Rum kesimi AB'de yanlız kaldı

Kıbrıs Rum kesiminde yayımlanan gazeteler, Türkiye'nin Rum yönetimini tanımadığını ifade ettiği deklarasyonu karşısında Avrupa Birliği (AB) tarafından yayınlanması beklenen karşı deklarasyon üzerinde Fransa ve İngiltere arasında mevcut olan uzlaşmazlığın, bu iki ülke arasında sağlanan anlaşmayla ortadan kalktığını yazdı. Rum basını, bu anlaşmadan dolayı Rum yönetiminin, yarın yapılacak AB Daimi Temsilciler Komitesi (COREPER) toplantısında "yalnız kaldığı" değerlendirmesini yaptı.

Politis gazetesi, Fransa ile İngiltere arasında, AB'nin karşı deklarasyonu konusunda yapılan görüşmelerin en üst düzeyde, iki ülkenin başbakan ve dışişleri bakanları arasında yapıldığını belirterek, "Brüksel'deki kaynakların, Rum yönetiminin 'henüz AB'de politik oyunu oynamayı öğrenmediği' yorumlarında bulunduklarını" yazdı.

Reklam
Reklam

Fransa ve İngiltere'nin karşı deklarasyon konusundaki anlaşmasının Rum yönetimini memnun etmediğini kaydeden gazete, Fransa ile İngiltere arasında varılan anlaşmayı şöyle aktardı:

"Her şeyden önce, tüm ülkelerin tanınması, katılımın kaçınılmaz unsurlarından biridir ve bundan dolayı AB, Türkiye ile tüm üye devletler arasındaki ilişkilerin, mümkün olan en kısa sürede normalleştirilmesine vermekte olduğu önemin altını çizer. Bu çerçevede AB ve üye ülkeler, Kıbrıs sorununun nihai çözümünün başarılması için BM Genel Sekreteri'nin çabalarının desteklenmesi gerektiği ve kalıcı ve adil bir çözümün bölgedeki barışa, istikrara ve ilişkilerin uyumuna katkı koyacağı üzerinde uzlaşıya varırlar."

Gazete, "bu anlaşmaya göre Fransa'nın, Türkiye'nin katılımından önce Rum yönetimini tanıması gerektiği ifadesiyle aşamalı olarak tanınmaya götüreceğine de inandığı ilişkilerin normalleştirilmesi ifadelerini kazandığını, İngiltere'nin ise, Rum yönetiminin tanınması ile Kıbrıs sorununu birbirine ilişkilendirmeyi ve konuyu BM Güvenlik Konseyi kararlarına değil, doğrudan BM Genel Sekreterinin çabalarına havale ettiği" yorumunu yaptı.

Reklam
Reklam

Politis, Rum yönetiminin ise bu tip bir ifadeyle, tanınmanın "Kıbrıs Cumhuriyeti"nin tanınması değil, Kıbrıs sorununun çözümüyle ortaya çıkacak devletin tanınmasına değinme ihtimali bulunmasından ötürü bu görüşe karşı çıktığını belirtti.