göre, AB Başkanlığı'nın doğrudan ticaret konusundaki uzlaşma formülü 10. protokole dayandırılıyor. Bu protokol ise, adanın tümünün AB'ye alındığını vurguluyor. Gazeteye göre, AB Başkanlığı'nın 4 Nisan'da tartışılan uzlaşma formülü, Mağusa Limanı yanında Larnaka Limanı'nın da AB Komisyonu'nun yönetimine verilmesini öngörüyor ve bu formülün şekillenmesinde Başbakan Mehmet Ali Talat'ın, Mağusa Limanı yanında Rum kesimindeki limanların da ortak kullanıma alınmasıyla ilgili görüşleri de kısmen dikkate alındı. Haberde uzlaşma formülünde 10. protokolden de söz edildiği, bu protokole atıfta bulunulması nedenlerinin ise, "gri bölgeler" oluşturduğu da savunuldu.
Fileleftheros'un Politiki eki ise, Türkiye'nin Gümrük Birliği'nin diğer yeni 10 üyeyi de içine alacak şekilde genişletme protokolünü kesin olarak İngiltere'nin AB Dönem Başkanlığı'nda imzalayacağını bu imza karşılığında ise AB'nin KKTC'ye doğrudan ticaretine yeşil ışık yakılmasını istediğini ileri sürdü.
Haberde protokolün imzalanmasının doğrudan ticaretle takas edileceği, protokolün pratikte uygulanamaması için ise Türkiye, İngiltere ve Komisyon çevrelerince çıkış noktası arandığı da ileri sürüldü.