Rumlar'ın Kıbrıs hedefi

LEFKOŞA (İHA) - Rumlar'ın Kıbrıs'ın tümüne sahip çıkma hedefi, emekli bir generalin ifşaatlarıyla bir kez daha su yüzüne çıktı.
Korgeneral olduğu bir sırada emekliye sevkedilen Haralambos Lottas, Kıbrıslı Türkler ile Rumlar'ın ortaklığında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'ni şekillendiren Zürih Anlaşması'nı, hedeflerine giden yolda bir "istasyon" olarak gördüklerini açıkladı ve "1955-59'da başlattığımız mücadeleyi sürdüreceğimizi zannederdik" dedi.

Rum korgeneralin açıklamaları, Rumlar'ın hala daha Girne hayali kurduğunu da gösteriyor. Kıbrıs'ın tümünü ele geçirme amaçlarına AB'ye üyelikle ulaşmak isteyen Rumlar'a karşın, emekli korgeneral, AB üyeliğinin kendilerini Girne ve Gazimağusa'ya getiremeyeceğini kabul ediyor.

Reklam
Reklam

Korgeneral rütbesinden emekliye sevkedilen ve halen "1963-64 Gönüllü Mücadeleciler Derneği"nin başkanı olan Haralambos Lottas'ın ifşaatları, FİLELEFTHEROS gazetesinin pazar günü okuyucularına sunduğu SELİDES dergisinde yer aldı.
Emekli korgeneral, dergideki röportajında, EOKA faaliyetleri, 1963 olayları, 1974 Yunan Darbesi ve Türk Barış Harekatı'yla ilgili anılarını ve düşüncülerini aktardı.

EOKA'nın faaliyette olduğu yıllarda tüm etkinliklerde en ön saflarda olduğunu övünerek anlatan emekli korgeneral Lottas, 1961'de Kıbrıs ordusu kurulduğunu, orduya kaydolan üçüncü kişinin kendisi olduğunu dile getirdi ve "Bir an gelip vatanımızın İngilizler'den tamamen kurtulacağı hayaliyle orduya girdik. 1955-59'da başlattığımız mücadeleyi sürdüreceğimizi zannederdik. Zürih Anlaşması bizim için bir istasyondu ve hayallerimizi gerçekleştirmeyi sürdürecektik" dedi.

1962'de İçişleri Bakanı Polikarpos Yorgacis başkanlığında "AKRİTAS" kod adıyla örgüt kurulduğunu belirten Lottas, 1963 olaylarından sonra birşeyin iyi gitmediğini ve İngilizler'in 'böl ve yönet' taktiğini uyguladığını anladığını kaydetti ve "EOKA mücadelesi için bizleri affetmediler ve Türkler'le bu sorunu yarattılar" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

YOZLAŞMA VE HATA Geçmişte Türkiye'nin adaya çıkmasının ihtimal dışı olduğunun zannedildiğini ifade eden emekli korgeneral Lottas, kendileri ve Yunanistan'la ilgili eleştirileri şöyle dile getirdi: "Yunanlı kardeşlerimiz subay ve sivil, Kıbrıslılar'ın vatanseverliğini istismar etti ve yozlaştırmayı başlattılar ve olaylar darbeye kadar geldi. Kıbrıs savunmasının sorumluluğu bizlerde değil Yunanlılar'daydı. Komutan, yardımcısı ve diğer yüksek subaylar hep Yunanlı idi. En yüksek rütbede olan bizler, yüzbaşı ve üsteğmendik.
Yozlaşma, vatanseverliğin istismarı ve Kıbrıslılar'ın 'Makariosçu' ve 'Grivasçı' diye ikiye bölünmesiyle başladı. Büyük bir hataydı. Diğer taraftan olanların sınır bölgelerine, kendilerinden olanların da yakın yerlere gönderildiği ve ordunun gözdesi yapıldığı dönemdi."

ÇATIŞMA VE ABD Geçmişte en büyük hayal kırıklığını Türkler adaya ayak bastığında duyduğunu belirten Lottas, bugüne dair de şu görüşlerini aktardı: "Bugün bir Türk ilerlemesini savaşırsak göğüsleyebiliriz. Ancak ben yüksek morale sahip olduğumuz konusunda ikna edilmiş değilim. NİKİFOROS tatbikatında muaf olmak içim kimler koşuşmuyor ki? Bunun için hükümet, vatan suçludur. Kriz anı için bir plan yoktur. Herkes aracını alıp yollara dökülecek ve tanklarımı bir yerden bir yere kaydırmak istediğimde yarı nüfusu ben ezeceğim.

Reklam
Reklam

Türkler istediklerini aldı. Tüm Kıbrıs'ı istediklerini sanmıyorum. Taktikleri bazı sıcak olay yaratıp bizi uyanık tutumaktır. Kıbrıs sorunu, kanlı veya kansız bir çatışmayla çözülecek. Amerikalılar onu çözmeye karar verdiği zaman bir gecede bunu gerçekleştirecekler. Bize 'saldırın, buraya kadar alın ve durun' diyecekler.

AB'a üyeliğimiz bizim için olumlu bir unsurdur. Ancak bizi ne Girne'ye ne de Mağusa'ya götürür."