Devre arasında Galatasaray'dan Ajax'a transfer olan Ryan Babel, Türkiye'de geçirdiği günler ve transferi hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı.
İşte Babel'in açıklamaları;
Hollanda'ya sadece ben döndüm. Eşim ve 9 yaşındaki çocuğum ile 5 yaşındaki ikizlerim İstanbul'da kaldı. Her gün 'Facetime' üzerinden görüntülü konuşuyoruz. Tabii ki ailenin yanında olmaması kolay bir şey değil ama onları da yanımda getirmek en iyi çözüm olmayacaktı. Okulları var ve senenin ortasında onları almak doğru değil.
Daha önce de Deportivo ve Fulham dönemlerinde ailemi İstanbul'da bıraktım. Onların düzenli bir hayata ihtiyaçları var. Çocuklarım evde bile İngilizce konuşuyor. Biz Flemenkçe konuşuyoruz, onlar İngilizce cevap veriyor. Birkaç aydır onlardan uzağım ama bunun bir amacı var. Futbolda fedakarlık yapmak zorundasın, ailen de bunu anlıyor. Onlar benim kariyerimle birlikte hareket etmek zorunda değil, ben de bunu istemiyorum.
Önümüzdeki aylarda hedefim çok net, Avrupa Şampiyonası'nda yer almak. İnsanlar beni yanlış anlamasın, öncelik tabii ki Ajax. Kulüp ile şampiyonluk yaşamak ve Avrupa Ligi'nde final oynamak istiyorum Ancak Ajax'ta iyi performans göstererek, Avrupa Şampiyonası için önemli oyunculardan biri olduğumu göstermek ve Hollanda'dan davet almak istiyorum. Tüm enerjimi buna harcamayı istiyorum. Kariyerimin sonuna yaklaşıyorum. Olabildiğince eğlenmek ve kalan zamandan en iyisini yaşamak istiyorum.
Ajax'a dönmek benim için neden çok önemli? Galatasaray ile zorlu bir sezon geçirdim. Takım da zorlu bir sezon geçiriyordu. Takımın performansı benim formumu ve öz güvenimi de etkilemeye başladı. Yaz aylarına doğru iyi bir performans sergilemek istiyordum ve Kasım ayından bu yana, Ajax'a gitmenin benim için en doğrusu olduğunu hissetmeye başladım.
Galatasaray da bu durumu finansal olarak iyi şekilde kullanabilirdi. Ajax'ın da ekstra bir hücumcuya ihtiyacı vardı ve benim de motivasyonum tamdı. Avrupa Şampiyonası için bu transfer doğru bir adım olarak göründü gözüme.
2007'de Ajax'tan ayrıldığımda, kariyerimin böyle gidebileceğini hiç düşünmemiştim. 6 ülke ve 9 farklı kulüpte oynadım. Futbol bana harika şeyler verdi. Ayrıca farklı kültürlere ve farklı insanlara da çok rahat adapte olabiliyorum artık, benim doğamda bu var. En güzel dönemim Liverpool'da geçti. İlk sezonum harikaydı, çok fazla oynadım. Şampiyonlar Ligi'nde yarı finale kadar çıktım ve 5 de gol attım.
İngiltere'deki tecrübeyi sevdim, orada tanıştığım insanlarla iyi ilişkilerim devam ediyor. Ben bir futbol göçmeniyim. Liverpool ile 5 yıllık sözleşme imzaladıktan sonra bir daha öyle uzun imza atmadım. Liverpool'da 3. senemdeyken işler değişti. Çok az oynamaya başladım. 2 yıl çok az oynadım ve sonrasında İngiltere dışına gitmek zorunda kaldım. Bu benim için bir ders oldu, bir daha 3 yıldan daha uzun süreli sözleşme yapmadım.
Ajax'a 2. kez geri dönmek harika. Özellikle idmanlarda küçük şeyleri fark ediyorum. Her şey bir fikirden ortaya çıkıyor. Yurt dışında özellikle hafta içleri çok zor geçiyor. Her şey maç ve sonuçlar, ancak Ajax'ta herkesin kişisel rehberi var. Tüm bilgiler ve performans dataları kontrol ediliyor.
EURO 2020, gerçekten benim yaptığım işin ödüllendirilmesi olur. Hep bunun hayalini kuruyorum. Geçmişte birçok sorun yaşadım, turnuvaları kaçırdım. 2006 Dünya Kupası'nda yarım saat oynadım, 2010'da süre alamadım. Bu yaz benim ilk turnuvam gibi hissettiriyor.