ANKARA (İHA) - KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, Kıbrıs Rum kesiminin, KKTC deniz limanlarını saf dışı bırakarak, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı'yla Akdeniz'e ulaşacak olan petrolün taşınmasında önemli ölçüde pay almayı arzuladığını söyledi.
KKTC Başbakanı Soyer, KKTC Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş ile birlikte TOBB'u ziyaret ederek, Yönetim Kurulu toplantısına katıldı. Toplantı öncesinde konuşan Soyer, Kıbrıs konusundaki son gelişmelere değindi. Konuşmasında, Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıs'ta Kıbrıs Rum halkı kadar söz sahibi olduğunu belirten Soyer, mücadelelerinin, Türk halkının siyasi ve ekonomik desteğiyle devam ettiğini kaydetti. Soyer, Kıbrıs Türk halkının, tarihin her aşamasında Türkiye'nin tam desteğini yanında bulduğunu ve buna büyük değer verdiğini vurguladı. Soyer, "Buradaki temel nokta Kıbrıs Türk halkıyla Türkiye'nin ortak çıkarlarını dünyanın değişen konjonktüründe küreselleşmenin getirdiği değişim ve çelişkiler içerisinde yeni koşullara uyarlamaktadır. Bugün karşı karşıya kaldığımız sorunların temelinde, Ada'da çözüm olmadan Rum kesiminin AB'ye üye olması yatıyor. Bugün bu gerçek, bütün yanlışlığı ve haksızlığına rağmen karşımızda duran bir realitedir. Bu realiteyi dikkate alarak Türkiye ve Kuzey Kıbrıs'ın ortak çıkarlarını ortaya koymaktır. Bunun için büyük bir girişkenliğe ihtiyaç vardır" diye konuştu.
İzolasyonların kaldırılmasının önemine dikkat çeken Soyer, izolasyonlar nedeniyle Kuzey Kıbrıs Türk halkının çözüm motivasyonunu kaybetmemesi gerektiğini ifade etti. Soyer ayrıca, ABD Kongre üyelerinin doğrudan KKTC'ye gelmesinin çözüm için olumlu bir adım olduğunu sözlerine ekledi. Soyer şöyle devam etti:
"KKTC ve halkının, 24 Nisan'dan sonra kazandığı durum nedeniyle dünya ve Türk yatırımcılarının ilgisiyle Kıbrıs halkının yeni yatırım ve üretim isteğini artırmıştır. Bu durum, çözüm için Kıbrıs halkının hazırlıklarında önemlidir. Gelişmeler çözümsüzlüğü savunan Papadopulos Hükümeti'nde huzursuzluğa yol açmaktadır. İnşaat sektöründeki gelişmeler nedeniyle Kıbrıs Rum tarafı, Kıbrıs Türk halkına dönük faaliyetler başlattı. Hukuk davaları yoluyla yatırım iklimi bozulmak istenmektedir. Cumhurbaşkanıyla hükümetin oluşturduğu işbirliği sayesinde hukuk davalarını başarıyla karşıladık. Bu da karşı tarafta huzursuzluğa yol açmaktadır. Şimdi karşımıza moratoryumla çıkmaktadır. Moratoryumu kesinlikle konuşmayız, konuşturtmayız. Morotoryum demek, Kıbrıs Türk halkının buzdolabına girmesidir. Ekonominin donmasıdır."
Moratoryumun kabul edilmesini, Avrupa Parlamentosu'nda Kıbrıs Türk halkına ait 2 sandalyenin gasp edilmesine göz yummaya benzeten Soyer, inşaat sektöründeki gelişmelerin turizm ve doğaya uyumlu olması gerektiğini sözlerine ekledi.
Türkiye'nin AB üyeliğine tam destek verdiklerini kaydeden Soyer, Türkiye'nin Gümrük Birliği Anlaşması nedeniyle ortaya çıkan yükümlülüklerini yerine getireceklerini ifade etti. Soyer, KKTC Cumhurbaşkanı, KKTC Hükümeti ve Türk Hükümeti'nin ortak politikası gereği, deniz limanlarının Rum kesimine açılmasıyla eş zamanlı olarak KKTC üzerindeki direkt uçuş ve limanlar üzerindeki ambargoların kaldırılması gerektiğinin altını çizdi. Konunun siyasal boyutunun yanı sıra ekonomik tarafının da olduğunu vurgulayan Soyer, "Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı'nın devreye girmesiyle, bölgeye akacak petrolde, dünya petrol tanker taşımacılığında 6. sırada olan Rum tarafının Türk limanlarını kullanarak, pastadan pay alma ihtirası ve yatmaktadır. Rum tarafı Magosa Limanı'nı kapalı tutarak, bu ihtirasını gerçekleştirmek istemektedir. Ekonomik ihtirasının perde arkasında bu yatmaktadır" şeklinde sözlerini tamamladı.