Saadet Reşadiye'yi sardı

Ülkemizde ekonominin battığı, ahlaki çöküntünün dibe vurduğunu, dış politikadaki şahsiyetsizliklerin rahatsız edici boyutu geçtiğini belirten Doğan şunları söyledi: “Ekonomideki, ahlaki çöküntüdeki ve dış politikadaki şahsiyetsiz gidişatı geride bırakacak şeyler olmakta. Büyük oyunun sahipleri ortadoğuyu ve ülkemizi karıştırıyorlar. Şimdi özellikle Güneydoğumuz karıştırılıyor. Yıllardır Erbakan Hocamızın toprak ayağımızın altından kayıyor dediği noktaya getiriyorlar. Bu sıkıntıları aşmanın tek ilacı vardır o da İslam’dır, İslam Kardeşliğidir. Sıkıntıların kaynağı bunlardan yoksun olmaktan geliyor. Mecliste bulunan üç partiden birisi İslam’a hiç yanaşmadı, diğeri İslam’ı hiç anlamadı, diğeri ise en tehlikelisi İslam’ı yanlış anladı ve ülke bu hale geldi. Sen İslam’ı anlamazsan ya da yanlış anlarsan İstanbul’da karışır, Diyarbakır’da karışır. Bu sebeple 40 yıldır bu sorunların temelde çözümünün İslam ve Milli Görüş olduğunu haykırıyoruz ve 12 Haziran’a kadar da bu sıkıntıların ilacının Milli Görüş olduğunu kapı kapı dolaşarak halkımıza anlatacağız. Bunları yapmadığımız takdirde tvlerde izlediğimiz olaylar kapımızı çaldığında geç kalmış oluruz ki Allah korusun.” dedi.

Ekonominin bittiğini, çöplüklerden ekmek toplamayı geçtiğimizi, artık çöplüklerden bir günlük bebeklerin toplandığı ve böyle bir ortamda insanlara çılgın projeleri konuşturduklarını söyleyen Doğan, “Şükürler olsun ki bizler çılgın projeler üreten değil, çığır açan projeler üreten bir davanın müntesipleriyiz. Senin insanın bankalara esir olmuşken, çöplerden ekmek toplarken, eğitemediğin insanlar ana babalarını keserlerken, sen İstanbul’a ikinci boğazı yapmışsın kime ne? Çılgın proje mi istiyosun. Yiğitsen havuz sitemini, denk bütçeyi kur. Yiğitsen ortadoğudaki zulümleri durdurmak için D8’leri yeniden harekete geçir. Sen bu projelerin peşinde olmadıktan sonra birilerini aldatırsın ama Milli Görüşçüleri asla aldatamazsın. AKP bu hale neden geldi? Hani diyorlar ya bunları eleştiriyorsunuz ama bunlarda sizin içinizden geldi diye. Sebebi şu ki; Allah’ı unuttuklarında Allah’ı hatırlatan dostları terk ettiler ve Allah’ı hatırladıklarında Allah’ı unutturanları dost edindiler ve bu hale düştüler.

‘İSTİKRAR SÜRSÜN, TOKAT BÜYÜSÜN’ DEĞİL ‘MİLLETVEKİLLİĞİMİZ SÜRSÜN, TOKAT SÜRÜNSÜN' DİYORLAR! Bu seçimde iktidar partisinin sloganına takıldığını söyleyen Mesut Doğan, “Birincisinde ‘istikrar sürsün, Tokat büyüsün’ yazıyor. Bunun altından çıkanı size söylüyorum. Demek istiyorlar ki ‘milletvekilliğimiz sürsün, Tokat sürünsün’. Allah aşkına biz sizden Tokat’ı büyütmenizi istemiyoruz. Tokat’ı bıraktığımız gibi geri verin biz razıyız. 2005 yılında nüfus 824 bin idi. Aradan 6 yıl geçti Tokat’ın nüfusu 617 bin. Tokat böyle büyüyecek!

İkincisini ise Erbakan Hocamdan kopya etmiş sayın Başbakan. 2002 seçimlerinden sonra yaptıklarımız çıraklıktı, 2007 seçimlerinden sonra yaptıklarımız kalfalıktı, şimdi ustalık için geliyoruz diyor. Hani atalarımız perşembenin gelişi çarşambadan bellidir demişler ya biz bu iki dönemde yaptıklarınızı iyi biliyoruz. Ama esas önemli olan usta olmak değildir. Önemli olan kimin ustası olduğundur. Bu milletin ustası mısın, Amerika’nın, Avrupa Birliği’nin ustası mısın?”

Size hatırlatmak istediğim bir husus daha var “Allah Resulu buyuruyor ki: Müslümanlar şu 15 şeyi yapmaya başladıklarında Allah’ın musibeti vacip olur. Sadece üçünü hatırlatıyorum. Bir; bir ülkenin nimetleri fakirlere ulaşmadan direkt zenginlere ulaştırıldığı zaman. Burada idarecilere söyleniyor. Bugün 70 milyonun varlığı 2 bin kişinin varlığına denk. iki; devlet kademesinden işçi memur olanlar halkın kendisine verdiği emaneti kendi nefisleri için helal görmeye başladıkları zaman. Yani yolsuzlukları yapmaya başladıkları zaman. Üçünücüsü ise; Halklar emaneti ehline vermedikleri zaman. Bu üç şeyde şuan gerçekleşiyor maalesef.

Bu seçim dünyadaki ve Türkiye’deki bütün dengeleri değiştirecek. Allah rızası için şu 4 şeyi yapalım. Bir, dimdik ayakta duralım. Adı yolsuzluğa karışmış, yalancı ve sahtekarların rahatça dolaştığı bir ülkede başı dik gezecek tek topluluk biziz. İki, zafere inanalım. Her şartta bu seçimi biz kazanacağız. İnsanlarımız seçimde kendisine sorulan soruyu yanlış anlıyor. Seçim günü insanlarımıza hangi parti birinci çıkacak diye sorulmuyor, hangi parti birinci gelirse Türkiye’nin bu sorunlarını çözer diye soruluyor. Biz güç zehirlenmesine uğramayacağız. Üç; Çalışacağız. Dört; samimi bir şekilde Allah'ın zaferi nasip etmesi için dua edeceğiz."